Erdoğan’ın havuz sistemine giren Hürriyet gazetesi kim olduklarını dahi bilmediği 6’sı çocuk 2’si kadın 10 kişi için ‘terörist ifadesini kullandı.
Hürriyet kim olduklarını bilmiyor ama ‘terörist diyebiliyor!
15 Temmuz sonrası başlayan cadı avı sürecinde ortada hiç bir mahkeme kararı olmamasına rağmen Türkiye’deki medya ‘FETÖ’ ifadesini kullanıyor.
İş öyle bir noktaya geldi ki AKP güdümündeki medya artık kim oldukları dahi bilinmeyen aralarında küçük çocukların da olduğu masum insanlar için rahatlıkla ‘terörist’ diyebiliyor.
Hürriyet öylesi utanç verici haberlerden birine imza attı.
Haberin devamında gazete bizzat Yunanistan’a sığınan insanların kim olduğunu bilmediğini itiraf ediyor. İşte o bölüm;
Yunanistan’ın Rodos Adası’na 10 Türk vatandaşının kaçtığı bildirildi. Söz konusu kişilerin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu oldukları tahmin ediliyor.
Her fırsatta medya etiğinden bahseden Hürriyet, Yunanistan’a sığınan 10 kişiyi ‘tahmin‘lere dayanarak terörist ilan etmiş.
Üstelik 10 kişinin 6’sı çocuk 2’si de kadın. Haberde aynen şöyle diyor:
Edinilen bilgiye göre, iki erkek, iki kadın ve altı çocuktan oluşan grubun, ülkeye yasa dışı giriş yaptıkları için gözaltına alındığı belirtildi. Ege kıyılarından bir botla kaçtıkları kaydedilen gruptaki yetişkinlerin, Türkiye’de “siyasi görüşlerinden dolayı” yargılandıklarını savunarak sığınma talebinde bulunmak istedikleri kaydedildi.
Hürriyet’in haberindeki bütün bilgi bundan ibaret. Ancak gazete nasıl başarmışsa 6’sı çocuk 10 sığınmacının ‘terörist’ olduğunu tespit etmiş!
Üstelik sadece Hürriyet değil AKP güdümündeki bütün medya masumiyet karinesini hiçe sayarak haberi aynı başlıkla servis etmiş.
HÜRRİYET’İN GEÇMİŞTEKİ SABIKALARI DA KABARIK
AKP baskısı öncesinde de yayınladığı haberlerle birçok insanın hayatının kararmasına yol açan Aydın Doğan’a ait Hürriyet gazetesi’nin 1998 yılında yayınladığı Andıç skandalı da büyük tepki toplamıştı.
ANDIÇ SKANDALI İLE GAZETECİLERİ HEDEF YAPMIŞTI
Andıç skandalı, 1998’de yakalanan PKK‘nın üst düzey yöneticilerinden Şemdin Sakık‘ın soruşturma zabtına, yalan ifadeler eklenerek basına sızdırılmıştı. Bu ifadeler, 25 Nisan 1998 tarihinde Hürriyet ve Sabah gazetelerinde iki gün boyunca yayımlandı. Sakık’a ait olduğu söylenen itirafların yayımlanmasıyla itiraflarda adı geçen gazeteciler işlerinden çıkarıldılar ve Akın Birdal suikaste uğradı. Daha sonradan çıkartıldığı mahkemede Sakık, böyle bir ifade vermediğini açıkladı. 2000 yılının Ekim ayında Nazlı Ilıcak, bütün bunların Genelkurmay istihbaratında hazırlanan bir psikolojik savaş taktiğinin gereği olduğunu gösteren bir belgeyi gazetecilere ulaştırdı ve belgenin yayımlanmasından on gün sonra Genelkurmay, “andıç“ adı verilen belgenin varlığını kabul etti.
