Ahmet Altan: ‘Sürgüne gitmektense cezaevini tercih ederim’

Fransız Haber Ajansı’na konuşan Ahmet Altan, cezaevinde olmayı sürgünde olmaya tercih ettiğini belirterek, “Neredeyse hiç kimseniz ve kökünüzün olmadığı sürgünde özgür bir adam olmaktansa ana dilimi konuştuğum yerde olmayı tercih ederim.” dedi.

Hukuksuz bir şekilde ‘‘terör örgütüne üye’ suçlamasıyla 4 yıl 6 ay 21 gün Silivri Cezaevi’nde tutsak edilen gazeteci ve yazar Ahmet Altan, Fransız Haber Ajansı AFP’ye verdiği söyleşide “Sürgüne gitmektense hapse girmeyi tercih ederim” dedi.

İstanbul’daki evinde açıklamalarda bulunan Altan, ömrünün son günlerini Türkiye’de kendi anadilini konuştuğu bir hapishanede geçirmeyi, “neredeyse bir hiç kimse olacağı ve köklerinin bulunmayacağı” bir sürgünde özgür olmaya yeğlediğini söyledi.

4 yıl 6 ay 21 gün tutuklu kaldıktan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ‘hak ihlali’ kararı üzerine serbest bırakılan yazar Ahmet Altan, Türkiye’den ayrılmayacağını belirterek, “Cezaevini sürgüne tercih ederim” dedi.

Fransız Haber Ajansı AFP’ye İstanbul’daki evinde verdiği söyleşide Altan, “Neredeyse hiç kimseniz ve kökünüzün olmadığı sürgünde özgür bir adam olmaktansa ana dilimi konuştuğum yerde olmayı tercih ederim. Bunun cesaretle ilgisi yok. Sürgünde olmanın mahkûm olmaktan daha zor olduğuna inanıyorum. Sürgünde güvenli ve emniyette olabilirsiniz ama kendi evinizde, kendi yatağınızda yatıyormuş gibi hissetmezsiniz. Hapishanede olmayı tercih ederim” ifadesini kullandı.

“YAZARLAR ENDİŞELİ”

Bir yazar olarak kendisi için en önemli unsurun kalemini elinden bırakmamak olduğunu kaydeden Altan şöyle konuştu: “Yazarlar çok endişeli olur. Çünkü her dakika yazabileceğin bir dakika, işini yapabilirsin yani yazmadığın her dakika pişmanlık duyarsın, Şimdi bunu hapishanede çok daha fazla hissettim.”

“5 YILI BENDEN ÇALAMAZSIN”

Cezaevinde iki kitap kaleme alan Altan, şimdi de yeni bir kitap üzerinde çalıştığını ifade etti. Altan’ın Silivri Cezaevi’nde yazdığı ilk kitap olan “I Will Never See the World Again” (Dünyayı Bir Daha Alsa Görmeyeceğim) 28 dile çevrilirken Türkçe olarak yayımlanmamıştı.

Altan, Silivri’de yazdığı ikinci kitap “Hayat Hanım”ı ise özgürlüğe ve ‘kişisel intikamına’ adadığını ifade etti. “Hayat Hanım” Fransa’da Prix Femina Yabancı Kitap Ödülü’nü kazanırken, Türkiye’de de çok satanlar arasına girdi. Altan, “Bir anlamda ‘Benden o beş yılı çalamadınız’ dedim” diye konuştu.

”HÜCRE ARKADAŞLARIM ÇOK DİNDAR İNSANLARDI”

Cezaevinde “günde 8 ya da 9 saat yazdığını” söyleyen Altan, “Başka bir dünyada yaşıyordum. Eğer yazabiliyorsanız, şikâyet edecek bir şeyiniz yok” ifadelerini kullandı. Cezaevinde geçirdiği günlere dair anılarını paylaşan Altan, demir parmaklıklar arkasında olduğu dönemlerde Flash TV’de “kadınların şarkı söylediği ve dans ettiği programları” izlediğini söyledi. Altan, “Onlar cezaevindeyken görebildiğim tek kadınlardı. İzlemeyi çok severdim ama hücre arkadaşlarım çok dindar insanlardı.” dedi.