Ne İyi Ettiniz de Geldiniz Çocuklar!

[Semih Ardıç]
‘Türkçe Olimpiyatları’ ismiyle 2003’te yola çıkılmıştı. 17 farklı diyardan gelen talebeler sahnede Türkçe şiirler okuyor, halk müziğinden arabeske kadar hemen her dalda şarkılar söylüyordu. Farklı dinlerden, dillerden ve renklerden talebelerin muhteşem uyumuna hayran kalmamak ne mümkündü. Bu barış ve dostluk korosunu teşekkül edenler alkışı hak ediyordu.
1990’ların başında bir bavulla yollara düşen muallimlerin, muallimelerin saçtığı tohumların ilk hasadıydı Türkçe Olimpiyatları. Dilini dahi bilmedikleri diyarlarda velilerin ve talebelerin gönlünü fethedecek kadar ‘adanmışlık’ timsali haline gelen bahçıvanların yetiştirdiği fidanların sahnedeki mücessem hali gönüllerde makes buldu.
Her yıl tertip edilen olimpiyatlar, eğitim gönüllülerinin kendilerine sahip çıkan hamiyetperver Anadolu insanına takdim ettiği en kıymetli hediyeydi. Gurbetten sılaya gönderilen rengarenk çiçekler… O hediye her sene dört gözle beklenirdi. Geldiğinde de heyecan sinelerden sokaklara, salonlara, stadyumlara taşardı. Birkaç asırlık inkisarın yerini ümit ve sevincin aldığı günlerdi.
TÜRKİYE YASAKLADI, DÜNYA KUCAK AÇTI
Mamafih Türkiye’yi kendi ihtirasları uğruna açık bir cezaevi haline getirenler o çiçeklerden de rahatsız oldu. Dünyanın en güzel çiçeklerinin buluştuğu Türkçe Olimpiyatları’nı yasaklılar listesine koydular. Sevginin, toleransın ahengine tahammül edemediler.
Şer gibi görünen o yasaktan bir hayır neşet etti. Türkçe Olimpiyatları üç senedir dünyanın belli başlı şehirlerinde Uluslararası Dil ve Kültür Festivali (IFLC) ismiyle dünya barışı için yeni notalar yazıyor. 2016’da ABD’de dönemin Başkanı Barack Obama IFLC’ye yolladığı tebrik mektubunda etkinliği, ‘barış bestesi’ diye nitelemişti. Yine 2016’da BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ile ABD/Teksas Eyalet Meclisi taltif ve tebriklerine muhatap olmuştu.
Fikir mimarlarının maruz kaldığı hukuksuzluklara ve tarifi zor acılara rağmen IFLC, 2017 senesinde de dünya barışı adına en cesur proje olduğunu ispat etti. Avustralya, ABD, Moldova, Romanya, Fransa, Almanya ve Belçika’da sahnede sadece şarkı ve halk dansları yoktu. ABD Temsilciler Meclisi’nin IFLC’yi resmen tanıması hüzün senesinde milyonlarca mahzun gönüle bayram sevinci yaşattı. Eğitim ve hoşgörü odaklı hizmetlerin okyanus ötesinde makes bulmasından daha kıymetli bir hediye olamaz.
ALMANYA’DA STUTTGART VE BOCHUM’DA IFLC RÜZGARI
IFLC’nin Almanya etabında müşahede ettiğim sevinç ve gözyaşları çok şey anlatıyordu. Almanya’da iki şehir IFLC’ye ev sahipliği yaptı. 27 Haziran’da Baden-Württemberg eyaletinin başşehri Stuttgart vilayetinde, akabinde (29 Haziran’da) Kuzey-Ren Vestfalya (NRW) eyaletinde Ruhr bölgesinin merkez şehri Bochum’da IFLC rüzgârı esti.
Her iki şehirde salonları dolduran binlerce kişi sahnede ‘yeni bir dünya’nın muştusunu veren çocukları gönülden alkışladı. Bochum’un en büyük salonlarından RuhrCongress, 200-300 kilometre mesafeyi kat ederek Almanya’nın farklı bölgelerinden gelenlerle doldu taştı. Sevinç ve hüzün bir aradaydı. IFLC vesilesi ile aylar, hatta seneler sonra o salonda buluşup hasret giderenler vardı.
Çocukların kendi lisanlarında söyledikleri şarkılarda neşe ve ümit ağır basarken, Ben Yoruldum Hayat, Sabret Gönül, Kardaş gibi Türkçe parçalarla yaşadığımız şu zor günlerin hissiyatına tercüman olunmuş adeta.

Barış Manço’nun ‘Sabret Gönül’ bestesini Moldova’dan Stefan Roscovan seslendirirken arka fona akseden illüstrasyonlar Türkiye’de mağdur, mazlum ve mahpus on binleri hatırlattı. O dakikalarda salonun rengi gözyaşıydı. Yüreklerde hiç dinmeyen o sızı kapladı bütün salonu. Tek delil olmadığı halde aylardır hürriyetlerinden mahrum bırakılan gazeteciler, esnaflar, öğretmenler, avukatlar, hâkimler, savcılar, polisler, ev kadınları ve niceleri için gözyaşı döküldü.
‘BEN YORULDUM HAYAT’A FRANSIZCA-TÜRKÇE YORUM
Her şeye rağmen tohum saçmaya devam edenlerin mevcudiyeti ile müteselliydi misafirler. Mümin Sarıkaya’nın seslendirdiği ‘Ben Yoruldum Hayat’ şarkısına Fransa’dan gelen Romina Boanna ile Franke’nin kattığı yorum gönülleri bir kere daha hüzne gark etti. İki genç kızın Fransızca-Türkçe düeti en fazla alkış alan performanslardan biriydi.

