Darbeli Yalanlar (2)

ARİF EROĞLU
15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin başı halen bulunamadı. Bu nasıl bir darbe ki, bir yazılı planı olmasın.
Askerliğini öyle veya böyle yapan herkes bilir ki, asker yazılı kültür, emir ve talimatla iş yapar. En basit bir konu dahi yazılı talimatlarla iletilir. Ülkenin kaderini etkileyen bir darbeden bahsediliyor ama talimatı kimin verdiği belli değil. Madem MİT saat 15:00’te darbeyi haber aldı, kimin yaptığını da bilmesi gerekmiyor mu?
Hazırlanmış bir planı bulunamayan veya olmayan bir darbe sonrası için, yapılacak herşeyin en ince ayrıntısına kadar mükemmel planlandığını görüyoruz.
Darbenin ilk dakikasından itibaren Gülen ismi kasıtlı bir şekilde öne sürülmesinin nedeni, öyle anlaşılıyor ki sokaklara dökülen kalabalıkların zihninde bir hedef ve düşman oluşturmak; nitekim bu plan başarıya ulaştı.
Darbeden haberi bile olmayan belki bir kısmı darbeyi önlemek için çaba sarfeden birçok subay evlerinden birliklerinden alındı.
Darbeye katılanlar da emir komuta zinciri içinde hareket ettiklerini vurguladı, peki emir nerden geldi?
Cumhurbaşkanının oteline baskına gidecek ekip özellikle yavaşlatılıp Cumhurbaşkanı’nın İstanbul’a hareket etmesi beklendi. Tim otele geldiğinde Erdoğan Atatürk havalimanında, ‘Kaldığım otele saldırdılar’ açıklamasını yapıyordu.
Cumhurbaşkanı’nın uçağına eşlik eden F-16’ları kim kaldırdı, madem Hava Kuvvetleri Komutan’ı rehin alınmıştı; o halde talimatı kim verdi? Herşeyden önemlisi Erdoğan nasıl güvendi?
Darbenin üzerinden yirmidört gün geçti darbe yaptı denen Gülen’in haki yeşil cübbesi, 1 dolarlar, maklube ve muhatabının inkar ettiği güya Hulusi Akar’a ‘kanaat önderimiz Fethullah Gülen’le görüştürelim’ yalanlarından başka elde bir şey kalmadı.
Gülen darbeyi tel’in etti, ‘uluslararası bir komisyon araştırsın, çıkacak sonuca razıyım’ dedi. ‘Onda bir delil getirsinler ben kendi rızamla döneceğim’ dedi. Fakat tık yok. ‘Hizmete sempati duyup da bu darbeye katılan varsa inandığımız değerlere ihanet etmiştir’ dedi; daha ne desin…
Darbeyi yapan ben ülkücüyüm dese, MHP’liyim dese, AKP’liyim dese, CHP’liyim dese veya şu tarikatın bu Cemaatın sempatizanıyım dese ismi geçen her yer darbeci mi olacak? Böyle bir suçlama hangi vicdan tarafından kabul edilebilir?
Ama gelin görün ki, yüzbine yakın insan darbeci denilerek cezalandırılıyor. İşlerinden ediliyor, mallarına el konuluyor, tehdit ediliyor, hakarete maruz kalıyor, seyahat özgürlüğü engelleniyor.
Ortada tek kanıt yok, emir veren belli değil, ama darbe yapan yüzbinlerce insan var. Allah bu zulmü yapanın yanına koymaz, bu dünyada olmasa da öbür tarafta bu zulmü yapanların, destek verenlerin, çanak tutanların, sessiz kalanların burnundan fitil fitil gelir. Şayet onların ahiret inancı yoksa bile o hesap gününde görüşeceğiz Allah’ın izniyle…