‘İslam Güncellenmeli’ Diyen Erdoğan’a Itiraz!..: ‘Haddinizi Aşmayınız’

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘İslam’ın güncellenmesi’ne yönelik sözleri karşısında başta Diyanet olmak üzere İlahiyat fakülteleri ve ilahiyat hocaları sessizliğini koruyor.
Tartışma sosyal medyada tartışılmaya devam ederken, İslamcı Ebubekir Sifil ile Ahmet Akgündüz’den Erdoğan’ın sözlerine itiraz geldi. Ancak bu iki isim de Erdoğan’a tepki gösterebilmek için şahsi blog ve sosyal medya hesaplarında onlarca övgü cümlesi kurdu. Ebubekir Sifil, ‘Sn. Cumhurbaşkanımızın malum konuşmasını -sonradan getirilen tavzihle birlikte- dinî meselelerin, hatta dinin kendisinin istismar konusu yapılmasını istemediği şeklinde anlamak istiyoruz…. Sn. Cumhurbaşkanım! Masumiyet peygamberlere mahsustur. Her beşer gibi siz de yanılabilir, yanıltılabir, hata yapabilirsiniz. Ben hata yaparsam en fazla yakın çevrem zarar görür. Ama siz hata yaptığınızda bedelini bütün millet öder. Türkiye’yi 15 Temmuz’a götüren süreç fazlasıyla öğreticidir. Lâ yuhtî ve lâ yüs’el değilsiniz.’ diyebildi.
Şahsi blogunda yazan Sifil, Erdoğan’ın dindeki güncellemeyi yapmaları için Din İşleri Yüksek Kurulu’nu ve İlahiyat fakültelerini göreve çağırmasını ise şöyle değerlendirdi: ‘Konunun bir diğer boyutu da, Sn. Cumhurbaşkanımızın Din İşleri Yüksek Kurulu’nu ve İlahiyat fakültelerini göreve çağırmasıdır. Bu, sadece o müesseselerde görev yapan -birçoğunu yakından tanıdığımız- muhterem insanları “emredileni yapan” konumuna düşürmesi açısından değil, aynı zamanda ilim adamları arasında müzakere edilmesi gereken bir konunun talimatla hükme bağlanması gibi bir anormalliğe ve toplumsal ayrışmaya kapı açması yönüyle de sıkıntılı bir durum oluşturmaktadır. Burada bir tarafı makbul, diğerlerini merdud kılan ne olabilir ki?!’
Rahatsızlığını doğrudan söylemekten kaçınan Ebubekir Sifil, uyarılarının ardından ise Erdoğan’a şöyle methiyeler dizdi: ‘Sn. Cumhurbaşkanım! Bulunduğunuz nokta sizin “başarınız” değil; siz buna “muvaffak kılındınız.” Size imkân açan da, yaptıklarınızı yapmayı nasip eden de Yüce Allah’tır! Siz O’nun muradını dikkate alarak yürüdükçe O sizin önünüzü açtı. Siz milletin hassasiyetlerini gözettikçe kalplerdeki muhabbetinizi kökleştirdi. Ülke sınırlarını aşıp Ümmet coğrafyasına yayılan “Tayyip Erdoğan” tutkusunun kaynağı bu noktadaki müsbet ve şayan-ı takdir duruşunuzdur. Bu muhabbetin, bu umudun zedelenmesine izin vermeyin.’
‘Sn. Cumhurbaşkanım! Sadece bu milletin değil, İslam Dünyası başta olmak üzere bütün yeryüzü mazlumlarının umudusunuz…. Bundan sonra öfke bize, uysallık size; gücenmek bize, gönül almak size; suçlamak bize, katlanmak size; acizlik, yanılgı bize, hoş görmek size… Siz bizim rüyamız, siz bizim devamız, siz bizim duamızsınız. Daima başınız dik, alnınız ak, gönlünüz pak olsun. Şunu da unutmayın: İnsanı yaşatın ki devlet yaşasın.’
AKGÜNDÜZ: SN. CUMHURBAŞKANIM HADDİNİZİ AŞMAYINIZ
Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz ise sosyal medya hesabından, Erdoğan’ın konuşmasında “İslam’ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslam’ın hükümlerinin güncellenmesi vardır. Siz İslam’ı 14 -15 asır önceki hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız. Onun için de bugün İslam’ın uygulanması yer, zaman ölçüsüyle değişiyor. Şimdi bir çok hocaefendi beni tefe koyup çalacak o ayrı mesele. Rabbim bizi tefe koymasın” ifadelerine karşı çıktı. Akgündüz de Sifil gibi Erdoğan’a övgüler dizdiği açıklamasında “Muhterem Cumhurbaşkanım! Haddinizi aşarak şer’î meselelerde fikir beyan etmeyiniz! Zira ne müctehid ve ne de fıkıhçısınız! Muhterem Cumhurbaşkanım! Sizi Allah için seviyor ve 21. Asrın siyasî müceddidi olarak ilan ediyorum; ancak siz ne dinî müceddidsiniz ve ne de fıkıhçısınız. Ehil olmadığınız konularda ve hele de şer’î konularda görüş beyân etmeniz tamamen şahsınızı felâkete sürükleyebilir. Ben sözlerinizin maksadını aştığını hüsnüzanla yorumluyorum.” dedi.
Akgündüz ‘Sizi Allah için seven bu kardeşinizden birkaç noktayı dinleyiniz’ diyerek şunları yazdı: “Birinci Nokta: Nureddin Yıldız ve Faruk Beşer Hocalar ehl-i sünneti bu bid’at asrında müdafaa eden hocalardır. Ancak âyet ve hadisleri ve hatta şer’î hükümleri açıklarken bazı ifade yanlışlıkları bulunabilir. Biliniz ki, hedefleri bu iki hocayı yıpratmak değil, belki dini yıpratmak olan algıcı medyaya güvenmeyiniz.
İkincisi, Diyânette ve Din Şleri Yükse Kurulunda İslam hukukunda gerçek uzman bulunduğu konusunda endişelerim vardır. Yahut algı operasyonundan korkarak söz söylemekten çekinmektedirler. Zira Diyanet İşleri Başkanımız ve Din İşleri Yüksek Kurulu, yine medyanın ortaya attığı evlenme yaşı konusunda imtihanı geçemediler. Meseleyi milletimize anlatamadılar. Anlatmak isteyenlere de fırsat vermediler.”