[Vehbi Şahin, yazdı]
Farz edelim ki siz Türkiye’de yaşayan bir yabancısınız.
Ülkeniz adına Türkiye’de görev alıyorsunuz.
Ya da…
Ekmek parası kazanmak için bu ülkede bulunuyorsunuz.
Veya…
Türkiye ve Anadolu insanı hakkında bilimsel çalışmalar yapıyorsunuz.
16 Nisan’da yapılan referandumda, sandıktan çıkan sonuçlara bakarak…
Hile iddialarını dikkate alarak…
Yüksek Seçim Kurulu’nun tuhaf kararını bir kenara not ederek…
İktidar ve muhalefet partilerinin kayıkçı kavgasını izleyerek…
Halkın oy verirken nasıl bir tercihte bulunduğunu çözmeye çalışarak…
Gazetelerin, televizyonların yayınlarına, entelektüellerin tavırlarına bakarak…
Nasıl bir kanaate varırsınız Türkiye ve Türk toplumu hakkında?
ERDOĞAN’IN EN BÜYÜK HİZMETİ
Oportünist bir halk…
Çıkarcı bir millet…
Korkak bir toplum…
Listeyi uzatmak mümkün…
Siz düşüncelerinizi, bu yazının altına yorum olarak yazın…
Ben kendi fikrimi söyleyeyim hemen…
Geneli itibariyle Anadolu’da yaşayan insanlar devlete iman ediyor, paraya da kul oluyor.
Zengin ile fakir arasında…
Okumuş ile cahil arasında…
Şehirli ile köylü arasında…
Kadın ile erkek arasında…
Dindar ile laik arasında…
Öyle zannedildiği gibi çok fark yok aslında…
Erdoğan ve 15 yıllık AKP iktidarının en büyük hizmeti nedir biliyor musunuz?
“Necip Türk milleti” diye yıllardır “kutsanan” Anadolu insanının, büyük çoğunluğu itibariyle ne kadar “bencil” ve “menfaatperver” olduğunu gösterdi bize…
Bir de…
Devlete ne kadar çok iman ettiğini, Allah’tan daha fazla devletten korktuğunu…
SARAY’A BİAT MESAJI
Bu tezimi ispatlamak için yüzlerce örnek verebilirim.
Ama bunu yapmayacağım.
Son yaşanan ibretlik olayı hatırlatacağım sadece…
Yaşar Holding, Türkiye’nin önde gelen sanayi devlerinden biri…
İzmir’in medar-ı iftiharı…
En çok ‘Pınar’ markasıyla tanınıyor.
Şüphesiz ‘Pınar’ isminin markalaşmasında, 19 yıldır Karşıyaka basketbol takımına isim sponsoru olmasının katkısı büyük…
‘Pınar Karşıyaka’ sportif başarılarıyla ayrı bir marka artık…
Referandumdan yüzde 51,41 ‘evet’ çıkınca Yaşar Holding’in patronu Selim Yaşar, bir mesaj paylaşıyor Facebook hesabından…
“Evet, doğru karar veren Türk halkına şükranlar” diyor.
Mesajın adresi belli…
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümeti…
“Ben de sizinleyim” diyerek ‘devlet’e biat tazeliyor kendince…
TARAFTARA PARA İLE ŞANTAJ
Fakat Pınar Karşıyaka taraftarlarını hesap edemiyor.
Selim Yaşar’a, İzmir’in Karşıyaka ilçesinde halkın yüzde 83,2’nin ‘hayır’ oyu kullandığını hatırlatıyor taraftarlar…
Yaşar Holding patronu, bu tepkiden çok rahatsız oluyor ve mesajını siliyor.
Bu kez bir arkadaşı, mesajını silmesini eleştiriyor.
İşte o zaman pekçok Anadolu insanı gibi tipik refleks gösteriyor Selim Yaşar…
Patron ya…
Devasa şirketleri var ya…
Hemen ‘para’ ile Karşıyaka taraftarlarına ‘sopa’ gösteriyor.
