Trolüne Bak Diktatörünü Anla!..

Yorum | Naci Karadağ

Ünlü düşünce kuruluşu Freedom House, yayımladığı ‘İnternette Özgürlük: 2017’ raporunda Türkiye’nin, özgürlüklerin en çok kısıtlandığı ülkeler arasında yer aldığını söylemiş.

Raporda yer alan rakamlar hakikaten utanç verici. Ve bir kez daha gösteriyor ki itibarı milyarlık saraylarda arayanlar sadece kendi ülkesini koca bir tımarhaneye dönüştürerek varlıklarını sürdürebilirler. İletişimin bu kadar geliştiği bir dünyada tersine yol alan başka ülke var mı bilmiyorum. Raporun ortaya koyduğu gerçek şu: Türkiye özgürlükler, demokrasi, insan hakları alanlarında hızla küme düşmeye oynuyor. Bu durumu düzeltmek öyle kolay olmayacağı gibi, görünen tabloda da düzeltmeye kimsenin niyeti yok zaten.

Bahsi geçen raporda, Türkiye’nin internet özgürlüğünün ciddi bir biçimde kısıtlanmasına örnek gelişmelerden biri olarak Güneydoğu’da yaklaşık 28 belediye başkanının görevden alınmasının ardından bölgede neredeyse 12 milyon kişinin internet erişiminin engellenmesi gösteriliyor. Muhalif gazetecilerin sosyal medya hesaplarının da ‘hack’lendiğine dikkat çekilen raporda, “Hack’lenen hesaplardan sahte mesajlar yayımlandı ve hükümetten özür dilendi” deniliyor. Hani yekten “Bu kadar da salak troller bunlar!” demeye getiriyorlar.
Erişimin kısıtlanması ya da bilinçli olarak yavaşlatılması konusunda Türkiye’den örneklere yer verilen raporda, “Siyasi anlamda zorlu dönemlerde hükümet WhatsApp sohbet uygulamasına erişimi ya yavaşlattı ya da tamamen uygulamayı ulaşılamaz hale getirdi” ifadelerine yer veriliyor. Raporda, VPN aracılığıyla sanal ağlardan erişim yollarının da hükümet tarafından tıkandığını söylüyor.