Bestesini Michael Jackson ve Lionel Richie’nin yaptığı 1985 yapımı ‘We Are the World’ şarkısı seneler sonra Bochum’da yeniden seslendirildi. Bu şarkı dünyada barış adına atılmış en samimi adımlardan biriydi. O günün meşhur şarkıcıları ‘USA for Africa’ çatısı altında toplanmıştı. Şarkı yayınlandığında başta Amerikan listeleri olmak üzere hemen her diyarda zirveye oturmuştu. Kazanılan paradan Afrika’ya tonlarca yiyecek yardımı yapılmıştı.
Dünya o şarkıda geçen barış iklimine hâlâ hasret. IFLC vesilesi ile ‘We are the world/We are the children (Biz dünyayız, biz çocuklarız)’ sözlerini otuz iki sene sonra bu defa bizzat çocuklar söyledi.
TÜRKİYE YOKTU, BAYRAĞI VARDI
Rusya, Arnavutluk, Almanya, Kenya, Moldova, Romanya, Endonezya, Azerbaycan, Ukrayna, Makedonya, Güney Afrika, Bangladeş, Hindistan ve Kazakistan’ı temsil eden çocuklar sahneye çıktığında yakınları ve öğretmenleri yanlarında getirdikleri ülke bayraklarını açarak onlara destek verdi.
Maalesef Türkiye’den bu sene de temsilci yoktu. Buna rağmen açılan bayraklar arasında Türkiye bayrağının olması Hizmet Hareketi’ne gönül veren insanlara yakışan bir jestti. Bu arada Alman misafirler şarkılara zaman zaman eşlik etti. Müziğin ne kadar evrensel bir lisan olduğunu o gece bir kere daha idrak ettik.
IFLC’nin kapanışı Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ‘Yeni Bir Dünya’ şiiriyle yapılıyor. Gelenek Bochum’da da değişmedi. Bülent Kars’ın bestesiyle ‘Bir bir silinip gitmişti karanlık geceler/Yeni bir dünya, yeni bir dünya/Yeni bir dünya kuruyorlardı’ diyen çocuklardan teşekkül eden tablo, şu karanlık günlerin biteceğine dair inancımıza kuvvet verdi.
‘ONLARLA GURUR DUYUYORUZ’
Program bittiğinde sahnede ve kuliste çocuklarla sohbet imkânı buldum. Ukrayna’dan Anna Trincher, memleketinde Eurovizyon birincisi olmuş. Büyüdüğünde müzikle iştigal etmek istiyor. Anna’ya eşlik eden öğretmeni, “Derslerde de müzik kadar başarılı. Onunla gurur duyuyorum.” dedi. Anna, ‘Yeni bir dünya’ şarkısının kendisini çok etkilediğini ve büyüdüğünde bu şarkıda resmedilen dünya için gayret göstereceğini söyledi.
Hindistan’dan gelen Ayesha Zareen, ablası ile beraber suallerimi cevaplandırdı. Ayesha hissiyatın, “Çok güzel günler yaşadık. Yeni arkadaşlarım oldu. Onlardan ayrılacağım için üzülüyorum. Burada tanıdığım arkadaşlarımı hiç unutmayacağım.” sözleri ile aktardı. Moldova’dan Emily Istrate, “Salondaki sevgi seli bizleri çok duygulandırdı. Büyük bir aile olduk burada. Herkese çok teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.
Bangladeş’i IFLC’de temsil eden Muhammed Arham Chowdhury şarkı ve dansı kadar etkileyici İngilizcesiyle dile getirdiği fikirleriyle de alkış aldı. Büyük bir şirketin sahibi olan babasıyla da tanıştım. Oğlunu IFLC’ye hazırlayan okulun öğretmenlerine müteşekkirdi. Bangladeş’teki okulun eğitim kalitesinden duyduğu memnuniyeti de ifade etti.
BİR GÜN ELBET BİTECEK BU ÇİLE…
Acıyı bal eyledik… Zira IFLC’de açan çiçeklerle ümitlendik. O baharın esintileri okşadı yüzümüzü. Bir kere daha ‘sabret gönül sabret, sakın isyan etme. Bir gün elbet bitecek bu çile, isyan etme’ diyoruz…
IFLC 2017 iyi ki tertip edildi. Ne iyi ettiniz de dünyanın dört bir bucağından kalkıp geldiniz çocuklar. Geldiniz ve bütün dünyaya sevginin ne kadar sihirli bir anahtar olduğunu bir kere daha gösterdiniz.
Kıt imkânlarla bu kadar nitelikli bir festivale imza atanlara gelince… İyi ki varsınız! Çocuklar kadar sizler de yorgun düştünüz. “Değdi mi?” diye sual edecek olursanız, evet değdi. Hem de fazlasıyla değdi.
Varsın isimlerinizi kimseler bilmesin. Sevgi ve barışı yüceltmeleri için bugünün çocuklarına, yarının büyüklerine sahne arkasından cesaret vermeye devam edin.
Karanlığa küfretmek yerine bir mum yakmayı tercih edenlere kalbî şükranlarımı arzederim…





(tr724)