“Karşıyaka zarar görmesin diye silmiştim, 45 milyon borcu olduğu gibi biline” diye ‘şantaj’ kokan bir mesaj daha yazıyor.
AMAN ANKARA DUYMASIN
Ne oluyorsa bundan sonra oluyor zaten…
Bir başka takipçisi, “Siz Karşıyaka’yı düşünmeyin, Yaşar Holding’i düşünün” diyor.
Bu mesaj da çok rahatsız ediyor Selim Yaşar’ı…
Yine ‘para’ ile tehdit ediyor.
Fakat bu sefer kaş yapayım derken göz çıkarıyor.
“En yüksek Hayır Karşıyaka’dan YH (Yaşar Holding) düşünüyorum ve Ankara ile ters düşmemek için sponsorluğu yeniden gözden geçirmek gerekli…” diyor.
Ancak bu sözleri daha fazla tepki topluyor.
Neden?
Çünkü bu mesajında iki itirafta bulunuyor:
1) Ankara ile ters düşmemem lâzım..
2) Basketbol takımına para vermem…
Bu mesajlardan sonra sosyal medyada Pınar ürünlerine boykot kampanyası başlıyor.
Bunun üzerine İzmirli işadamı geri adım atıyor.
Önce Yaşar Holding, Selim Yaşar’ın kişisel hesabından paylaştığı görüşlerinin kurumsal duruşlarını yansıtmadığını açıklıyor.
Patronun arkasında durmuyor yani…
Sonra…
Selim Yaşar özür diliyor:
-Karşıyaka spor camiasından özür dilerim.
-Ben kimseyi kırmak istemem ve herkesin kararına saygılıyım.
Ne oldu şimdi?
Trilyonları yöneten, binlerce kişiyi çalıştıran bir patron, hiç gereği yokken şirketinin marka değerine zarar verdi.
Asıl vahim olan ise bu değil bence…
Nedir biliyor musunuz?
Bir holding yöneticisinin veya herhangi bir küçük esnafın…
1) Devlete biat ediyorum mesajı göndermesidir.
2) Ankara ile arasının bozulmasından korkmasıdır.
3) Kendisini eleştirenleri para ile terbiye etmeye kalkmasıdır.
Daha acı olanı da bir devletin ve o devleti yönetenlerin, işadamını kendinden korkar hale getirmesidir.
İPEK, BOYDAK, DUMANKAYA
Bir itiraf da ben yapayım şimdi…
Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar ve onun gibi davranan pekçok Anadolu insanını görünce…
Akın İpek ve ailesini…
Halit Dumankaya ve ailesini…
Boydak Kardeşleri…
İsimleri, unvanları bilinmeyen binlerce esnaf ve tüccarı…
Haksız yere zulme maruz kalan yüzbinlerce mağduru, mazlumu, mahkûmu hatırladım.
Zalime boyun eğmek yerine maddi imkânlarını kaybetmeyi tercih etmelerinin ne büyük bir civanmertlik olduğunu daha iyi kavradım.
Zillet yerine izzetle yaşamayı seçmelerinin müthiş bir özgürlük olduğunu fark ettim.
Kendini devlet zannedenlerin ellerini eteklerini öpmek yerine zindana tebessümle girmeyi veya yurt dışına hicret etmeyi kaderin bir cilvesi olarak görmelerinin ne büyük bir fazilet olduğunu öğrendim.
Devlete iman edip ondan korkanları…
Paraya kul köle olanları…
Onların bu zaafını oy ütmek için istismar edenleri gördükçe…
Çok ama çok üzülüyorum.
Keşke…
Ellerine kelepçe, ayaklarına pranga takılan yüzbinlerce garibin ‘özgür’ hallerinden ibret alıp devlete iman etme, paraya kul olma esaretinden kendilerini kurtarabilseler.
