[Analiz: Göksel İlhan]
Sadece Cumhuriyet tarihi değil, Türk tarihi boyunca bu askerî harekâttan daha plansız ve daha amaçsız bir harekât olmamıştır herhalde. Korkunç bir bataklık. Kadınlı erkekli milyonlarca Suriyeli’nin can bahasına kaçtığı bir bataklığa binlerce Türk askeri hangi stratejik akılla sokuldu?
Bu harekâtın sonunda ne elde etmeyi bekliyoruz? Cevabı yok.
Niçin hala oradayız? Cevabı yok.
İstesek bu bataklıktan çıkabilir miyiz? Bunun da cevabı yok.
‘ÇOCUKLARINIZ BİZE EMANET’
El Bab’da şimdiye kadar 60’tan fazla asker bir hiç uğruna şehit oldu. Onun birkaç katı yaralı ve sakat. Önceki gün şehit olan asker, geçenlerde Başbakan Binali Yıldırım’la yemek yemişti. Başbakan askerin ailesini telefonla aramış, annesi başbakana “Oğlumu özledim, yanıma gelsin” deyince Binali Yıldırım “Çocuklarınız bize emanet, burada iyiler” demişti. İşte o asker önceki gün şehit oldu.
Yıllardır askerlerimiz şehit olur. Hepsi fakir, hepsi yoksuldur. Hemen hepsinin baba evi sıvasızdır veya gecekondudur.
Siz hiç bir devlet büyüğünün, bir bakanın, başbakanın veya cumhurbaşkanının çocuğunun şehit olduğunu duydunuz mu? Duyamazsınız. Çünkü hiçbiri askerlik bile yapmaz.
Ya Singapur’larda zevk û sefa veya İtalya’larda yalancı doktora veya bedelli…
TÜRK ASKERİ’NİN ADI YOK!
Bir askeri esir düştüğünde İsrail dünyayı ayağa kaldırmıştı.
Bir pilotunu öldüğünde Rusya dünyayı Türkiye’ye dar etmişti.
Peki, Türk askeri?
Maalesef Türk askeri sahipsiz. İki askerimizi IŞİD hunharca yaktığında bu rezalet medyada haber bile olmadı. Sansürlendi. Önceki gün Rusya 3 askerimizi şehit etti? Ne beklersiniz?
Ey Rusya’lar, hesap sormalar, bizi test etmeyin’ler falan… Hayır, hiçbiri olmadı.
Devlet ‘büyük’leri sessiz. Hükümet medyasında ise adı ‘Dost Ateşi’
Teknolojinin bu kadar geliştiği, havadaki her cismin radarlarla kalkış anından iniş anına kadar izlenebildiği, akıllı mühimmatın milimetrik hesaplarla hedefini bulduğu çağımızda ne ‘kimliği belirlenemeyen uçak’, ne de ‘koskoca binanın yanlışlıkla vurulduğu’ iddiaları inandırıcı. Yapılan iş halkı aldatmaktan başka bir şey değil.
DAHA KÖTÜSÜ NE?
Daha kötüsü bizim beceriksizliğimizden olması. Rus ajansı Sputnik’in haberine göre, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, üç Türk askerinin şehit olmasına yol açan hava operasyonuna ilişkin olarak, “Uçaklarımız, Türk partnerlerimizin verdiği koordinatlara göre hareket etti, orada Türk askerlerinin bulunmaması gerekiyordu” dedi. TSK ise ‘koordinatları vermiştik’ diyebildi sadece. Peki, işin aslını öğrenebilecek miyiz? Tabi ki hayır.
Artık şehit haberlerini bile duymayabiliriz. Çünkü kapıda referandum var ve bir KHK ile ‘Son Dakika’ haberleri artık yasak.
ASKERİ VE SİYASİ HEZİMETİN SEBEPLERİ
Koskoca Türk silahlı kuvvetlerinin bu hale düşmesinin sebepleri neler olabilir? En baş sebep belki de siyasi olarak bitmişliği perdelemek için savaşa atılmak ve kahramanlık üretmeye kalkışmak.
Oysa TSK çoktan bitti.
Hukuk bitti, ekonomi bitti. TSK nasıl bitmesin?
Beş on general ve yüz-iki yüz subayın -ki bir kısmının da kandırılarak- katıldığı darbe girişimini bahane ederek on binlerce yetişmiş seçkin subayı ya hapse tıkmak veya işkencehanelere yollamak… Ordunun içini boşaltmak… Moral ve motivasyonunu sıfırlamak… Generalleri astsubaylara üst araması yaptırmak… Deneyimli pilotları cadı avıyla ihraç etmek…
Ve daha onlarca sebep.
