Uluslararası Af Örgütü–Amnesty, Türkiye’deki hasta mahpuslara dikkat çekmek için İsveç’in Göteborg şehrinde bir resim sergisi düzenledi. Dünya genelinde 10 milyondan fazla üyesi olan sivil toplum örgütünün resim sergisinde, ayrıca cezaevlerinde tedavilerine izin verilmediği için hayatlarını kaybetmiş olanlara dair bir de saygı köşesi yer aldı.
Bu köşede hayatını kaybetmiş hakim Mustafa Erdoğan, iş insanı Medeni Arifoğlu ve İngilizce öğretmeni Halime Gülsu’nun resimleri vardı. İki saat kadar süren programda Türk ve yabancı ziyaretçiler yanı sıra İsveçli katılımcılar da yoğun ilgi gösterdi.
Af Örgütü lokalinde 13 Aralık Pazar günü açılan sergide ihraç hakim Ramazan Faruk Güzel’in 30 kadar resim çalışması da bulunuyor. Her tabloda, bir hasta mahpusa dair çizim yanında onun durumunu Türkçe ve İsveççe olarak anlatan bir açıklama yer aldı.
İSMET ÖÇELİK’İN MAĞDURİYETİNİ KIZI RANA ÖZÇELİK ANLATTI
Fatma Rana Özçelik, BM koruması altında olmasına rağmen MİT’in Malezya’dan kaçırıp Türkiye’ye getirdiği eğitimci babası İsmet Özçelik’in kaçırılma süreci ve cezaevinde yaşadıklarını aktardı: “Babam, kalp krizi geçirdi, yeterince ilgilenmediler. Koronaya yakalandı ama yine ilgilenmediler. 2-3 ay ilaçlarını vermediler. Ne zaman arasam cezaevini oradaki yetkililer beni tersledi. Babamın dilekçelerine de cevap vermediler. Israrlı çabalarımız sonunda bir hastaneye götürdüler. Ama tekrar koronaya yakalandı. Şu an son durumu hakkında net bir bilgiye sahip değiliz. Yaklaşık 5 aydır karantina koğuşunda, oralardaki durum da sıkıntılı. Bütün bu ihlallere ve kötü şartlara rağmen tahliye edilmiyor. Bu konuda da hiçbir şekilde hakkımızı arayamıyoruz. Bu kadar ağır bir hasta ve hastaneye bile götürülmüyor.”
İHRAÇ HAKİM GÜZEL: SOYKIRIM UYGULAMALARI YAŞANIYOR
Sergi ve program sonrası kürsüye gelen ihraç hakim Ramazan Faruk Güzel, Türkiye’deki cezaevlerinde 604’ü ağır 1.605 hasta tutuklu olduğunu hatırlattı. Güzel, “Bu hastalar cezaevinde tedaviye ulaşmada güçlük çekiyorlar. Onlarcası hayatını kaybetmişti, sağ kalanlar ise ölümün pençesinde! Bazıları, o içeridekilerin ‘çok ağır suçlular oldukları için ısrarla içeride tutulmakta olduklarını’ düşünebilir. Bir başkası da, ‘Türk yasaları böyle gerektirdiği için o hastaların içeride ısrarla tutulduklarını’ zannedebilir. Bunun böyle olmadığını resimlerimizle ve izahlarımızla ortaya koymaya çalıştık… Bütün bu ulusal ve uluslararası yasalara, sözleşmelere rağmen Türkiye’de hasta mahpuslar ısrarla içeride tutulmakta. Yoğun pandemiye rağmen -siyasi gayelerle- kesinlikle bu ihlallerden vaz geçilmemiştir!.. Yapılanlar, insanlığa karşı suçlar ve hatta soykırım boyutlarına varmıştır. Bu sergimizde de bu ihlalleri örnekleri ile gözler önüne sermiş olduk. Şimdi diyoruz ki, geliniz Türkiye’de cezaevlerindeki bu hastaların, yaşlıların, engellilerin ve de çocuklu kadınların sesi olalım. Ve güçlü bir şekilde diyelim ki: Bırakın, yaşasınlar!” ifadelerini kullandı.