Romanya’daki siyasilerin korkulu rüyası Laura Codruta Kövesi, artık AB’deki bütün yolsuzlukları soruşturacak

AB’deki ekonomik ve mali suçları takip edecek olan Romanya’nın ilk kadın Başsavcısı Laura Codruta Kövesi, 2013-2018 döneminde Romanya’da Yolsuzluk ve Örgütlü Suçlarla Mücadele (DNA) kurumunun Başsavcılığını yapmıştı.

Avrupa Birliği Savcılığı (EPPO), 1 Haziran itibariye görevine başladı. Romanyalı Başsavcı Laura Codruta Kövesi yönetimindeki kurum, AB’deki ekonomik ve mali suçları takip edecek. Romanya’da, yıllarca Başkanlığını yaptığı DNA ile yolsuzluk yapan politikacıların korkulu rüyası olan Kövesi, artık AB’deki bütün mali suçları soruşturacak.

Avrupa Birliği (AB) içinde ulusal sınırları aşan ve AB bütçesini zarara uğratan suçlardan sorumlu AB Savcılığı  kurumu faaliyete başladı. Başsavcı olarak söz konusu kurumun başına getirilen Romanyalı hukukçu Laura Codruta Kövesi, göreve başlamasını “tarihi bir an” olarak nitelendirerek kurumun üye ülkelerde emsalsiz bir soruşturma yetkisine sahip olduğunu dile getirdi.

AB Komisyonu’nun Adaletten Sorumlu Üyesi Didier Reynders de AB Savcılığı’nın en önemli görevlerinden birinin, 750 milyar euro hacmindeki AB yardım fonlarını korumak olacağını ifade etti.

Merkezi Lüksemburg’ta olan AB Savcılığı; yolsuzluk, kara para aklama, sübvansiyon hilesi ve zimmete para geçirme gibi suçların takibinden sorumlu olacak. Ayrıca ulusal sınırları aşan katma değer vergisi yolsuzluğu ile mücadelede bu kurumun yetki alanına dahil edildi. Savcılık, bu bağlamda ulusal düzeyde soruşturma yürütebilecek, tutuklama kararı başvurusunda bulunabilecek ve dava açabilecek.

“DEMOKRATİK TOPLUMLARI TEHDİT EDEN BÜYÜK TEHLİKE: YOLSUZLUK”

AB Savcılığının bu yetkileri ile benzersiz bir kurum olduğunu ifade eden Başsavcı Kövesi, Savcılığın “AB’deki hukuk devleti ilkesinin savunulması adına en caydırıcı araç” olduğunu dile getirdi. Daha önce ülkesi Romanya’da yolsuzlukla mücadele eden Kövesi, AB Savcılığı’nın her yıl binlerce dava ile ilgili karar alacağını, zira ekonomi ve mali alandaki suçların, “her demokratik toplum için en sık karşılaşılan tehlike” olduğunu belirtti. 

Savcılığın, harcama ve gelirlerle ilgili sahtekarlık, 2 veya daha fazla üye ülkenin dahil olduğu ve en az 10 milyon euroluk KDV ile ilgili dolandırıcılık, AB bütçesinden hile sonucunda sağlanan varlıkların aklanması ile AB mali çıkarlarını etkileyen yolsuzluk ve suistimalleri soruşturacağına işaret edilen açıklamada, söz konusu makamın AB kurumları ve üye ülkelerden bağımsız hareket edeceği kaydedildi.

Açıklamada, savcılığın her yıl yaklaşık 3 bin dosya incelemesinin beklendiği ifade edildi.

AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Vera Jourova da sadece 2019 yılında Birlik bütçesinin çeşitli suçlarla 460 milyon euro zarara uğratıldığını bildirdi.

Öte yandan 1 Haziran itibariyle göreve başlayan AB Savcılığı, 27 Birlik üyesinden beşinde yetkili olamayacak. Danimarka, İrlanda, Polonya, İsveç ve Macaristan, söz konusu kurumun kendi sınırları içinde yetki sahibi olmasını kabul etmedi. Didier Reynders, Lüksemburg’ta yaptığı açıklamada, AB bütçesinin tüm üye ülkeleri ilgilendirdiğini ve bu sebeple, söz konusu oluşuma tüm ülkelerin katılmasını ümit ettiğini belirtti.