Sonra da boyuna posuna bakmadan dev ülkelerin güç yarıştırdığı kanlı Suriye arenasında meydan okumaya kalkmak…
Bu harekâtın sonunda ne elde etmeyi bekliyoruz? Cevabı yok.
Niçin hala oradayız? Cevabı yok.
İstesek bu bataklıktan çıkabilir miyiz? Bunun da cevabı yok.
‘ÇOCUKLARINIZ BİZE EMANET’
El Bab’da şimdiye kadar 60’tan fazla asker bir hiç uğruna şehit oldu. Onun birkaç katı yaralı ve sakat. Önceki gün şehit olan asker, geçenlerde Başbakan Binali Yıldırım’la yemek yemişti. Başbakan askerin ailesini telefonla aramış, annesi başbakana “Oğlumu özledim, yanıma gelsin” deyince Binali Yıldırım “Çocuklarınız bize emanet, burada iyiler” demişti. İşte o asker önceki gün şehit oldu.
Yıllardır askerlerimiz şehit olur. Hepsi fakir, hepsi yoksuldur. Hemen hepsinin baba evi sıvasızdır veya gecekondudur.
Siz hiç bir devlet büyüğünün, bir bakanın, başbakanın veya cumhurbaşkanının çocuğunun şehit olduğunu duydunuz mu? Duyamazsınız. Çünkü hiçbiri askerlik bile yapmaz.
Ya Singapur’larda zevk û sefa veya İtalya’larda yalancı doktora veya bedelli…
TÜRK ASKERİ’NİN ADI YOK!
Bir askeri esir düştüğünde İsrail dünyayı ayağa kaldırmıştı.
Bir pilotunu öldüğünde Rusya dünyayı Türkiye’ye dar etmişti.
Peki, Türk askeri?
Maalesef Türk askeri sahipsiz. İki askerimizi IŞİD hunharca yaktığında bu rezalet medyada haber bile olmadı. Sansürlendi. Önceki gün Rusya 3 askerimizi şehit etti? Ne beklersiniz?
Ey Rusya’lar, hesap sormalar, bizi test etmeyin’ler falan… Hayır, hiçbiri olmadı.
Devlet ‘büyük’leri sessiz. Hükümet medyasında ise adı ‘Dost Ateşi’
Teknolojinin bu kadar geliştiği, havadaki her cismin radarlarla kalkış anından iniş anına kadar izlenebildiği, akıllı mühimmatın milimetrik hesaplarla hedefini bulduğu çağımızda ne ‘kimliği belirlenemeyen uçak’, ne de ‘koskoca binanın yanlışlıkla vurulduğu’ iddiaları inandırıcı. Yapılan iş halkı aldatmaktan başka bir şey değil.
DAHA KÖTÜSÜ NE?
Daha kötüsü bizim beceriksizliğimizden olması. Rus ajansı Sputnik’in haberine göre, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, üç Türk askerinin şehit olmasına yol açan hava operasyonuna ilişkin olarak, “Uçaklarımız, Türk partnerlerimizin verdiği koordinatlara göre hareket etti, orada Türk askerlerinin bulunmaması gerekiyordu” dedi. TSK ise ‘koordinatları vermiştik’ diyebildi sadece. Peki, işin aslını öğrenebilecek miyiz? Tabi ki hayır.
Artık şehit haberlerini bile duymayabiliriz. Çünkü kapıda referandum var ve bir KHK ile ‘Son Dakika’ haberleri artık yasak.
ASKERİ VE SİYASİ HEZİMETİN SEBEPLERİ
Koskoca Türk silahlı kuvvetlerinin bu hale düşmesinin sebepleri neler olabilir? En baş sebep belki de siyasi olarak bitmişliği perdelemek için savaşa atılmak ve kahramanlık üretmeye kalkışmak.
Oysa TSK çoktan bitti.
Hukuk bitti, ekonomi bitti. TSK nasıl bitmesin?
Beş on general ve yüz-iki yüz subayın -ki bir kısmının da kandırılarak- katıldığı darbe girişimini bahane ederek on binlerce yetişmiş seçkin subayı ya hapse tıkmak veya işkencehanelere yollamak… Ordunun içini boşaltmak… Moral ve motivasyonunu sıfırlamak… Generalleri astsubaylara üst araması yaptırmak… Deneyimli pilotları cadı avıyla ihraç etmek…
Ve daha onlarca sebep.
Sonra da boyuna posuna bakmadan dev ülkelerin güç yarıştırdığı kanlı Suriye arenasında meydan okumaya kalkmak…