Tüm Diktatörler ‘Terörist’ Yaftasını Kullanır

Mehmet Dink Strasbourg
AP milletvekili Ana Gomes, “Ben diktatörleri kendi ülkemden, Portekiz’den tanırım. Diktatörler terörist terimini kullanırlar. Tüm dünyada böyledir.” dedi.
ana-gomesHizmet Hareketi’ni Milli Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulu kararlarıyla ‘terörist’ ilan etme girişimi Avrupa Parlamentosu’nun dün sabahki oturumunda tartışıldı. Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Birleşik Sol gruplarının üyesi milletvekilleri Erdoğan’a muhalefet eden tüm kesimlerin terörist ilan edildiğini ve bunun demokratik toplumlarda yerinin olmadığını söyledi. Sosyal Demokrat Ana Gomes, ‘tüm diktatörlerin bu yöntemi kullandığını’ belirtti.
Strasbourg’da yapıl genel kurul öncesi TBMM’de dokunulmazlıkların kaldırılması yönündeki yasa değişikliklerini değerlendiren vekiller, AKP hükümetinin Hizmet Hareketi’ni ‘terör örgütü’ ilan etmesi konusundaki görüşlerini de dile getirdi. AP’nin en büyük ikinci grubu Sosyalist Demokratların üyesi Portekiz milletvekili Ana Gomes, “Ben diktatörleri kendi ülkemden, Portekiz’den tanırım. Diktatörler terörist terimini kullanırlar. Tüm dünyada böyledir. Biz grup olarak hâlâ Türkiye’nin AB’ye katılmasını destekliyoruz, fakat tamamlaması gereken anlaşma şartları var. Demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü ve temel haklar noktasında AB’nin değerlerine saygı duyması ve anlaşma şartlarını yerine getirmesi gerek.” ifadelerini kullandı.
Türkiye, terör yasasını değiştirmeden üye olamaz

bodil-voleroYeşiller’in İsveç milletvekili Bodil Volero de Türkiye’de grupların terörist listesinde olup olmamasının bir anlam ifade etmediğini söyledi. Volero “Erdoğan’a muhalif olmanız sizin terörist grup olarak tanımlanmanız için yeterli. Türkiye’de herhangi bir grup herhangi bir sebepten dolayı terörist ilan edilebiliyor. Asıl büyük problem burada. Terör kanunu değiştirilmesi lazım , eğer bu kanun değiştirilmezse Türkiye’nin AB’ye katılması söz konusu değil.” dedi.
Volero, Türkiye’nin AB’ye üyeliğine grupların olumlu baktıklarını, fakat kesin üyelik için insan hakları, ifade özgürlükleri, medya özgürlüğü gibi konularda Avrupa standartlarına uygun hale gelmesi gerektiğini ifade etti.
marie-vegiatBirleşik Sol’un Fransız vekili Marie-Christine Vergiat ise Türkiye’de terör tanımının AB üyeliği ve vize muafiyetinin önündeki en büyük engel olduğunu söyledi. Terör tanımının bir an önce değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Vergiat “Bu kanun, AB standartlarına uygun hale getirilmeli. Temel insan haklarına saygılı olmayan bir Türkiye’nin AB’de yeri yok.” ifadelerini kullandı.
Hristiyan Demokratlar’ın gölge Türkiye raportörü Renate Sommer, AP Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Rebecca Harms ve Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformcular Grubu Başkanı Syed Kamall de Hizmet Hareketini terörist ilan etme girişimine sert tepki göstermişti. Geçtiğimiz hafta açıklama yapan AB Komisyonu sözcüsü Maja Kocijancic gelişmeyi endişeyle karşıladıklarını açıklarken, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby ise yine geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada “Biz onları terör örgütü olarak görmüyoruz.” demişti. Alman hükümeti de geçtiğimiz günlerde Hizmet hareketini terör örgütü olarak görmediğini duyurmuştu.
Erdoğan’ın yaptıkları kabul edilemez ve çoğu tartışmalı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Milli Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulu kararlarıyla Hizmet hareketini ‘terör örgütü’ ilan etme girişimine Almanya’dan da tepki geldi.
İktidar ortağı SPD’nin Hamburg Federal Milletvekili Johannes Kahrs, “johanns-hahrsErdoğan’ın bir çok alanda şimdiki davranışları kabul edilemez ve tartışmalı.” dedi. “Türkiye’deki gelişmeleri değiştirmek istiyorsak, bana göre iki yol var.”diyen Kahrs, “Bunlardan birincisi dışarıdan baskı. İkincisi ise tüm zorluklara rağmen Türkiye ile AB üyeliği görüşmelerinin devam etmesi. Ben özellikle bu şekilde Türkiye’de düşünce, basın ve diğer özgürlükler için gerçek anlamda değişiklik için bir şans olacağını düşünüyorum.” dedi.
manuel-sarrazinYeşiller Hamburg Federal Milletvekili Manuel Sarrazin ise “Türkiye’deki gelişmeleri ve hükümetin politikasını büyük bir endişe ile izliyoruz.” dedi. AB’nin haklı olarak Türkiye’den terörün tanımlanması ve terörle mücadele konusunda Avrupa standartlarına gelmesi için yasa değişikliği istediğine dikkat çeken Sarrazin, “Terör kavramının genişletilmesi, özellikle hükümeti eleştirenlere karşı keyfi uygulamayı gündeme getirebilir.” uyarısında bulundu.
Bunun basın ve düşünce özgürlüğünün engelleyebileceğine işaret eden Sarrazin, “Bu yaklaşım hukukun üstünlüğü değerleri ve Avrupa Birliği ilkeleri ile hiç bağdaşmıyor. Halbuki Türkiye’nin vizesiz seyahat ve AB üyelik müzakerelerinin kriterlerini yerine getirmek için kendi terörle mücadele yasasında değişiklik yapması gerekiyor.” dedi. Yargı bağımsızlığının da önemli bir mesele olduğunu hatırlatan Alman vekil, “Hükümetin isteklerini yerine getirmeyen hakim ve savcılar sürgün edilmemeli, başka yerlere gönderilmemeli. Bu bir hukuk devletinde olması gereken kuvvetler ayrılığı ile çelişiyor.” diye konuştu.
RAMİS KILIÇARLAN HAMBURG