Umarım bir gün bunu başarırlar.
(TR724)
Ülkeniz adına Türkiye’de görev alıyorsunuz.
Ya da…
Ekmek parası kazanmak için bu ülkede bulunuyorsunuz.
Veya…
Türkiye ve Anadolu insanı hakkında bilimsel çalışmalar yapıyorsunuz.
16 Nisan’da yapılan referandumda, sandıktan çıkan sonuçlara bakarak…
Hile iddialarını dikkate alarak…
Yüksek Seçim Kurulu’nun tuhaf kararını bir kenara not ederek…
İktidar ve muhalefet partilerinin kayıkçı kavgasını izleyerek…
Halkın oy verirken nasıl bir tercihte bulunduğunu çözmeye çalışarak…
Gazetelerin, televizyonların yayınlarına, entelektüellerin tavırlarına bakarak…
Nasıl bir kanaate varırsınız Türkiye ve Türk toplumu hakkında?
ERDOĞAN’IN EN BÜYÜK HİZMETİ
Oportünist bir halk…
Çıkarcı bir millet…
Korkak bir toplum…
Listeyi uzatmak mümkün…
Siz düşüncelerinizi, bu yazının altına yorum olarak yazın…
Ben kendi fikrimi söyleyeyim hemen…
Geneli itibariyle Anadolu’da yaşayan insanlar devlete iman ediyor, paraya da kul oluyor.
Zengin ile fakir arasında…
Okumuş ile cahil arasında…
Şehirli ile köylü arasında…
Kadın ile erkek arasında…
Dindar ile laik arasında…
Öyle zannedildiği gibi çok fark yok aslında…
Erdoğan ve 15 yıllık AKP iktidarının en büyük hizmeti nedir biliyor musunuz?
“Necip Türk milleti” diye yıllardır “kutsanan” Anadolu insanının, büyük çoğunluğu itibariyle ne kadar “bencil” ve “menfaatperver” olduğunu gösterdi bize…
Bir de…
Devlete ne kadar çok iman ettiğini, Allah’tan daha fazla devletten korktuğunu…
SARAY’A BİAT MESAJI
Bu tezimi ispatlamak için yüzlerce örnek verebilirim.
Ama bunu yapmayacağım.
Son yaşanan ibretlik olayı hatırlatacağım sadece…
Yaşar Holding, Türkiye’nin önde gelen sanayi devlerinden biri…
İzmir’in medar-ı iftiharı…
En çok ‘Pınar’ markasıyla tanınıyor.
Şüphesiz ‘Pınar’ isminin markalaşmasında, 19 yıldır Karşıyaka basketbol takımına isim sponsoru olmasının katkısı büyük…
‘Pınar Karşıyaka’ sportif başarılarıyla ayrı bir marka artık…
Referandumdan yüzde 51,41 ‘evet’ çıkınca Yaşar Holding’in patronu Selim Yaşar, bir mesaj paylaşıyor Facebook hesabından…
“Evet, doğru karar veren Türk halkına şükranlar” diyor.
Mesajın adresi belli…
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümeti…
“Ben de sizinleyim” diyerek ‘devlet’e biat tazeliyor kendince…
TARAFTARA PARA İLE ŞANTAJ
Fakat Pınar Karşıyaka taraftarlarını hesap edemiyor.
Selim Yaşar’a, İzmir’in Karşıyaka ilçesinde halkın yüzde 83,2’nin ‘hayır’ oyu kullandığını hatırlatıyor taraftarlar…
Yaşar Holding patronu, bu tepkiden çok rahatsız oluyor ve mesajını siliyor.
Bu kez bir arkadaşı, mesajını silmesini eleştiriyor.
İşte o zaman pekçok Anadolu insanı gibi tipik refleks gösteriyor Selim Yaşar…
Patron ya…
Devasa şirketleri var ya…
Hemen ‘para’ ile Karşıyaka taraftarlarına ‘sopa’ gösteriyor.