Türk medyasının içler acısı hali ise ayrı bir konu. Büyük bölümü iktidarın elinde bir baskı ve zulüm aparatına dönüşen onlarca gazete, TV ve radyonun yanı sıra binlerce internet sitesi de Türkiye’nin dibi boylamasında etkin rol üstleniyor.
AK-TROLLER FREEDOM HOUSE RAPORUNDA
Rapor ayrıca AK-trol olarak bilinen kitleyi de ele almış. İktidarın ücretli yorumcular, troller, botlar, yalan haber siteleri, liderlerin popülerliğini artırmak için propaganda merkezleri gibi yöntemlere başvurduğu aktarılmış. Şöyle deniyor: “Türkiye’de ‘AK Troller’ olarak adlandırılan ve iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından desteklendiği iddia edilen 6 bin kişi sosyal medyada tartışmaları manipüle etti, gündem oluşturdu ve muhalif isimleri itibarsızlaştırmaya çalıştı.”
Aslında manipülasyon konusunda herkes mustarip ve bugünlerde Amerika, son seçimlerinde yapılanları tartışıyor. Ortaya çıkan gerçekler ise akıl almaz şeyler.
Kendi ülkesinde interneti kısıtlayan ve halkına özgürlüğü layık görmeyen Putin yönetimi, ABD’de kurduğu muazzam manipülasyon sistemi ile ABD seçimlerini etkileyebilecek konuma erişmiş. En azından işin şimdilik yüzeye yansıyan kısımlarını öğrenince anlıyoruz ki, hani biraz daha uğraşılsa ABD’de iç savaş çıkarabilecek potansiyele ulaşmaları bile mümkünmüş.
RUSYA’NIN ‘UCUZA’ MANİPÜLASYON STRATEJİSİ
Facebook, Twitter ve Google tarafından ABD Kongresi’ne sunulan raporlar bu gerçeği pekiştiriyor. Ortaya çıkan netice şu: Ruslar tarafından organize edilmiş çok büyük ve derin bir çete var. Putin’in maaşlı adamları ABD seçimlerinde halkın algılarıyla kedinin fareyle oynadığı gibi oynamışlar.
Dile kolay, sadece Facebook üzerinden neredeyse 150 milyon Amerikalıya ulaşıp etkilemiş bir organizasyondan bahsediyoruz. Bunların tamamı Rusya kökenli hesaplar ama çıkardıkları tartışmalar, çatışmalar ve eylemlerin hepsi ABD’nin en hassas bölgelerinde. Twitter’da yüzbinlerce atılmış mesaj var. Keza Instagram’da da öyle. Youtube’u da ihmal etmemiş Rus troller. Milyonlarca ‘tık’ almış binlerce içerikten bahsediyor raporlar.
Öylesine sinsice ve akıl almaz taktiklerle yapılmış ki bu, bizim AK-trollere rahmet okutturacak şeytanlıkta. Örneğin uzun süre Müslüman görünen hesaplar ile Müslümanları manipüle ederken, hemen arkadaşı ise İslamofobiyi körükleyenleri gaza getirmiş. Öve sokağa çağırabilecek kadar işi ilerletmişler. Pek çok yerde çatışmaların, kan dökülmesinin önüne geçilmesi tamamen şans eseri olmuş.
Düşünsenize iki düşman hesap, tek merkezden idare ediliyor!
Şu satırları okuyalım: “Heart of Texas adlı Rusya tarafından kontrol edilen bir Facebook hesabı geçtiğimiz sene ‘Teksas’ın İslamizasyonuna son’ diyerek, 21 Mayıs 2016 günü Teksas’ta oturanları Müslümanlara ait bir kültür merkezinin önünde protesto eylemine çağırıyor. Aynı gün, aynı Rusya kaynaklı hesap bu sefer ‘United Muslims of America’ (Amerika’nın Birleşmiş Müslümanları) adlı bir hesabı kullanarak bu sefer de Müslümanlar lehine bir eylem çağrısı yapıyor. ‘İslami düşünceyi koruyalım’ başlıklı bu çağrıda da Austin bölgesinde oturan herkes aynı İslami kültür merkezinin önüne, aynı gün davet ediliyor. Ve 21 Mayıs geldiğinde tüm kameraların önünde Rusya tarafından oraya yönlendirildiklerinden habersiz iki grup birbiriyle kavgaya tutuşuyor. Sonuç tam bir toplumsal çatışma. İki farklı grubun birbirine saldırısı, nefreti o gün haberlere yansıyor. Ama kimse o gün orada ortaya çıkan sahnenin arkasında orayla hiçbir bağı olmayan bir Rus hesabı olduğunu bilmiyor.”
Ve bütün bu işlem ne Teksas’ta ne de Amerika’da yaşayan bir kişi tarafından ve toplam 200 dolarlık bir bütçeyle yapılıyor.
İNTERNETTEKİ HANGİ HESAP NEREDEN YÖNLENDİRİLİYOR BELLİ DEĞİL
Aynı mihraklar başka bir ayrışma noktası ırkçılığı da kullanmış elbette. Siyah aktivist grupların arasına sızan Rus trolleri o kadar popüler olmuş ki, takipçi sayıları içinde bulundukları aktivist grubun takipçisini bile sollamış.
Raporlardan anlıyoruz ki, öfkeyi harlamak, ortalığa saçmak çok kolay ve pahalı değil.
Zira 200 dolarlık bir masrafla ABD seçimlerini manipüle edip neredeyse iç savaş çıkaracak boyuta taşıyabiliyorsunuz.
Bu noktada 6 bin AK-trole teşekkür etmemiz gerekiyor sanırım. Bu kadar büyük sayısal güçleri ve bütçeleri olmasına rağmen kapasite kısıtlığından olsa gerek asla o kadar manipüle edemediler ülkeyi. Zaten bu yüzden internet özgürlük alanımız her geçen gün daha da daralıyor. Kendileri kontrol edemeyince kısıtlamak daha kestirme çözüm oluyor.
Bizim troller neredeyse sütten çıkmış ak kaşık mahiyetinde duruyor Rus meslektaşlarına bakılırsa. Aslında bu Putin ile Erdoğan’ın farkını da ortaya koyuyor.
Ülkeler ve toplumlar arasındaki fark, başkanlar ve troller arasındaki fark kadar oluyor nihayetinde. Yani elin trolü kitleleri harekete geçirmek için aylarca sinip, sinsice algı pişirirken bizimkiler ucuz photoshop, çay lekeli beşinci sınıf tarihi belgeler ile deniyorlar bunu. İşe pek yaramayınca da artık çöpe gitmiş yargı devreye giriyor. Fantastik ve hukuki demeye bin şahit gerektirecek iddianameler havada uçuşuyor.
Eh siz Zimbabwe gibi yaşarsanız trolleriniz de o ülkeye layık elemanlardan oluşuyor.
Bol görsel manipülasyon, bol küfür, hakaret ve yalan, dolan…
Doğrusu, neredeyse her alanda küme düşen bir ülkeye yakışır bir manzara bu.
(TR724)