Kaosta Istikrar…

MEHMET KAMIŞ
Her gün bombalar, katliamlar, terör, baskınlar, operasyonlar… Her sabah yeni felaket… 7 Haziran seçimlerinden bugüne kadar tam 11 intihar eylemi, 248 can kaybı… En son alçak bir saldırı daha ve yedi vatan evladı toprağa düştü. Bu eylemlerin hepsine yayın yasağı getirildi ve hepsi karanlığa gömüldü. Hiçbir eylemin ne olduğu ortaya çıkarılmadı, hiçbir olayla ilgili kamu vicdanını rahatlatacak bir açıklama yapılmadı. Bütün olaylar yayın yasakları altında bilinmeze mahkum edildi. Bırakın intihar eylemlerinin aydınlatılmasını canlı yayın esnasında katledilen Tahir Elçi olayının bile ne olduğu açıklığa kavuşturulmadı.
Türkiye bir yıldır tam anlamıyla kaosun içinde. Her gün bir felaket yaşanıyor. Terör, bütün ülkeyi kontrolü altına almış durumda. Saldırılar, hem önlenemiyor/önlenmiyor, hem de aydınlığa kavuşturulmuyor. Türkiye’yi yönetenlerin, ete kemiğe bir türlü bürünmeyen ‘dış güçler’ sihirli cümlesi bunların üzerinden bütün yükü alıyor, analarından yeni doğmuş bir masuma dönüştürüyor. Sanki binlerce kilometre yol yapan bombalı araçları dış güçler yakalatmıyor, sanki bütün bu olayların açıklığa kavuşmasını dış güçler engelliyor. Sanki faili meçhul olayların ortaya çıkartılıp çözülmesine dış güçler müsaade etmiyor. Sanki bütün ikazlara rağmen terör örgütünün 2,5 sene ülkeyi silah deposuna çevirmesine dış güçler izin verdi.
Türkiye, 7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana terörün ve kargaşanın esiri haline gelmiş durumda. Anayasa Komisyonu Başkanı AKP’li Burhan Kuzu, 7 Haziran seçimlerini attığı twitle şöyle yorumlamıştı: “Evet seçim bitti, millet kararını verdi. Ya istikrar ya kaos, dedim. Millet kaosu seçti, hayırlı olsun.”
Terör geçmişte de dönem dönem Türkiye’nin başına bela olmuştu ancak 7 Haziran seçimlerinden sonra olduğu gibi hiçbir zaman bu kadar gemi azıya almamıştı. Hükümetin bu olaylara karşı yaptığı birbirinin benzeri mırıl mırıl açıklamalar var. Neticede ne sebepten olursa olsun bu ülkede her gün onlarca insan can veriyor. Birilerinin bunun sorumluluğunu alması gerekmiyor mu? Daha ne olmasını, kaosun daha ne kadar büyümesini bekliyorsunuz?
Her gün onlarca insan hayatını kaybediyorsa ya beceriksizsiniz, ya terör politikalarınızda bir yanlışlık var ya da…
İnsanları katleden teröristlerle uğraşması gereken güvenlik güçlerinin, enerjisini bu ülkenin en masum insanlarını yakalamaya, derdest etmeye harcarsanız terörde zafiyet göstermeniz elbette kaçınılmazdır. İstihbarat servislerini, terör örgütlerinin eylemlerini öğrenmeyle değil de, size muhalif olduğunu düşündüğünüz 80 yaşındaki hayırseverleri fişlemekle uğraştırırsanız bu terörün azması kaçınılmazdır. Köy girişlerinde bile kameralar varken bomba yüklü araçları binlerce kilometrelik yollarda istedikleri gibi seyahat ettirir, yakalamazsanız, bu olayların önlenmesi mümkün olmaz. Yaşananlara baktığınızda kasta varan ihmalleri, beceriksizlikleri hemen görebiliyorsunuz.
Ortalama bir vatandaş olarak hükümet ve iktidar çevrelerine soruyorum; bu terör niye önlenemiyor ve daha ne kadar önlenemeyecek? 7 Haziran seçimlerinden sonra Burhan Kuzu’nun da dillendirdiği gibi ‘ya istikrar ya kaos’ dayatmasıyla karşı karşıya kalanlar 1 Kasım’da ‘istikrarı’ seçmişti. Daha neyi seçmesini bekliyorsunuz?