Çocukların eğlenme aracı olarak akıllı telefonları tercih etmesi istenmiyor, ancak ne yapılması gerektiğine dair kayda değer bir veri de yok.
Yapılan araştırmalara göre, 11 ila 16 yaş arasındaki çocuklar internette ortalama 26 paylaşım yapıyor. Aileleri sınır koyan çocukların yüzde 80’i de bu sınırları aştıklarını söylüyor.
Peki, akıllı telefonlar aile yaşamını bu kadar etkiliyorsa, ne yapılması gerektiğine karar vermek neden zor?
BBC’nin haberine göre, Psikiyatrist Aric Sigman, bu soruya şöyle cevap veriyor: ‘’Ebeveynlerin çocuklarındaki akıllı telefon algısını değiştirirlerse daha kolay karar alabilirler.’’ Sigman, “Öncelikle akıllı telefon ‘aptal’ bir tanım. Bunlar telefon değil. 10 yıl önceki dizüstü bilgisayarlardan güçlü bilgisayarlar” diyor ve ailelerin çocuklarının akıllı telefon kullanımına sınırlandırma getirmeleri gerektiğine vurgu yapıyor.
Yaşam tarzı değil, hastalık
Psikiyatrist Sigman, gençlerdeki akıllı telefon kullanımının bir yaşam tarzı olarak değil, tıbbi bir hastalık olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Ebeveynlere ‘dijital günbatımı’ konseptini uygulamalarını anlatan Sigman, anne ve babaların, çocuklarını yatmadan bir iki saat önce elektronik cihazlardan ayırmaları gerektiğini söylüyor. Sigman, aksi halde karşılaşılacak aksilikleri şöyle sıralıyor: “Yatak odalarının çocukların duyularını kapattığı bir yer olması gerekiyor ama telefonlar yatak odalarını eğlence merkezine dönüştürüyor. Elektronik cihazlarının gece geç saatlere kadar kullanılmasıyla uyku kaybının arasında açık bir bağ var. Gece geç saatlerde bu cihazların kullanılması depresyon, endişe bozukluğu, kötü ders notları ve kilo almaya yol açıyor. Çünkü uykusuz kalmak açlık hormonlarını da etkiliyor.”
Doktor Sigman ebeveynlere çocuklarına telefon bağımlılığının belirtilerini öğretmelerini öneriyor. Ebeveynlere ise şu tavsiyede bulunuyor: ‘’Çocuğunuza şunu söylemelisiniz; ‘Sosyal medyada vakit geçirmeni yasaklamıyorum ama sosyal hayatı gerçek dünyada deneyimlemelisin. Sosyal medya hesaplarında sürekli vakit geçirip kendini başkalarıyla karşılaştırmak seni mutsuz edebilir.’’
Yapılan araştırmalara göre, 11 ila 16 yaş arasındaki çocuklar internette ortalama 26 paylaşım yapıyor. Aileleri sınır koyan çocukların yüzde 80’i de bu sınırları aştıklarını söylüyor.
Peki, akıllı telefonlar aile yaşamını bu kadar etkiliyorsa, ne yapılması gerektiğine karar vermek neden zor?
BBC’nin haberine göre, Psikiyatrist Aric Sigman, bu soruya şöyle cevap veriyor: ‘’Ebeveynlerin çocuklarındaki akıllı telefon algısını değiştirirlerse daha kolay karar alabilirler.’’ Sigman, “Öncelikle akıllı telefon ‘aptal’ bir tanım. Bunlar telefon değil. 10 yıl önceki dizüstü bilgisayarlardan güçlü bilgisayarlar” diyor ve ailelerin çocuklarının akıllı telefon kullanımına sınırlandırma getirmeleri gerektiğine vurgu yapıyor.
Yaşam tarzı değil, hastalık
Psikiyatrist Sigman, gençlerdeki akıllı telefon kullanımının bir yaşam tarzı olarak değil, tıbbi bir hastalık olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Ebeveynlere ‘dijital günbatımı’ konseptini uygulamalarını anlatan Sigman, anne ve babaların, çocuklarını yatmadan bir iki saat önce elektronik cihazlardan ayırmaları gerektiğini söylüyor. Sigman, aksi halde karşılaşılacak aksilikleri şöyle sıralıyor: “Yatak odalarının çocukların duyularını kapattığı bir yer olması gerekiyor ama telefonlar yatak odalarını eğlence merkezine dönüştürüyor. Elektronik cihazlarının gece geç saatlere kadar kullanılmasıyla uyku kaybının arasında açık bir bağ var. Gece geç saatlerde bu cihazların kullanılması depresyon, endişe bozukluğu, kötü ders notları ve kilo almaya yol açıyor. Çünkü uykusuz kalmak açlık hormonlarını da etkiliyor.”
Doktor Sigman ebeveynlere çocuklarına telefon bağımlılığının belirtilerini öğretmelerini öneriyor. Ebeveynlere ise şu tavsiyede bulunuyor: ‘’Çocuğunuza şunu söylemelisiniz; ‘Sosyal medyada vakit geçirmeni yasaklamıyorum ama sosyal hayatı gerçek dünyada deneyimlemelisin. Sosyal medya hesaplarında sürekli vakit geçirip kendini başkalarıyla karşılaştırmak seni mutsuz edebilir.’’