‘Bana Ne! Bana Ne! Ben Başkan Olmak İstiyorum…’

[Bekir Salim]
Âşık Garip gene öyle garip bir ayak açtı ki, fazla söze ihtiyaç bırakmıyor:
GARİP:
Ant olsun ki “başkan” olacağım ben,
Bu işin sonunda savaş olsa da!
Bütün dünya bilsin: geleceğim ben
Başınıza… Yavaş yavaş olsa da!
 
BEKİR SALİM:
Yazık! Hâlâ sana inananlar var,
Anlattığın her şey tıraş olsa da…
O sözü sıksalar yalnız “kan” damlar,
Önündeki hece bir “baş” olsa da…
 
GARİP:
Şöyle ki: tıraş var, bir de “tıraşçık”.
Hem bak yerli oto ve uçak yaptık.
“Hamdolsun”, medya da çok özgür artık,
Bir iki tanesi yandaş olsa da…
 
BEKİR SALİM:
Ben de kabullendim, hakkındır fahir,
Yalanda çok büyük üstatsın zahir.
İnsan nasıl olur bu kadar mahir;
Süfyan ile ikiz gardaş olsa da…
 
GARİP:
Süfyan müfyan bilmem! Bende fetvâ var:
“Yolsuzluk, hırsızlık değildir zinhar”
Allah’a şükredin: bu fakir dindar!
Önceki reisler “ayyaş” olsa da…
 
BEKİR SALİM:
Hasedinden nefret ettin, kin tuttun,
Sen o reislere rahmet okuttun,
Zehrini de her tarafa akıttın,
Ayırmadı zulmün, dindaş olsa da…
 
GARİP:
Ha dinsiz, ha dindaş, umurumda değil,
İçeri tıkarım, ederim sefil.
Eğer muhalifse, aramam delil;
Yeter, göz üstünde bir kaş olsa da…
 
BEKİR SALİM:
Vurdun “Anadolu Kaplanları”nı,
Yok ettin asırlık helâl kârını,
Çöktün, gasp eyledin bütün varını;
Bu kadar yapmazdı nebbaş olsa da…
 
GARİP:
Ben oy damıtırım, ülkeyi gerip,
Her sandıktan böyle, çıkarım galip!
Yine beni seçer bu millet, Garip:
Kirli çamaşırlar hep fâş olsa da…
 
BEKİR SALİM:
Salim der, bu dünya senin tek varın,
Düşünme Mizan’da ne olur yarın,
Zaten gözü doymaz canavarların,
Akıbet üç metre kumaş olsa da…
(TR724)