Moldova’da pazar günü düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçiminde adayların hiçbirinin yüzde 50’nin üzerinde oy olamaması nedeniyle seçimler 2’inci tura kalırken, Avrupa Birliği’ne (AB) katılım referandumunda ise, sayılan yüzde 98,5 oranındaki oyun ortaya koyduğu sonuçlara göre halkın yüzde 50,17’si AB’ye katılıma kıl payı “evet” dedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ İKİNCİ TURA KALDI
Moldova Merkez Seçim Komisyonu’nun kesin olmayan verilerine göre, yaklaşık 3 milyon seçmenin bulunduğu ülkede seçime katılım oranı yüzde 51,68 oldu. Referandumla eş zamanlı olarak yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Maia Sandu oyların yüzde 42’sini alırken, en büyük rakibi eski Başsavcı Alexandr Stoianoglo yüzde 26 oy alarak, 3 Kasım’da iki aday arasında yapılacak ikinci tur mücadelenin zorlu geçeceğini ortaya koydu.
İKİNCU TUR SEÇİM, 3 KASIM TARİHİNDE GERÇEKLEŞTİRİLECEK
Moldova Seçim Komisyonu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunun 3 Kasım’da yapılacağını duyurdu. İkinci turda en fazla oy alan Sandu ile Moldova Sosyalistler Partisinin adayı Stoyanoglo, cumhurbaşkanlığı için yarışacak.
SANDU: “SEÇİMLER DIŞ MÜDAHALE İLE GÖLGELENDİ”
Cumhurbaşkanı Maia Sandu, oylamanın Rusya’nın “benzeri görülmemiş dış müdahalelerle gölgelendiğini” söyledi. Seçimlere müdahale edildiğine ilişkin bir dizi iddianın ardından yapılan oylama, güneydoğu Avrupa ülkesinin Avrupa Birliği’ne katılma ve Moskova’nın yörüngesinden tamamen çıkma kararlılığının sınanması olarak görülüyordu.
Referandumdan çıkan sonuç, AB entegrasyonunu savunduğu için Sandu’yu ikinci tura girerken daha zayıf bir konuma yerleştiriyor. Uzun bir süreç olan resmi katılım müzakerelerine Haziran’da başlayan Moldova, Sandu yönetiminde 2030’a kadar birliğe katılmayı hedefliyor. Sandu’nun Moskova ile ilişkileri, Ukrayna işgalini kınaması ve enerji tedarikini Rusya’dan uzaklaştırması nedeniyle kötüleşti.
Sandu’nun rakibi Stoianoglo, iktidara gelmesi halinde AB, Rusya, ABD ve Çin ile ilişkileri içeren “dengeli” bir dış politika geliştireceğini söyledi. Referandumu boykot eden Stoianoglo, bunu Sandu’nun seçimlerde oylarını arttırmak için bir hile olarak nitelendirdi.
SANDU: “OYLARIN SATIN ALINMAYA ALIŞILDIĞINA DAİR AÇIK KANITLAR VAR”
Bugün erken saatlerde Moldova vatandaşlarına seslenen Sandu, “ulusal çıkarlarımıza düşman yabancı güçlerle” birlikte çalışan suç gruplarının 300 bin oyu satın almaya çalıştığına dair “açık kanıtlar” olduğunu söyledi ve bunun “eşi benzeri görülmemiş ölçekte bir sahtekarlık” anlamına geldiğini iddia etti.
Sandu, “Suç grupları vatandaşlarımızı ve ulusumuzu belirsizlik ve istikrarsızlık içinde tutmak için en utanç verici araçları kullanarak on milyonlarca Euro, yalan ve propaganda ile ülkemize saldırdı” dedi.
Nihai sonuçlar beklenirken Sandu, Moldova’nın ayrıntıya girmeden “kesin kararlarla karşılık vereceğini” söyledi.
Oylama öncesinde yetkililer defalarca, Rusya’da yaşayan kaçak işadamı Ilan Şor’un oylamaya müdahale etmeye çalıştığını iddia eden açıklamalar yaptı.
Sandu hükümetini “Rus düşmanlığı” ile suçlayan Rusya, müdahale iddialarını reddederken, Şor da suç işlediğini inkar etti.
Polis, dolandırıcılık ve 1 milyar dolarlık hırsızlıkta rolü olduğu gerekçesiyle gıyabında hapis cezasına çarptırılan Şor’u, seçimlerde “hayır” oyu kullanmaları ve “kendi adaylarını” desteklemeleri için en az 130 bin seçmenden oluşan bir ağa para vermeye çalışmakla suçladı.
Şor, sosyal medyada, Moldovalılar’a başkalarını belirli bir şekilde oy kullanmaya ikna etmeleri için para ödemeyi açıkça teklif etti ve bunun, kazandığı paranın meşru bir kullanımı olduğunu söyledi.
“EVET OYLARI DİASPORADAN GELDİ”
Siyasi analist Valeriu Pasha, “evet” oylarının önde çıkmasının tek nedeninin yurtdışında yaşayan ve büyük ölçüde AB entegrasyonunu destekleyen Moldova diasporasının alışılmadık derecede yüksek katılımı olduğunu söyledi.
Bir AB sözcüsü de Pazartesi günü gazetecilere yaptığı açıklamada, Moldova’nın AB’ye katılma referandumunun Rusya veya vekillerinin “benzeri görülmemiş müdahalesi” ile gerçekleştiğini söyledi. Sözcü, “Moldova bu oylama öncesinde Rusya ve vekilleri tarafından gerçekten benzeri görülmemiş bir sindirme ve dış müdahale ile karşı karşıya kaldı” dedi.