‘Neyin Belgesini Vereceğiz!?..’

ARİF EROĞLU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen’in iadesi için kanıt, belge isteyen ABD’ye çok kızdı. Katıldığı TV programında, “Biz sizden bir teröristi istiyorsak, o teröristi bize vermelisiniz. Eğer bizden belgeler falan istemeye kalkarsanız, o zaman biz terörle mücadele edemeyiz. Bize ne diyorlar? Belge. Neyin belgesini vereceğiz. Bizim terörle mücadelede kaybedecek vaktimiz yok. Böyle 6 ay, 1 sene gibi bir zaman kaybına tahammülümüz yok”
Ben ‘Neyin belgesini vereceğiz?’ ifadesini şöyle anlıyorum; ‘Elimizde belge yok ki ne verelim?’ Hadi Türk halkını aptal yerine koydunuz, rica ederim dünya kamuoyunu da mı aptal sanıyorsunuz? Sizin yaptığınız adi bir suç ithamı değil, karşınızdaki insanı ülkeye darbe yapmakla suçluyorsunuz, hayatını kaybeden yüzlerce insandan sorumlu tutuyorsunuz. Eğer bunu 1 dolar, maklube, haki yeşil cübbe muhabbetiyle kanıtlamaya kalkıyorsanız ülkeyi düşürdüğünüz bu rezil durum için sadece ‘Yazıklar olsun!’ derim.
ABD Genelkurmay Başkanı Türkiye’ye geldi, hani darbenin arkasında ABD vardı, bakanlar ‘Eminiz!’ diye beyanat veriyorlardı. Niçin ağzınızdan bir kelime çıkmadı, niçin adamın yüzüne haykırmadınız, niçin önüne ABD’nin işin içinde olduğuna dair belgeleri koyup adamı madara etmediniz?
Yapamazsınız çünkü siz yalancısınız, iki yüzlüsünüz, oynadığınız tiyatronun ortaya çıkmasından tir tir titreyen korkaklarsınız.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cemaat’i kastederek ‘ben de bu yapıya zamanında yardım ettim Allah’a zor hesap veririm’ diyor. Madem yardım ettin, madem bu bir terör örgütü, madem bugün yardım eden herkesi hazırladığın düzme mahkemelerde hesap vermesi için tutukluyorsun. Ya bırak herkes senin gibi Allah’a hesap versin, ya da sen de git herkes gibi mahkemeye hesap ver.
Ama endişe etme, Cemaat’te herkes senin lehine şahitlik yapar; çünkü senin bu Cemaat’e zerre kadar bir faydan olduğunu ne duydum ne de gördüm.
Dünya medyası, tüm kamuoyu Türkiye’de yapılan darbe tiyatrosuna bir türlü inanmadı. Daha önceden çok iyi hazırlanmış adeta soykırım derecesine çıkan tasfiye, mallara el koyma vs planlarının bir gecede icraata konulmasını şaşkınlıkla izliyor. Öyle sanıyorumki Türkiye üzerindeki uluslararası baskı çok ciddi boyutlara taşınabilir. Hiç tahmin edilmeyen farklı yaptırımlar gelebilir. Recep Tayyip Erdoğan her baskıyı iç kamuoyuna mağduriyet edebiyatı ile satarak güzelim Türkiye’nin dünya ile bağlarını dahi koparabilir. Yanılmayı çok isterdim ama maalesef Türkiye’yi çok zor günler bekliyor.