Hangisi Gerçek Erdoğan?

Turkish President Tayyip Erdogan attends the opening session of the World Climate Change Conference 2015 (COP21) at Le Bourget, near Paris, France, November 30, 2015. REUTERS/Christian Hartmann - RTX1WHR9

2014: “Onlar bizim muhacir kardeşlerimiz. Batı destek verse de vermese de sahip çıkacağız.”
2015: “Otobüslere doldurup AB’nin kapısına göndeririz. Bizim alnımızda enayi yazmıyor!”
2016: “Bu kardeşlerimize vatandaşlığı vereceğiz… Biz almayalım da oraya buraya mı gitsin…”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2014’deki konuşmalarında Türkiye’deki Suriyelilerden ‘muhacir’ olarak bahsetmişti. Bir çok konuşmasında Suriyelileri ‘misafir’ etmekten memnuniyet duyduklarını anlatmıştı. Sonra ‘otobüslere doldurup’ AB’nin kapısına göndereceğini söyledi. Bugün ise ‘vatandaşlık’ verileceğini anlatıyor.
İsrail ve Rusya politikalarını inanılmaz bir ‘U’ dönüşüyle 180 derece değşitiren Erdoğan’ın Türkiye’deki Suriyelilerle ilgili son çıkışı kamuoyunda geniş yankı buldu. Zira Erdoğan’ın dün yaptığı açıklamalar, bugün söyledikleriyle taban tabanı zıttı. İsterseniz hatırlayalım…
8 Ekim 2014: Cumhurbaşkanı Erdoğan seçildikten sonra ilk yurtiçi ziyaretini Gaziantep’e yaptı. Erdoğan, İslahiye Çadırkent Konaklama Tesislerine giderek buradaki Suriyelilere seslendi: “Bizler sizleri burada misafir etmenin memnuniyeti sevinci içerisindeyiz. Sizleri muhacir oldunuz. Bizler de ensar. Kim ne derse desin sizler bize asla yük değilsiniz.”
18 Şubat 2015: Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin, Suriyeli kardeşlerine bu sıkıntılı günlerinde kucak açmasının önemine değindi konuşmasında: “Biz, bugün bu sıkıntılı zamanlarında Suriyeli, Iraklı kardeşlerimize kucak açmazsak yarın onların yüzüne nasıl bakarız?”
Batı destek verse de vermese de…

19 Kasım 2015: Bir başka konuşmasında ise şunları söylemişti Erdoğan: “Biz bu meseleye insani, vicdanı, ahlaki ve İslami bir vazife olarak bakıyor, çalışmalarımızı o şekilde yürütüyoruz. Ben halkıma şöyle sesleniyorum. ‘Gelenlerin hepsi muhacirdir, siz ise ensar olmaya devam edeceksiniz. Batı destek verse de vermese de biz bunu sonuna kadar yapmaya devam edeceğiz.”
Ve 9 Şubat 2016…

Kamuoyu önünde ‘ensar-muhacir’ siyaseti yapan Erdoğan’ın, kapalı kapılar arkasında Suriyelileri ‘siyasi malzeme’ olarak kullandığı ortaya çıktı. Erdoğan’ın AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile G20 kapsamında yaptığı görüşmenin tutanak notları olduğu iddia edilen bir belge yayımlandı. Belgede Erdoğan’ın, beklediği 3 milyar Euro yardımı yapmayan AB’yi eleştirerek, Juncker ve Tusk’a, “Yunanistan ve Bulgaristan’a kapıları açıp, mültecileri otobüslere bindirip göndeririz.” dediği öne sürülüyordu. Erdoğan, söz konusu ifadeleri doğruladı.
Otobüsler boşuna durmuyor
11 Şubat 2016: BM’nin “Mültecilere kapıyı açın.” açıklamasına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB’yi, daha dün ‘muhacir’ dediği Suriyelileri otobüslere doldurup göndermekle tehdit ediyordu: “Dünyadaki diğer ülkelerin kabul ettiği mülteci sayısı ne kadar? Bazıları 100 tane almış, öbürü 300 tane 500 tane bin tane. Bizim alnımızda enayi yazmıyor kusura bakmayın. Biz bir yere kadar sabır sabır sabır ondan sonra da gereği neyse bunu yaparız. Herhalde otobüsler, uçaklar boşuna durmuyor.”
Vatandaşlık vereceğiz

3-5 Temmuz 2016: Önce ‘ensar-muhacir’ siyasetiyle meydanlarda oy topladı. “Siz bize yük değilsiniz, AB destek verse de vermese de size sahip çıkacağız.” dedi. Ardından kapalı kapılar ardında Suriyeliler üzerinden AB’yi tehdit etti. Ve son olarak Suriyelilere vatandaşlık verileceğini açıkladı: “Evet biz o mağdur ve muzlam kardeşlerimize vatandaşlığı vereceğiz… Biz almayalım da İngiltere’ye, Kanada’ya, şuraya buraya mı gitsin…”
Şimdi biz hangi Recep Tayyip Erdoğan’a inanalım?
(HABER YORUM / UĞUR SAĞINDIK)