Katar’a IŞİD Faturası..

[Vehbi Şahin]

Yeni haftaya Katar kriziyle girdi dünya…
Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri, Körfez’in küçük ülkesi Katar’la diplomatik ilişkilerini kestiğini duyurdu.
Bu dört ülkeyi Yemen, Libya ve Maldivler takip etti.
Ayrıca…
Katar, Yemen’de askeri operasyon yapan Suudi Arabistan öncülüğündeki uluslararası koalisyondan da çıkarıldı.
Körfez ülkeleri hava sahalarını, kara sularını ve limanlarını Katar’a kapattı.
Suudi Arabistan’dan Basra Körfezi’ne uzanan bir yarımada olan Katar’ın dış dünyayla bağlantısı büyük oranda kesildi.
 
RADİKALİZMLE MÜCADELE
Peki, kriz neden çıktı?
Birkaç sebebi var.
1) Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad El Sani’nin İran’ı destekleyen açıklamalar yaptığı öne sürülüyor.
2) Suudi Arabistan, Katar’ı Ortadoğu’da terörizme destek vermekle suçluyor.
3) Mısır, Müslüman Kardeşler’e Katar’ın siyasi ve mali destek verdiğini savunuyor.
4) Bahreyn ise Katar’ın ülkedeki “İran destekli silahlı gruplara destek verdiğini” iddia ediyor.
Bütün bunlar şu anda kamuoyuna akseden zahiri sebepler…
Büyük resimde ne var peki?
Önce bölgesel açıdan meseleyi kısaca özetleyelim.
1) Arap Baharı ile Suriye’de 2011’de başlayan iç savaşta dengeler, Rusya ve İran ikilisinin askeri müdahalesiyle değişti.
2) Erdoğan, Rus lider Putin’le yakın temas kurarak Türkiye’nin bölge politikalarını Rusya, Çin ve İran ile aynı çizgiye yaklaştırdı.
3) Irak’tan Lübnan’a, Pakistan’dan Yemen’e uzanan geniş bir coğrafyada İran nüfuzunu artırdı.
4) Mısır, Müslüman Kardeşleri sadece kendi topraklarında değil tüm Ortadoğu’da bitirmek için harekete geçti.
 
RUSYA VE İRAN’A KARŞI DENGE ARAYIŞI
Amerikan yönetimi açısından değişen ne peki?
1) ABD’de işadamı Donald Trump, Başkan oldu.
2) Trump Beyaz Saray’da işbaşı yapar yapmaz ABD, İran’ı hedef haline getirdi.
3) Obama döneminde Suriye’de izlenen pasif politikadan vazgeçildi.
4) Rusya, Çin ve İran üçlü sacayağına karşı Suudi Arabistan, Mısır ve Körfez ülkeleriyle denge arayışına girildi.
Bu politika değişikliğinin en somut göstergesi Başkan Trump’ın ilk yurt dışı gezisini Suudi Arabistan’a yapmasıydı.
Trump, bu ziyaretinde bir taşla birkaç kuşu aynı anda vurmayı başardı.
1) Suudi Arabistan’a ilk etapta 110 milyar dolar silah satışı yaptı.
Daha sonra bu rakam 350 milyar doları bulacak.
2) İran’a karşı yeniden Suudi kartını masaya sürdü.
3) Radikal örgütlerle mücadele çağrısına Riyad yönetiminden olumlu cevap aldı.
 
SUUDİLER FATURA ÖDEMEDİ
Suudi Arabistan açısından Trump’la Riyad’da yapılan görüşme üç açıdan önemliydi.
1) Uzun zamandır dile getirilen “11 Eylül saldırılarının arkasında Suudiler var” iddiasını yeni Cumhuriyetçi Başkan’la şimdilik rafa kaldırmış oldu.
2) ABD’den yüklü miktarda silah satın alarak, İsrail’deki büyükelçiliği Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma sözü veren Trump’a geri adım attırdı.
3) Suriye’de Esed rejimine karşı mücadele eden silahlı grupları destekleme politikasından vazgeçti.
 
YENİ ÜÇLÜ: TRUMP, SİSİ VE SELMAN
Burada bir hatırlatma yapalım.
Riyad’da yapılan Trump-Selman görüşmesine Mısır Cumhurbaşkanı Sisi de katıldı.
Hatta üç lider beyaz bir küre üzerine ellerini koyarak ‘güç birliği pozu’ verdi.
Sonra Trump, Suudi Kralı Selman’la geleneksel ‘kılıç dansı’ yaptı.
Şüphesiz bu üçlü görüşmenin ve kılıçla dans etmenin iki anlamı vardı.
1) İran’a gözdağı vermek…
2) Radikal örgütlere karşı işbirliği yapmak…
Nitekim Trump, Suudi Arabistan ziyaretinde bu iki konuya da temas etti.
İran’a meydan okudu.
Körfez ülkelerine de radikal örgütlere karşı daha etkili mücadele edin çağrısı yaptı.
Genel çerçeve üç aşağı beş yukarı böyle…
 
