[Haber-İnceleme: Erman Yalaz]
Saat 01.15. Türkiye, 2016’yı yeni uğurlamış, 2017’nin ilk saatleri. Terör, İstanbul’un göbeğinde, Ortaköy’deki en bilindik eğlence mekanlarından birini, Reina’yı kana buladı. Tanıkların anlatımına göre, saldırı anında içeride yılbaşını kutlayan 800 civarında insan vardı. Eğlence mekanının en kalabalık saatleriydi. Saldırgan eğlence mekanının girişindeki bir polisi ve güvenlik görevlilerini vurarak içeriye girdi. İçeride bulunduğu yaklaşık 7 dakikada, uzun namlulu silahla rastgele ateş açarak 39 kişinin öldüğü 65’ten fazla kişinin yaralandığı terör saldırısını gerçekleştirdi. Sonrasında saldırgan üstünü değiştirerek ve elini kolunu sallayarak olay yerinden uzaklaştı.
‘AMERİKA İSTİHBARATI BUNUN BİLGİSİNİ VERDİ’
İstanbul Emniyeti’nin yılbaşı tedbirleriyle ilgili yaptığı açıklamaya göre 25 bin polis görevliydi gece boyunca. Ancak kapıda şehit edilen sadece 21 yaşındaki Burak Yıldız oldu. Terör saldırısı sonrasında ilk sıcak açıklama, Reina’nın sahibi Mehmet Koçarslan’dan geldi. Koçarslan, “Amerikan istihbaratı bunun bilgisini vermişti” dedi. Koçarslan, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “İçeri giren şerefsizler Kalaşnikoflarla taramışlar. Amerikan istihbaratı bunun bilgisini vermişti. 1 hafta 10 gün süreyle buralarda deniz dahil güvenlik önlemleri alındı. Sonra ne oldu? Göz göre göre bu saldırı meydana geldi” cümlelerini kullandı.
İKTİDAR YANDAŞLARININ FAİLİ GİZLEME TELAŞI
Saldırının sürdüğü belki de saldırganın Reina’da olduğu daha ilk dakikalarda iktidar yanlısı sosyal medya hesapları olayın failini bulmuştu. Saldırganın Noel Baba kıyafetiyle içeriye girdiği iddiaları gündeme geldi. Samanyolu TV’de yıllar önce yayınlanmış bir dizide geçen sahneleri olaya yamayan A Haber ve Sabah gazetesinden Ferhat Ünlü, konuyu çarpıtıp Hizmet Hareketi’ne suç atmaya kalktı.
BAKANIN AÇIKLAMALARIYLA TROLLER HEDEFİ ABD YAPTI
Takip eden açıklamalar önce İstanbul Valisi Vasip Şahin sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Dolmabahçe güvenlik zirvesinden sonra Başbakan Binali Yıldırım tarafından yapıldı. Soylu, saldırganın bir kişi olduğunu girerken mont ve pantolonlu olduğunu, çıkarken kılık değiştirmek istediğini anlattı. Başbakan Yıldırım, “Teröristin ‘Noel Baba’ kılığına girdiği iddialarının aslı astar yok. Silahlı bir terörist” dedi.
İlerleyen saatlerde, sosyal medya propaganda ekibi AK Troller, saldırganın IŞİD’li olması ihtimali artınca, hedef değiştirip IŞİD’i ABD’nin beslediğini, saldırının ardında Obama’nın olduğunu söylemeye başladı.
SALDIRGAN TEK KİŞİ Mİ, ÜÇ KİŞİ Mİ?
İstanbul Valisi Vasip Şahin gece yarısı olay yerindeki açıklamasında, “Bir terörist uzun namlulu silahla önce kapı önünde bekleyen polis memurumuzu şehit ederek, sonra bir vatandaşımızı şehit ederek içeri girmesi sonucu maalesef içeride çok vahşice, acımasızca, orada sadece yılbaşını kutlamak ve eğlenmek üzere gelmiş masum insanların üzerine çok acımazca kurşun yağdırarak maalesef bugünkü olayı meydana getirmiştir” dedi. Oysa görgü tanıkları içeride başka teröristlerin de olduğunu söylüyor. Görgü tanığı Sinem Uyanık “Eşim 3 yerinden vuruldu. Üzerimden insanları sıyırıp çıktım. Çok korkunçtu. Birisi tarıyordu. İki kişi silahla ateş ediyordu” ifadelerini kullandı.
