Türkiye, döner kebabı Avrupa Birliği (AB) içerisinde “Geleneksel Ürün Adı” olarak tescil ettirmek için resmi başvuruda bulundu. Bu başvuru, AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanarak dönerin tescil sürecinin ilk adımı resmen atılmış oldu. Bu gelişme, Türkiye’nin AB’de tescillenen ilk geleneksel ürün adı olma yolunda ilerlemesine işaret ediyor.
1800’lü yılların başında İstanbul’dan başlayarak Osmanlı coğrafyasının dört bir yanına yayılan döner, tarihi bir geçmişe sahip. İstanbul’un lokantalarında ve hanlarında pişirilip satılan dönerin dikey pişirme tekniklerinin 1546 yılına kadar uzandığı, Takiyüddin el yazmalarında belgelenmiş durumda.
AB GAZETESİ İLANINDA DÖNER NASIL GEÇİYOR?
İlanda, dönerin sığır, koyun veya tavuk etinin ince ve yatay biçimde dilimlenmiş şekilde kesilerek bir şiş üzerinde sabitlendiği, bunun dikey olarak kendi ekseni etrafında dönerek ateşte pişirildiği bilgisi verildi.
İnce ve yatay olarak dilimlenen etlerin pişirme öncesi yoğurt veya süt, biber veya domates püresi, tuz, çeşitli ot ve baharatlardan oluşan bir karışımla terbiye edildiği belirtilen ilanda, dönerin şişlenmesi sırasında et katmanlarının arasına yatay olarak dilimlenmiş yağ yerleştirildiği anlatıldı.
İlanda, dönerin içeriğinde büyükbaş hayvan eti veya koyun eti, dana kıyma veya koyun kıyma veya bunların karışımları ile tavuk eti kullanılabileceği ifade edildi.
Dönerin 1800’lü yılların başından itibaren İstanbul’dan Osmanlı coğrafyasının çeşitli şehirlerine yayıldığı, lokantalarda ve hanlarda pişirilip satıldığı belirtilen ilanda, Takiyüddin el yazmalarında dönerin dikey pişirilmesinin 1546 yılına kadar gittiği bilgisi verildi.
AVRUPA’YA YAYILIŞI İŞÇİ GÖÇÜYLE BAŞLADI
Dönerin Avrupa’ya yayılışı ise Türkiye’den Almanya’ya 1962’den 1979’a kadar süren işçi göçüyle hız kazandı. Özellikle Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesine yerleşen Türkler, bu lezzeti de beraberinde götürdü. Döner, adını ve üretim sürecini değiştirmeden Avrupa’da popüler bir sokak yemeği haline geldi. Döner kelimesinin kökeni, dönmek fiiline dayanıyor ve bu, yemeğin geleneksel pişirme tekniğine atıfta bulunuyor.
Bu tescil başvurusu, dönerin 3 aylık bir itiraz sürecine tabi tutulacağını ve bu süre zarfında herhangi bir itiraz gelmezse dönerin tescilinin resmiyet kazanacağını gösteriyor. Dönerin tescillenmesi, Türk mutfağının uluslararası alandaki prestijini artırırken, aynı zamanda bu kültürel mirasın korunmasına da katkı sağlayacak.
AB tarafından “Geleneksel Ürün Adı” olarak tescillenmesi beklenen döner, böylece hem Türkiye’nin gastronomi ihracatını destekleyecek hem de Avrupa’daki Türk kültürünün bir simgesi olarak tanınmaya devam edecek.