Bharara’nın Kefalet Talebini Red Gerekçesi: Rüşvetle Tahliye Olmuş Yalancı ve Güvenilmez

AYDOĞAN VATANDAŞ / NEW YORK
Savcı Bharara, Zarrab’ın kefalet şartlarını delebileceğini söyledi ve talebin reddini istedi. Gerekçe olarak da Türkiye’de rüşvet vererek hapisten kurtulmasını gösterdi. Ayrıca Zarrab’la ilgili soruşturmadan sonra savcılık ve polis teşkilatının baştan sona değiştirilmesini de vurguladı.
Güney New York Mahkemesi Başsavcısı Preet Bharara önceki gün açıkladığı 25 sayfalık ek iddianameyle, bir süre önce kefalet başvurusunda bulunan Reza Zarrab’ın dilekçesine neden itiraz ettiğini ayrıntılarıyla açıkladı.
Davanın hakimi Richard M. Berman, Başsavcı Bharara’dan Zarrab’ın avukatı Benjamin Brafman tarafından önerilen 10 milyon doları nakit olmak üzere 50 milyon dolarlık kefalet bedelinin yanı sıra Zarrab’ın 24 saat GPS takibinde New York’ta bir rezidansta kalması teklifini yazılı olarak cevaplandırmasını istemişti.
Deliller ‘karşı konulmaz’ derecede güçlü
Bharara’nın ofisi tarafından hazırlanan son derece ayrıntılı cevabi metinde, Zarrab’ın kefalet şartlarının oluşmadığı sebepleri ile anlatılıyor. Zarrab’ın teklif ettiği kefalet şartlarının sahip olduğu olağanüstü zenginliği bir dizi güvenlik önlemiyle, ülkeden kaçma girişimini perdelemek için kullanmak istediği belirtiliyor.
Mahkum olması durumunda on yıllarca mahkumiyet cezası alma ihtimali bulunan bir zanlıyla ilgili toplanmış suç delillerinin ‘karşı konulamaz’ derecede güçlü olduğu detaylarıyla anlatılan metinde, çürütülmesi imkânsız elektronik istihbarat delilleriyle desteklenmiş olduğu belirtiliyor.
belge-1
Paraları excel tabloya yazmış
New York Mahkemesi’ne sunulan belgeler arasında İranlı işadamı
Zarrab’ın eski ekonomi bakanı Zafer Çağlayan’a gönderdiği
rüşvetlerin excel tablo halinde dökümü de bulunuyor.
Yalan söyledi, güvenilmez
Savcılık, daha önce yapılan kefalet önerilerini Zarrab’ın kefalet talebiyle kıyaslarken, benzeri talepte bulunan zanlıların mahkeme öncesi mülakatta adli makamları yanıltmadıklarına dikkat çekti. Savcılık, Zarrab’ı ise Miami’de yakalandıktan sonraki sorgusunda, maddi varlıkları, gelirleri, sahibi olduğu pasaportlar, yurt dışı seyahatlerinin kapsamı ve benzeri konularda yalan beyanda bulunduğu için ‘güvenilmez’ bir kişi olarak tanımladı.
Zarrab’ın 20’den fazla mülkü, 7 deniz aracı, 17 lüks aracı, özel bir uçağı, atları, 10 milyon dolardan daha fazla değerde sanat eseri bulunduğu belirtililirken olağanüstü zenginliği sadece mal, mülk ve sanat eserleri almada değil, yozlaşmış siyasetçileri satın almak için de kullandığı kaydedildi.
Mütalaanın ilk bölümünde, Zarrab’ın uluslararası önemde, geniş bir ilişkiler ağı olan, etki gücü yüksek bir işadamı olarak, İran’ın küresel bankacılık sistemi çerçevesinde ABD’yi dolandırma suçunu işlediği anlatılarak kefalet talebinin reddedilme gerekçeleri anlatılıyor. Birinci bölümde İran’a yönelik yaptırımların geçmişi 1979 yılına kadar götürülerek, ABD Başkanları Jimmy Carter, Ronald Reagan, Bill Clinton kendilerine Kongre tarafından verilen Başkanlık Emri yetkisi kapsamında İran’a yönelik yaptırım kararları ve gerekçeleri anlatılmış.
Bu bölümün 3. sayfasında Başkan Obama’nın 9 Mart 2016’da, İran’la gerçekleştirilen nükleer anlaşmaya rağmen, İran’ın bazı tutum ve davranışlarının ABD açısından hâlâ tehdit içerdiğine ilişkin sözleri alıntılanmış olması anlamlı. Zira Başkan Obama, İran’la gerçekleştirilen nükleer anlaşma dolayısıyla çeşitli çevrelerin eleştirilerine hedef oluyordu. Ek iddianamede Başkan Obama’ya bu şekilde atıf yapılmış olması, Amerikan Hükümeti tarafından açılmış bu davanın Başkanlık makamı ve vizyonuyla çelişik olmadığı mesajı veriliyor.
Savcılık mütalaasında Zarrab’ın İran gerçekleştirdiği bu yasa dışı küresel ekonomik faaliyetleri delmek için ne denli motive olduğu, 3 Aralık 2013 tarihinde İran Merkez Bankası Genel Müdürüne kendi imzasıyla yazdığı elektronik posta metni ile gözler önüne serildi.
belge-2
888 bin TL’lik saat dosyada
Savcı Bharara; eski bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Muammer Güler ile eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’a verilen rüşvetleri tarih aralığı belirterek anlatıyor. Zarrab’ın, Çağlayan’a 300 bin İsviçre Frangı (888 bin TL) değerinde saat hediye ettiği bilgisi de var.
 
