Soykırımın üzerinden 21 yıl geçti, Bosna’nın acısı hâlâ ilk günkü kadar taze. Bugüne kadar 300’den fazla toplu mezar bulundu ve 13 bin kişinin cesedi teşhis edildi.
11 Temmuz 1995 günü Sırp ordusu, BM korumasındaki Srebrenitsa’ya girdi. 35 bin Bosnalı Müslüman’ın bulunduğu kampta çocuk, genç, yaşlı demeden bütün erkekleri otobüslerle toplu infaz noktalarına taşıdı. BM barış gücünün kendi elleriyle teslim ettiği 8 bin 342 Bosnalı, 3 gün içinde katledildi. BM’nin ve Avrupa’nın sadece seyretmekle yetindiği soykırım, 100 bin Müslüman’ın öldürüldüğü 3 yıllık Bosna Savaşı’nın son perdesi oldu. Üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen Bosnalılar hâlâ savaşın acılarıyla yaşıyor, suçluların yargılanmasını bekliyor ve hayatını kaybedenlerin cesetlerini aramaya devam ediyor. Srebrenitsa’da zaman adeta 1995’te durmuş. Tarihin en korkunç katliamı bugün bile taze bir cinayet mahallini andırıyor.
3,5 milyon nüfuslu Bosna-Hersek için savaş yılları hâlâ ağır bir yara. Herkesin bir yakınını kaybettiği Bosnalılar için Srebrenitsa soykırımının yıldönümü 11 Temmuz ise önemli bir sembol. Her Bosnalı biraz da, Sırpların inkarcılığına ve dünyanın duyarsızlığına inat ölülerini hatırlamak ve hatırlatmak için yaşıyor. Şehrin birçok yerinde toplu mezar aramaları devam ediyor. Kurbanların yakınları hâlâ naaşlarına kavuşmayı bekliyor. Ümitsiz bir şekilde suçluların yargılanmasını talep ediyor.
Her yıl 11 Temmuz’da Sreb-renitsa’da buluşmak üzere ülkenin iki noktasından 3 günlük bir yolculuk başlıyor. Soykırımda hayatını kaybedenlerin ve hayatta kalmayı başaranların yolculuğu. Soykırımdan kurtulanlar her yıl 10 bin kişiyle birlikte 105 kilometrelik ‘ölüm yolu’nu 3 günde yürüyerek Srebrenitsa’ya geliyor. Nezuk köyünden başlayan yolculuk 11 Temmuz’da katliamın başladığı Srebrenitsa’da son buluyor. Sırp ordusu Srebrenitsa’daki BM kampından topladığı 10 bin erkeği 105 kilometrelik bu yol boyunca toplu infazlarla öldürmüştü. Çok azı Sırpların elinden kurtulmayı başardı. Soykırımdan kurtulan az sayıdaki Boşnak erkekten Nedzad Mujic, “Babam ve kardeşim ölüm yolunda hayatını kaybetti. Ben Nezuk köyüne 7 günde ulaştım. Yol boyunca akrabalarımın, komşularımın cesetlerini gördüm. Kurtulanların kimi çocuklarının cesetlerini geride bıraktı. Bu yürüyüşle kaybettiklerimizi anıyoruz ve tüm dünyaya hatırlatıyoruz.” ifadelerini kullanıyor.
‘Kanlı bıçakları bize temizlettiler’
Soykırımın üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen her yıl kimliği tespit edilen naaşlar toplu şekilde gömülüyor. Yeşil çarşafların giydirildiği tabutlar önce Saraybosna’daki anma törenine, daha sonra Srebrenitsa’ya gitmek üzere TIR’a yükleniyor. Her yıl bu dönemde çalışanlar depresyona giriyor. Naaşları hazırlayanlar travma yaşıyor.