Yorum | Sefer Can
AKP’li bakanların devirdiği çamlar artık daha fazla dikkat çekmeye başladı. Ekonomideki kötü gidişe paralel olarak sorgulama artıyor. Buna karşılık AKP’lilerin iktidar sarhoşluğuyla takındığı tavırlar sırıtıyor. Amiyane tabirle yaptıklarının üzerine tüy dikiyorlar. En son gaflar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba’dan geldi. Yakın tarihe kadar ‘kendine yetebilen ender ülkelerden’ diye övünürken şimdi Sırbistan’dan et alır duruma düştük. Fazla üretimi tüketebilmek için kampanyalar düzenlenen mercimek bile ithal ediliyor. Bu tablonun hacaletini yaşayıp kameralardan kaçması gereken bakan, hergün yeni bir gafla medyaya boy gösteriyor.
“Benim eşim 29-31 liradan kırmızı et alıyor, 70 liraya et alıyorsan o senin problemin” diyor bakan Fakıbaba. Hayvancılığın yok olması, et fiyatlarının hem de Ramazan’da tavana vurması bakanın problemi değilse kimin problemi? Ya da tersinden soralım Bakan bunu problem etmiyorsa neyi problem ediyor, o koltukta ne için oturuyor. Antep Fıstığı fiyatlarındaki aşırı artışa karşı önerdiği tedbir ise farklı değil: Fındıklı baklava! Piyasayı gözetlediklerini kaydeden Fakıbaba’nın “Eğer fiyatlar gereken ayarın altına düşmediği taktirde gerekli tedbirleri alırız.” sözleri, Merkez Bankası’nın doların yükselişi karşısındaki açıklamanın aynısı. Çözüm üretme makamında oturanlar sorunları izlediklerini belirtmekten öte bir şey yapamıyor. Vatandaş da izliyor zaten size gerek yok ki. Hem de gözleri faltaşı gibi açılmış şekilde izliyor.
Hastalıklı etlerin piyasaya verildiği iddiaları yalanlanmadı!
Bakanlık, Brezilya’dan Sırbistan’a kadar bir çok ülkeden getirdiği etleri Et ve Süt Kurumu ile A101, BİM ve Migros marketlerde satıyor. Kasım ayından bu yana yaklaşık 45 bin ton et piyasaya sürüldü. Bosna Hersek’ten ithal edilen 20 ton sığır karkas etinde insan sağlığına zararlı bakterilerin olduğu ortaya çıktı. Daha kötüsü hastalıklı etlerin piyasaya verildiği iddiaları inandırıcı biçimde yalanlanmadı. Bakanlığın sağdan soldan topladığı ‘ucuz’ eti alabilmek için insanların saatlerce kuyrukta beklediği görüntüler yayınlandı. Bir zamanlar hayvancılık merkezi olan Erzurum’da insanlar iki kilo ucuz et almak için en az iki saat kuyruk beklemek zorunda.
Fakıbaba’nın açıklamasındaki en kötü bölüm şu: “Dar gelirli kardeşlerime ramazanda yarım kilo eti 14.5 liraya satıyorum. Daha ne yapayım?” Bu aslında önemli bir itiraf. Bakan, alım gücü ancak yarım kilo ete yeten bir vatandaş grubunun farkında. Dört kişilik bir aile yarım kilo etle kaç öğün doyabilir sizce! Diyanet’in açıkladığı fıtr sadakası (fitre) hesabının bile asgari ücreti geride bıraktığı bir çalışma ortamında, evine yarım kilo eti ancak misafir geldiğinde alabilen yüzbinler var. AKP bir yandan geliri artırmazken öte yandan enflasyonun yükselişini önleyemiyor. Yetmezmiş gibi bakanlar çıkıp umursamaz bir tavır ve empatiden yoksun bir dille konuşuyor.
“Gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz, para kazanıyorsun”
Bakan Recep Akdağ’ın “Gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz, para kazanıyorsun.” diye azarladığı görme engelli işçi hala unutulmadı. Geçen günlerde Akdağ’ın başka bir vukuatı ortaya çıktı. Erzurumlu yani Akdağ’ın aynı zamanda seçmeni olan bir şehit babasının isyanı şöyleydi: “Görüşmek istedik, içeri almadılar, yurt dışında dediler. Gidip AK Parti binasında yakaladım. İşleri bitti, şehit anası babası içeri alınmıyor.”
Döviz rekor üstüne rekor kırarken ekonominin bir numaralı ismi Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek sosyal medyadan “Türkiye dışa açık, serbest bir piyasa ekonomisini benimsemiş bir ülkedir. Döviz kuru rejiminin değiştirilmesi, kambiyo rejiminde kısıtlamaya gidilmesi asla sözkonusu değil.” beyanatı veriyor. Makam arabaları saltanatını “Bunlar çerez parası” diye savunduğu hatırlanırsa susması gelişme bile sayılabilir.
Soma’da polislerin yere yatırdığı madenciye tekme atan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı milletvekili adayı oldu. Erdoğan’ın has adamlarından Yusuf Yerkel’in seçilecek bir sıraya konulmasına kesin gözüyle bakılıyor. Tekme atarken ayağını incittiği için 7 günlük rapor alan Yerkel, yarım ağız özür diliyor gibi yaptı. Ne diyordu Fakıbaba, “Dar gelirli kardeşlerime ramazanda yarım kilo eti 14.5 liraya satıyorum. Daha ne yapayım?”
Öyle ya adamlar daha ne yapsın?
Sahi siz bakanın eşinin 29 liralık kıymayı eve soktuğuna inanıyor musunuz?
(TR724)