Çandar: Doğan Grubu Rükûdaydı, Secdeye Geçmeden Yere Kapaklandı!

Gazetecilik hayatını sonlandırdığını açıklayan Cengiz Çandar T24’e çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İşte o söyleşiden bazı bölümler:
“Radikal’in kapatılmasının sebeplerinden biri benim”
Radikal kapandıktan sonra size hiçbir yerden teklif gelmedi ve yazmayı düşüneceğiniz bir yer yok mu?
Hayır, yok. İkincisi, zaten, Radikal’in kapatılmasının sebeplerinden birinin benim orada yazmamla ilgili olduğu hissiyatındayım. Bu, yarı enformasyon, yarı duyumla doğrulandı.
“Ankara’nın benden rahatsızlıkları patronaja ve yayın yönetimine iletiliyordu”
– Ankara’nın rahatsızlıklarının Doğan Grubu’ndaki adresi kimdi, Aydın Doğan mı?
Patronaja ve yayın yönetimine kim getirilmişse onlara iletiliyordu. Onlar da birkaç kişiye söylüyordu. Bu da, Türkiye’de çok yaygın olan fısıltı gazetesi gibi kapalı rejim dönemlerinde çok işlerliği olan mekanizmalar aracılığıyla benim kulağıma kadar geliyordu. Yani, ‘özel bir rahatsızlık unsuru olduğum’ kulağıma geliyordu. Ama bunu somut olarak kanıtlayamasam da İngilizce bir laf vardır, well-founded rumors diye, altı sağlam söylentiler, onların gerçek olduğunu bilirsiniz. Ayrıca Radikal’in iki yıl önce dijitale geçmesi de “Basının bundan sonraki adresi dijitaldir, kâğıt ortadan kalkacak” gibi modernist, bir anlamda devrimci bir hamleyle yapılmadı. Bir geri adımdı. Onda da ekonomik sebepler, gerekçe olarak gösterildi.
“Radikal’in basımının durdurulması iktidara jestti”
 – Sizce Radikal’in basımının durdurulması siyasi bir geri adım mıydı?
Evet.
– Peki sizce ‘gemiden yükleri boşaltma’ beyhude bir çaba mı? Erdoğan’ın, Doğan Medya’yı ne yaparsa yapsın ‘ortadan kaldıracağını’ mı düşünüyorsunuz?
Doğan Medya’nın dik durmasının, kendi selameti için daha iyi olacağını düşünüyordum.
“Doğan Grubu rükûdaydı, secdeye geçmeden yere kapaklandı”
– “Kan davasını Doğan Grubu başlattı” mı diyorsunuz?
Hayır, karşılıklı oldu. Bu krizde dik durması ve kendini koruyabilmesi için gerçek anlamda gazeteciliğe dönmesi bence daha uygun olurdu. Ama öyle yapmadı. Boyun eğdi, geriledi, taviz vererek belayı defetmenin mümkün olabileceğini düşündü. Bana kalırsa, bu, iktidarın en tepesindeki kişi için büyük bir zaaf gösterisiydi. Bu zaaf da daha fazla hamleyi üzerine çekecek şekilde davetiye çıkarıyormuş gibi algılandı. Bu süreç bugün devam ediyor.
İki sene önce verdiğim bir söyleşide “Medya alanında neredeyse herkes secdede, benim içinde bulunduğu grup ise rükûda” demiştim. Bugün geldiğimiz noktada benim birkaç gün öncesine kadar içinde bulunmuş olduğum grup rükûdan secdeye de geçmedi, yere kapaklandı.
– Doğan Grubu’nun sizce ‘yere kapaklanması’nın sebebi sadece mali işleri mi?
Karşı karşıya gelinen tehditler, en azından Aydın Doğan’ın kendisi açısından ve bazı aile mensupları açısından varoluşsal bir konu. Onları anlayışla karşılamıyor değilim.
“Doğan Medya’ya kayyum atanması dahil her şey olabilir”
– Hürriyet, birinci sayfasında Türkiye’nin siyasi tarihine geçen Zaman binası önünde başörtülü kadınlara müdahale fotoğraflarını paylaşmadı. Bu tuhaf, çelişkili bir durum. Aynısı yarın Doğan Medya’nın da başına gelebilir. Kaldı ki, Hürriyet binası iki kez saldırıya uğradı. Saldırganlar adeta taltif edildi. Biri bakan yardımcısı yapıldı.
– Doğan Medya’ya kayyum atanabileceğini mi düşünüyorsunuz?
Her şey olabilir. Ethem Sancak medyasının veya Yeni Şafak’ın böyle bir sorunu yok, ama Doğan Medya’nın olabilir. Faşizan gidişattan kasıt zaten bu tür durumların baş göstermesidir.
– Aydın Doğan veya kızları sizce hapse girmekten endişeleniyor mu?
Hukukçu değilim. Dosyayı da incelemedim. Ama hukukun çiğnendiği böyle bir dönemde, bu tür endişeler olabilir.
Röportajın tamamı için TIKLAYINIZ…