Deliller FBI soruşturmasından
3. bölüm, Zarrab’ın Türkiye’de yolsuzluğa bulaşmış siyasetçilerle rüşvet ilişkileri üzerinden cezaevinden çıkması, davayla ilgili polis ve savcıların dönemin Başbakanı Erdoğan tarafından görevden alınması konusuna ayrılmış. 17 Aralık iddianamesinde Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan hakkında yer alan delillerin, FBI soruşturmasında elde edildiğinin kuvvetlendirdiği belirtiliyor. Zarrab’ın İran’a dönük yaptırımların delinmesinde anahtar rol oynadığı belirtiliyor.
Metnin son cümlesi dikkat çekici: “Reza Zarrab’ın rüşvet vasıtasıyla, savcılık ve polis teşkilatının yeniden yapılandırılmasına neden olarak Türk cezaevinden çıkabildiğine dair güvenilir iddialar mevcuttur. Bütün bir yargı sistemine etki eden bir zanlı, kefalet şartlarını da delebilir.”
Bakanlar Sanık olabilir. 17-aralik6
Orhan Kemal Cengiz (Avukat): Savcı, Zarrab’ın bakanlarla kurduğu rüşvet ağı çerçevesinde kara para aklama, amborgoyu delme suçlarını işlediğini söylüyor. Kısa bir süre sonra bakan ve bürokratların dosyada sanık olacakları hiç şüphesiz. Savcı bir yandan da Türkiye’deki sistemi suçluyor.
İlhan Cihaner (CHP İstanbul Milletvekili): 17-aralik17 Aralık soruşturmasında verilen takipsizlik kararı kaldırılarak iddialar etkin bir şekilde soruşturulmalı. İran ve ABD’den Sarraf ve Zencani hakkındaki dava dosyalarının istenmeli ve Zencani’nin tanık sıfatıyla ifadesinin alınmalı. Bunun için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunduk.


Hesap verecekler17-aralik2
Mehmet Bekaroğlu (CHP İstanbul Milletvekili): Türkiye’de büyük bir yolsuzluk yapıldığını herkes biliyor; bunlar hesap verecek. 17/25 Aralık’ın ‘paralel darbe’ diyerek örtüldü. Ama mızrak o kadar büyüktü ki çuvala sığması mümkün değildi. Bir yerde takıldı.
Davanın yönü Türkiye’ye döndü17-aralik4
Voice of America’ya konuşan Cahit Akbulut (Avukat/ New York Barosu): Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni belgelerde, 17/25 Aralık soruşturmasını siyasi baskı kurup kapattıran kişi olarak adının geçmesini çok önemli bir gelişme. Davanın yönü Türkiye’ye döndü.  Türkiye’den çeşitli isimler de suçlanacaktır.
Kaçarsa geri vermezler17-aralik5
Arda Beşkardeş (Avukat / New York Barosu):  ‘Bu adam Türkiye’ye giderse bir daha gelmez’ diyorlar. Türkiye’de daha önce en üst seviyeye kadar verdiği rüşvetlerle hapisten çıktığına işaret edip, ‘Türkiye’nin adalet sistemine bu yüzden saygımız yok’ diyorlar.