Hastaneye getirilen bir başka yaralı ise, “Herkesi taradılar. 3-4 kişi taramalarla taradı. Sağ olan herkesin kafasına sıktılar içeride” diye dehşet anını anlattı. Bu durumda İstanbul sokaklarında şu sıralarda birden fazla teröristin cirit attığını söyleyebiliriz.
REİNA DA KORUMA ZAFİYETİ Mİ YAŞANDI?
Saldırı göz göre gelmesine rağmen engellenemedi. Bir düzine soru ve ihmaller zinciri var ortada. O gece İstanbul’da 25 bin polis görevlendirilmişti ancak hem hayli yakınında bir polis merkezi olan, hem de böyle bir saldırıda en çok akla gelebilecek mekân olan Reina’nın etrafında belli ki ‘olağanüstü önlemler’ alınmamıştı? Üstelik OHAL şartlarındayız güya.
Mekân sahibi Koçarslan’ın sözlerini İçişleri Bakanı Soylu da doğruladı. Bakan Soylu, “Gerek DEAŞ, PKK, DHKP-C; içinde bulunduğumuz durumda gerek yabancı servislerden gerekse de kendi istihbarat örgütlerimizden bu tip ihbarlar gelmektedir” dedi. İstihbarat olmasına rağmen Reina’nın bu kadar zayıf korunması ihmal mi, kasıt mı?
AÇIK İSTİHBARATI BİLE DEĞERLENDİRİLEMEDİ
IŞİD ve benzeri radikal örgütlerin eylem yapmak isteyeceği bir nevi açık istihbarat seviyesinde kamuoyuna yansımıştı. Amerikan Büyükelçiliği, Reina saldırısından bir hafta önce Türkiye’deki vatandaşlarını aldığı istihbarat doğrultusunda uyarmıştı. 22 Aralık’ta yayınlanan açıklamada, “2016’nın sonuna yaklaşırken, Amerikan vatandaşları Noel tatili ve yeni yıl kutlamaları için kalabalık yerlere giderken bu durumu göz önünde bulundurmalı.” denilmişti.
Buna rağmen saldırının engellenmemesi hem terör hem asayiş açısından büyük zafiyet göstergesi. Örneğin Avrupa, Almanya saldırılarından sonra yılbaşı gecesi kutlama yapılması muhtemel meydanları tam bir güvenlik koridoru içine aldı. Fransa, Almanya, Belçika gibi Avrupa ülkelerinde sıkı güvenlik tedbirleri ajansların ve gazetelerin haberlerine yansıdı.
IŞİD’IN AVRUPA VE ABD’DEKİ EYLEMLERİ GİBİ ‘KOPYA SALDIRI’
Olayı bir de Türkiye’deki IŞİD saldırıları açısından değerlendirmek gerekiyor. Saldırının IŞİD’in bugüne kadar gerçekleştirdiği canlı bomba, bombalı araç ve sınır saldırıları dışında bir karakteristiği var. Saldırılar daha önce IŞİD’ün üstlendiği Fransa ve ABD’deki eğlence mekanlarına baskınlara benziyor. Fransa’nın başkenti Paris’te Bataclan Tiyatrosu baskınında (13 Kasım 2015) üç ayrı mekanla birlikte 130 kişi öldü, yüzlercesi yaralandı; yine ABD’nin Orlando kentinde (12 Haziran 2016) silahlı baskında 50 kişi öldü 53 kişi yaralandı. IŞİD, bütün dünyada kopya eylemler yapan/yapabilen bir örgüt. Buradaki saldırı da benzer şekilde gerçekleşmiş.
