Yorum | Levent Kenez
Ergenekoncular canhıraş bir şekilde darbe davalarını kapatmak ve kendilerine ceza veren hakim ve savcılardan intikam almak ve ibret-i alem yapmak için gece gündüz çalışıyor.
En son Balyoz davasına bakan hakim Ali Efendi Peksak 10 yıl ceza aldı. Balyoz planı darbe girişimleri içerisindeki en kapsamlı ve ayrıntılı harekat planı olup orada yazılanlar bugün harfiyen uygulanmaktadır. Komitacılıktan içeri giren adamların elbette kanun falan sallamadan ettikleri yeminler hayata geçirilmektedir. Bunu sağlayan da siyasi İslamcılar.
Konjonktür değişti, darbe yapıp indirecekleri hükümetle darbeciler bir oldu ve kendilerinin ipliğini pazara çıkaranlara karşı savaş açtı. Olayın kısa bir özeti budur. Olayın başka bir özeti de milli ordu, milli ordu tekerlemesi ile çok güzel yutturulduğu gibi ordunun millileşmesinin önüne çok muntazam ve pürüzsüz bir şekilde geçildi. Uçağını kaldıracak pilot bulamayan, yanaşık düzen 10 metre yan yana yürüyemeyen bir ordu, taksiden kadın indirip tecavüz eden emniyet teşkilatı ile ülke hak ettiği kurumlarına kavuştu. Diğer kurumların hali bunlardan aşağı kalır değil.
Erdoğan’ın ve AKP temsilcilerinin-ki bunlar arasında en iğrenç örnekler olarak Bülent Arınç ve Yalçın Akdoğan’ı sayabiliriz- Balyoz planı ile ilgili söyledikleri arşivlik şeyleri deşmenin bugün için bir anlamı yok. “Milli orduya kumpas kuruldu ve kandırıldık” diyerek zaten büyük bir pişkinlikle işin içinde sıyrılıyorlar.
Benim bahsetmek istediğim şey başka.
Tamam, diyelim ki cemaat askerlere kumpas kurup olmayan bir şeyi bir darbe planı olarak sunmuş. Kurduğu kumpasta her şeyi dört dörtlük planlayan sözde akıl kendi yaptığı sözde ‘darbe’de her şeyi nasıl yüzüne gözüne bulaştırmış bunu merak ediyorum.
Hala 15 Temmuz’un lideri kim bilmiyoruz. Akın Öztürk olmadığını mahkeme, AKP ve Genelkurmay bile kabul ediyor. Kim bu işin başında? Bu nasıl bir askeri planlama ki komutanı yok. Halbuki kumpas olan Balyoz planının başında dağ gibi bir komutanı var. Bir sürü de komutan görevli.
Hala 15 Temmuz’un harekat planını bilmiyoruz. Bırakın mesleği askerlik olanları biraz askerlik görmüşler bile bilir ki bir planlama olmadan askerler kışladan kafalarını dışarı çıkaramazlar. Yollarını bulamazlar. 15 Temmuz’da gideceği yeri bilmediği için Ankara sokaklarını turlayan ve kaybolan tankların düştüğü durum misali.
Ama kumpas Balyoz öyle mi kimin nerede, nasıl alınacağından tutun harekat sonrası kimin hangi görevde olacağına, kurulacak hükümetten alınanların hangi stadyumlara doldurulucağına kadar her şey belli.
12 Eylül benzeri bir girişim olmasına karar verdikleri için kumpasçılar arşivden çıkardıkları bayrak eylem planını güncelliyorlar ve kahraman askerin üzerine bırakıveriyorlar.
Mesela Şükrü komutanım kendisine atılan iftirada diyor ki “İstanbul’un üzerine çökerim…”. 15 Temmuz’da gördük İstanbul’u. Bir manga asker iki köprüden bir tanesinin tek bir yönünü trafiğe kapatmış. Sebep? Ne işe yarar? Kimse bilmiyor. Balyoz öyle mi mahalle mahalle istanbul’u parsellere ayırıp zimmetlemişler. Köprünün altı askeri okul ve komutanlık ama linç edilen zavallı askerleri kurtarmaya gelen yok.
Ama kumpasçıların en büyük başarısı şüphesiz koca koca komutanlara bir askeri seminerde gerçek isimler kullandırtarak tutuklama planlarını konuşturmak olmuş. Ama aynı belgelerin Gökcük’te Donanma’da çıkması da bir o kadar şeytan işi.
Çok söylenen bir şey var, madem Ergenekoncular ya da darbeci askerler bunların defterini dürecekti keşke yapsalardı…Ülke bugünkü durumdan daha kötü mü olacaktı? Bunların yaptıkları zulümden daha beter zulüm mü yapılacaktı. Bunların beyin fırtınası adına bir anlamı var ama yaşanmış olaylar üzerinden geçmiş olayları hele hele bambaşka iklimdeki olayları değerlendirmek o kadar da sağlıklı olmuyor.
Evet darbeciler ve onların paydaşları çok istedikleri darbeyi yapamadılar. Neden yapamadıklarını da en iyi kendileri biliyor ve hırsları bundan. Ama kendileri için darbelerden çok daha değerlisini gerçekleştirdiklerini düşünüyorlar. Onlar için her zaman sivil unsurlarla baş etmek kolaydır.
AKP döneminin nasıl sona ereceğini merak edenler ve elbette AKP’liler bol bol Ergenekon dökümanı ve darbe planı okuyarak ülkede neler olabileceğini tahmin edebilirler.
Ama yine fazla özgüven ve yanlış hesap sonucu 9 Mart’ta devrim yaptıklarını zannedip 12 Mart’ta sanık olmak var. Her zaman çıkardığın yangını kontrol edebileceğini sanıp bu sefer bütün malı mülkü yakmak olduğu gibi.
(TR724)