AK Parti hükümeti de 2010’lu yıllarla birlikte 21. yüzyıl düzeninde Türkiye’ye yeni bir rol biçmek için atağa kalkmıştı. Suriye’ye yönelik operasyonlar, Libya’yla imzalanan anlaşmalar, Mısır ve İsrail’le gerginlik politikaları, Katar ve Somali’de kurulan askeri üsler, Doğu Akdeniz’de donanma eşliğinde petrol aramaya gönderilen araştırma gemileri hep bu atağın parçaları oldu.
Ancak 2021’de gelinen nokta, Türkiye içinde ağırlaşan bir ekonomik kriz ile yeni uluslararası rol için atılan hemen tüm adımlarda geriye dönüş oldu.
Türkiye şimdilerde;
Mısır ve İsrail’le barışmak için Müslüman Kardeşler ve Hamas’a verilen destekleri “görünmez kılmakla”,
Suriye’de en başta konulan “barış koridoru” hedefi yerine birkaç cebi korumaya çalışmakla,
AB ile ilişkileri düzeltmek uğruna araştırma gemilerini Antalya Körfezi ve Karadeniz’e geri çekmekle,
Libya’da ise olabildiğince sessiz kalıp, imzalanmış anlaşmaların feshedilmesinin önüne geçmeye çabalamakla meşgul.
Büyük heveslerden geriye, iç kamuoyuna tersini anlatan TRT dizileri ile, “değerini yitirmiş” yalnızlık kalmış görünüyor.