BİR ‘ENKAZ’ İKİ İTİRAF

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

İstanbul Kartal’da 8 katlı bina 6 Şubat Çarşamba günü büyük bir gürültü ile çöktü.

Facianın ilk dakikalarında Vali Ali Yerlikaya, “Binanın 3 katı kaçakmış.” dedi. Kartal Belediyesi “3 değil, 2 katı kaçak.” şeklinde özrü kabahatinden büyük beyanatı ile valiyi tashih etti.

VALİ DE BELEDİYE BAŞKANI DA SUÇU İTİRAF ETTİ

Esasında vali de belediye başkanı da ihmaller zincirine, suça ve suçlulara dair itirafta bulundu.

Vatandaşın kanun ve nizamı tesis edip gözetmesi için maaş verdiği yetkili zevat, altında kaç kişinin olduğunu bile bilmedikleri enkazın önünde vazifelerini ihmal ettiklerini ifşa etti.

“2 ya da 3 katı kaçak” ne demek? Deprem kuşağı üzerinde bulunan İstanbul’da 1 metrekare bile belediye onayından geçmeden inşâ edilebilir mi?

İstanbul’un göbeğinde inşaat ruhsatı olmadan kat üstünde kat atılabiliyor olmasını ne ile izah edeceğiz? İskânsız 2 kat şu vakte kadar niye yıkılmadı?

MASUM İNSANLARIN HAYATINA MÂL OLDU

Yeşilyurt Apartmanı’nın sahipleri, Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Hüsnü Yeşilyurt ile akraba.

Facianın nasıl göstere göstere geldiğini akrabalık münasebetinden anlayabiliyoruz. Hamilî kart yakînimdir” kartvizitinin açamayacağı kapı yok.

İmar Kanunu’nu tatbikinden mesul bir kişinin yakınlarına ait bina 2 katının kaçak olması sebebiyle çöktü ve faciada en az 14 masum insan hayatını kaybetti.

14 kişi yaralı olarak kurtarıldı. Yaralılardan 7’si yoğun bakımda. Enkaz altında kaç kişi olduğu hâlâ sır gibi saklanıyor. Can kaybının artmasından endişe ediliyor. Ailelerin endişeli bekleyişi yürek burkuyor.

ÇEVRE BAKANI: RAKAM VAR, FAKAT AÇIKLAYAMAM!

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un, “Binada kaç kişinin olduğuna dair rakamlar var, fakat şu anda açıklayamam.” sözleri Suriyeli göçmenlerin kaçak işçi olarak yıkılan binanın zemin katında tekstil atölyesinde çalıştırıldığı iddiasını teyit ediyor. Başka bir memlekette o bakan çoktan istifa etmişti, ettirilmişti.

Tren kazasında fâil aşırı yağıştır, maden faciasında işin tabiatıdır. Bina faciasına da bulunur bir kulp.

Siyasetçi her halükârda lâyüseldir vatandaş da aflarla hep çıkış yolu bulur. Kanun ve nizama riayet edenleri taltif edilmez. Kanunları çiğneyenler için vergi affı yahut iman affı çıkarılır.

İMAR AFFI NE DEMEK?

2018 senesinde çıkarılan ve “İmar Barışı” olarak bilinen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun da böyle bir af vadediyor.

Ruhsatsız, iskân izni olmayan ve kaçak binaların sahipleri affedilecek. Ne bir mühendislik kriteri ne de kaçak kısımların yıkılması şartı getirildi.

Hazine arazisini, tarım arazisini veya orman arazisini işgal etmiş kişiler, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükûmeti marifeti ile cüzi bir bedel mukabilinde mülk sahibi ediliyor.

Gecekondu sahipleri ödediği harçla binanın tapusunu alabilecek.

Mülk sahiplerinin beyanları esas alınırken gayrimenkullerin ruhsat ve diğer eksiklikleri giderilmesine lüzum kalmayacak.

ÇÖKEN BİNA DA AFFEDİLECEKTİ

İmar Barışı denilse de hakikatte gecekonudya af düzenlemesinin ne kadar vahim bir düzenleme olduğunu Kartal faciası gözler önüne serdi.

Meğer 1992 senesinde 2 katı kaçak inşâ edilen ve o günden beri belediyenin seyirci kaldığı Yeşilyurt Apartmanı için İmar Affı’na müracaat edilmiş.

6 Kat (Zemin+5 Kat) olarak ruhsatlandırılan bina 8 katlıydı ve yıkıldığı güne kadar Orhantepe Mahallesi Bankalar Caddesi Sema Sokak’ta duruyordu.

1998’den bu yana binadan 8 kat üzerinden vergi alınıyordu. “Kaçak da olsa vergi almanın mahsuru yok!” diye düşünmüş olmalı Kartal Belediyesi’nin gelmiş geçmiş bütün başkanları.

PARA CEZASI BİLE KESİLMEDİ

3194 sayılı İmar Kanunu’nun ilgili 32’nci ve 42’nci maddelerine aykırı bir bina hakkında herhangi bir yıkım zabtı tanzim edilmemiş. Bırakın zabtı para cezası dahi tatbik edilmemiş.

Krizde yana yakıla para arayan AKP hükûmeti İmar Barışı dediği af kanunu vasıtasıyla 2018 senesinde 11 milyar TL tahsil etti.

Kazancın tadını alan iktidar 31 Aralık 2018 tarihinde kanunun yürürlülük tarihini 6 ay uzattı.

Yeşilyurt Apartmanı faciası ne ilk ne de son. Şehir Plancıları Odası feryat ediyor. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde hasar gören binalar dahil edildiğinde sadece İstanbul’da kaçak ya da hasarlı 100 binlerce riskli bina mevcut.

Şimdi israf ve lüks içinde yüzen bir iktidar fay hattının üzerinde 6-7 büyüklüğünde bir depremde yerle bir olacak o binalara “temiz kâğıdı” veriyor. Bütçe kevgire döndüğü için o binaların sahipleri affediliyor.

İNŞAAT ÇUKURUNUN YANINDAKİ ENKAZ

AKP’nin tarz-ı siyaseti tek taraflı bir tefessühün eseri değil elbette. Devlet denilen otorite, insanlar kanun ve nizamı ihlal ettiği an müdahale ederek intizamı tesis eder.

Umumun huzur ve emniyeti içinde yaşama hakkı suistimale meyilli insanların inisiyatifine bırakılamaz. Maalesef yeni Türkiye’de rant her işin esasına dönüştü.

İktisadî krizi anlatırken Türkiye’nin inşaat çukuruna düştüğünü ve o çukurdan kolay kolay çıkamayacağını belirtmiştim.

İnşaat çukurunun yanına masum insanların can verdiği Yeşilyurt Apartmanı’nın enkazını da koyalım.

AKP’nin devr-i iktidarının hazin final sahnesinden iki ibretlik sembol: İnşaat çukuru ve bina enkazı…

(TR724)