NEDEN KATAR?
Bu fotoğrafta neden Katar hedef oldu peki?
Bu sorunun cevabı için biraz geriye gitmemiz gerekiyor.
2010’un sonlarında Ortadoğu’da Arap Baharı başladı.
İlk kıvılcımı Tunus’ta görülen ateş, önce Libya’ya sonra Mısır’a sıçradı.
2011’de de Suriye’de muhalifler, Esed rejimine karşı silahlı mücadeleye girişti.
Özgür Suriye Ordusu olarak ismini duyuran muhaliflerin en büyük destekçisi ABD, Suudi Arabistan, Türkiye ve Körfez ülkeleri oldu.
Esed’i devirmek için harekete geçen muhalifler savaş alanında mutlak bir zafer elde edemedi.
Görüş ayrılıkları başladı.
Terör örgütleri boy attı.
IŞİD ortaya çıktı.
Vekâlet savaşında muhalifler arasında, kendilerine destek veren ülkelere göre ayrışmalar baş gösterdi.
Bu sırada Türkiye’de Erdoğan, 2011’de yapılan seçimlerden bir kez daha galip çıktı.
Ustalık dönemine geçtiğini açıkladı.
Mısır’da ise Müslüman Kardeşler’in adayı Mursi, Cumhurbaşkanı seçildi.
Anayasayı, muhaliflerle uzlaşmadan değiştirdi.
Erdoğan’la birlikte bölgede birlikte hareket etmeye başladı.
Bu ikiliye Katar da katıldı.
Suudi Arabistan ise Müslüman Kardeşleri kendine tehdit gördüğünden Mursi’ye mesafe koydu.
Suriye’de işler sarpa sarmaya başlayınca da kendini geri çekip Türkiye ve Katar’ı ön plana çıkardı.
 
İKİ DARBE
2013 yılında iki önemli gelişme yaşandı.
1) Haziran ayında Katar’da saray içi darbe oldu.
Katar Emiri, sağlığını gerekçe gösterip iktidarı oğlu Tamim’e devretti.
2) Temmuz’da Mısır’da askeri darbe gerçekleşti.
Mursi gözaltına alındı.
General Sisi yönetime el koydu.
Müslüman Kardeşler terör örgütü ilan edildi.
Mısır ve kısmen Suudi Arabistan, Suriye meselesinde geri çekilince meydan Erdoğan ile Katar’ın yeni emiri Tamim’e kaldı.
Bölgede ‘oyun kurucu’ rolünü oynamaya başladılar.
Suriye’deki muhaliflere, IŞİD dâhil, destek vermeye devam ettiler.
Mısır ve Suudi Arabistan, ABD’deki seçimler öncesi aralarındaki ihtilafları çözdü.
Trump Başkan olunca önce Sisi Washington’a gitti.
Ardından da Trump, Riyad’da Kral Selman ve Cumhurbaşkanı Sisi ile buluştu.
Yol ayrımına gelinmişti.

TAMİM’E SÖYLÜYORUM ERDOĞAN SEN ANLA
Anlaşılıyor ki…
Geçen ay yapılan üçlü zirvede yol haritası çizildi.
Pazartesi günü de düğmeye basıldı.
Sünni dünyanın iki lider ülkesi Suudi Arabistan ve Mısır, Suriye ile IŞİD faturasını Katar’a kesti.
Neden?
1) Katar, İran konusunda Suudilerle aynı fikirde değil.
2) Riyad yönetimi, Katar’ın Müslüman Kardeşler, Hamas gibi örgütlerin üyelerine yardım etmesinden rahatsız.
3) Suriye’de, Suudilerden bağımsız hareket edip IŞİD vb örgütlere silah yardımı yaptı.
Aslında…
Şu anda Katar Emiri Şeyh Tamim, kapana kıstırılmış durumda…
Eğer bu krizde geri adım atmaz ise askeri darbeyle tahtından indirilebilir.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanabilir.
Sudan Devlet Başkanı Beşir gibi yakalanma korkusuyla her ülkeye gidemeyebilir.
Nasıl kurtulur?
Suudi Arabistan’ı ele vermeden tahtı Londra’da yaşayan babasına geri vererek…
Belki o zaman Katar fabrika ayarlarına geri döner.
Peki, Tamim’le akçeli işleri olan Erdoğan bu yeni süreçten zarar görür mü?
Bilmiyorum.
Bu sorunun cevabını Saray’daki danışmanlar versin.
Önlerine bir fatura gelir mi gelmez mi en iyi Erdoğan bilir herhalde…
(TR724)