“Karşıyaka zarar görmesin diye silmiştim, 45 milyon borcu olduğu gibi biline” diye ‘şantaj’ kokan bir mesaj daha yazıyor.
AMAN ANKARA DUYMASIN
Ne oluyorsa bundan sonra oluyor zaten…
Bir başka takipçisi, “Siz Karşıyaka’yı düşünmeyin, Yaşar Holding’i düşünün” diyor.
Bu mesaj da çok rahatsız ediyor Selim Yaşar’ı…
Yine ‘para’ ile tehdit ediyor.
Fakat bu sefer kaş yapayım derken göz çıkarıyor.
“En yüksek Hayır Karşıyaka’dan YH (Yaşar Holding) düşünüyorum ve Ankara ile ters düşmemek için sponsorluğu yeniden gözden geçirmek gerekli…” diyor.
Ancak bu sözleri daha fazla tepki topluyor.
Neden?
Çünkü bu mesajında iki itirafta bulunuyor:
1) Ankara ile ters düşmemem lâzım..
2) Basketbol takımına para vermem…
Bu mesajlardan sonra sosyal medyada Pınar ürünlerine boykot kampanyası başlıyor.
Bunun üzerine İzmirli işadamı geri adım atıyor.
Önce Yaşar Holding, Selim Yaşar’ın kişisel hesabından paylaştığı görüşlerinin kurumsal duruşlarını yansıtmadığını açıklıyor.
Patronun arkasında durmuyor yani…
Sonra…
Selim Yaşar özür diliyor:
-Karşıyaka spor camiasından özür dilerim.
-Ben kimseyi kırmak istemem ve herkesin kararına saygılıyım.
Ne oldu şimdi?
Trilyonları yöneten, binlerce kişiyi çalıştıran bir patron, hiç gereği yokken şirketinin marka değerine zarar verdi.
Asıl vahim olan ise bu değil bence…
Nedir biliyor musunuz?
Bir holding yöneticisinin veya herhangi bir küçük esnafın…
1) Devlete biat ediyorum mesajı göndermesidir.
2) Ankara ile arasının bozulmasından korkmasıdır.
3) Kendisini eleştirenleri para ile terbiye etmeye kalkmasıdır.
Daha acı olanı da bir devletin ve o devleti yönetenlerin, işadamını kendinden korkar hale getirmesidir.
İPEK, BOYDAK, DUMANKAYA
Bir itiraf da ben yapayım şimdi…
Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar ve onun gibi davranan pekçok Anadolu insanını görünce…
Akın İpek ve ailesini…
Halit Dumankaya ve ailesini…
Boydak Kardeşleri…
İsimleri, unvanları bilinmeyen binlerce esnaf ve tüccarı…
Haksız yere zulme maruz kalan yüzbinlerce mağduru, mazlumu, mahkûmu hatırladım.
Zalime boyun eğmek yerine maddi imkânlarını kaybetmeyi tercih etmelerinin ne büyük bir civanmertlik olduğunu daha iyi kavradım.
Zillet yerine izzetle yaşamayı seçmelerinin müthiş bir özgürlük olduğunu fark ettim.
Kendini devlet zannedenlerin ellerini eteklerini öpmek yerine zindana tebessümle girmeyi veya yurt dışına hicret etmeyi kaderin bir cilvesi olarak görmelerinin ne büyük bir fazilet olduğunu öğrendim.
Devlete iman edip ondan korkanları…
Paraya kul köle olanları…
Onların bu zaafını oy ütmek için istismar edenleri gördükçe…
Çok ama çok üzülüyorum.
Keşke…
Ellerine kelepçe, ayaklarına pranga takılan yüzbinlerce garibin ‘özgür’ hallerinden ibret alıp devlete iman etme, paraya kul olma esaretinden kendilerini kurtarabilseler.
Umarım bir gün bunu başarırlar.
(TR724)