SALDIRGAN PROFESYONEL VE SOĞUK KANLI
Saldırganın profesyonel, soğuk kanlı ve kararlı şekilde terör saldırısını yapması, şarjör değiştirerek kalabalığa ateş etmesi, iddiaya göre bir el bombası patlatması, üstünü değiştirerek kaçmaya çalışması gibi ayrıntılar, saldırganın ‘eğitimli bir terörist’ olduğunu düşündürüyor. Yani bir ‘yalnız kurt’ saldırısı değil.
Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov suikastında da benzer şekilde bir çevik kuvvet polisinin El Nusra marşı söyleyerek soğuk kanlı şekilde kameralar önünde suikast gerçekleştirmesi Türkiye’de son aylarda radikal terör örgütlerinin ‘daha rahat’ hareket ettikleri şüphesi doğuruyor.
TERÖR AKLI VE UZMANLARI TASFİYE EDİLDİ
Bir başka önemli nokta IŞİD ve El Nusra gibi örgütlerle mücadeledeki yetersizlik. Bugüne kadar Türkiye’deki IŞİD ve benzeri terör örgütlerinin Türkiye sorumlularına gözaltına geçirdikleri birkaç gün dışında dokunulmadı. Ayrıca 2000’lerin başından bu yana süregelen radikal militanlaşma eğilimini takip edecek, terörle mücadele hafızasını etkili olarak kullanacak kimseler güvenlik bürokrasisinden budandı.
RADİKAL ÖRGÜTLERİN YENİ HEDEFİ TÜRKİYE
Bunun yanı sıra Türkiye, hem Avrupa ve batı ülkeleri hem de Ortadoğu, Orta Asya, Pakistan, Afganistan gibi bölgelerden gelen radikal savaşçı ve cihatçıların geçiş güzergahı oldu. Sınır güvenliğinin sağlanmaması, bu örgütlere silah, insan ve sağlık alanlarında tolerans gösterilmesi ve himaye edilmesi gibi girift ilişkilere girildi. Neticede Suriye-Türkiye sınırı fiili olarak ortadan kalkmış durumda. Bu örgütler ve militanları için Türkiye, sınır güvenliği olmadığı için çat kapı eylem yapılan, lojistik destek alınan bir arka bahçe haline geldi.
IŞİD’TEN TEHDİT : TÜRKİYE’Yİ İŞGAL EDİN!
Bununla birlikte Türkiye’nin Suriye politikasındaki zikzakları, cihatçı örgütlerle yürüttüğü ‘girift ilişkiler’, Rusya’yla yakınlaşma siyaseti çerçevesinde hayli tehlikeli hâle gelmeye başladı. 3 Kasım’da IŞİD’in yayın organlarında, örgütün lideri Ebubekir el Bağdadî’ye ait olduğu söylenen bir ses kaydında Türkiye’ye açık tehditler yöneltildi.
Reuters’in bütün dünyaya duyurduğu 31 dakikalık bu kayıt örgüte yönelik Irak-ABD’nin yaptığı Musul operasyonundan sonra ortaya çıkmıştı. Musul operasyonunun başarısız olacağından emin olunduğunu söylenen kayıtlarda IŞİD üyelerine ‘Türkiye’yi işgal edin’ deniliyordu.
Bu örgütler, doğrudan Türkiye’yi hedef almasa bile, Rus Büyükelçi suikastında olduğu gibi Türkiye topraklarında ‘eylemlere’ girişecekler.
‘TÜRK ASKERLERİNİN YAKILMASI’ HALA CEVAPSIZ
Türkiye’nin AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın inisiyatifi ile Rusya ile Suriye sorununun çözümünde yakın temas içinde aks değiştirmesi de IŞİD ve El Nusra gibi radikal örgütlerin terör saldırılarını Türkiye’ye yönlendirmesinde etkili oluyor. Türkiye’nin Rusya ve İran ile Suriye 20 Aralık’ta ortak bildiriye imza atmasının akşamında IŞİD’in daha önce kaçırdığını duyurduğu iki Türk askerinin yakarak şehit ettiğine dair görüntüler yayınlandı. Hükümet olayı TSK üzerine yıkarak açıklamayı onların yapmasını istedi. Ancak yapılan açıklamalar, tatmin edici değil.
(TR724)