İnsanı yoran, kendinden bıktıran art arda gelen zorlukların ağırlığı mı yoksa onları karşılama şekli mi? Bugünlerde insanların yarasına derman olmak için emek sarf eden birçok gönüllü dertdaşlar var.
Bu insanları takdir ediyorum. Birilerinin gönül deryalarındaki kaybolmuşluğa çare olmak için ilimlerini kullanıyorlar. Yarın sen bu ilim ile ne yaptın diye sorulsa yitip gitmekte olan biçarelere derman olmak istedim diyecek. Hak kattında pek makbul bir şana ulaşacak belki de. Hakkıdır o şan elbet.
Peki sana sormazlar mı başkasının derdi ile yanan senin derdinle yanarken sen ne yaptın diye. Kendinden bihaber olmanın, kendini o dehlize salmanın hesabı sorulmaz mı?
Bir zorlukla karşılaştığında sabret, çünkü hiçbir zorluk yoktur ki, ardından kolaylık gelmesin. Bu hakikati hatırlatacak kaç misal yaşanmıştır. Yaşanmış yaşanmasına da o misallerle karanlığa ışık tutmak hiç kolay olamasa gerek. O karanlıkta minik bir ışık hüzmesi dahi büyük umutlara gebedir. Sanki hemen herşey bitecek gibi hissedilir. Ve bunlarla doğan mutluluk.
Zaman, hemen doğacağı sanılan umutların sancılarını hatırlatınca acı acı yutkunmalar yaşanır. Çareyi çok uzaklarda aramak gayyasına yuvarlar beklemek. Sabretmiştin aslında ilk tosladığında o koca yığına. Ama yavaş yavaş soğumaya başlar yığınlar. ilk andaki ağırlığının misli ile önünde durduğunu fark edersin. Sonuç büyük hayal kırıklığı.
Az sabır, az dirayet, az dua elbet ardından kurtuluş diye özetlersin umudunu. O koca yığın taşıyamayacağın ağırlığa ulaştı sanki zamanla. Zaman o koca yığını besledi, büyüttü. Ve sen o koca yükünle imkansızla tanıştın. Bu buhranda kendinden parçalar saldın. Az kalmış mecalinle bir sözün doğdu. Bir cümle, bir misal ile karanlığa yol buldun. Bulmak zorundasındır yoksa yitip gideceksindir. Kaybolmak yok olmak sana da etrafındakilere de yarar sağlamayacaktır. İşte tam da bu yüzden sabrın kuvvetin olur, inancın dirayetin.
Nefes aldığın sürece ister yığın yığın, ister damla damla gelsin sıkıntılar. Hangi haliyle gelirse gelsin hepsi başlarda pek zor olacaktır. Sabretmeyi öğrenmek o yığınların damlalarını yudumlamayı öğretir. Ve çözümün kendi içinde olduğunu hatırlatır.
Bazen çözümü kendin bulamazsın. O yığının altından çıkamam dersin. Bir derttaş sana kolaylık olduğunu hatırlatır. Bir cümle ya da bir kelime ile kendindeki varoluşu fark edersin. Ve dersin evet sıkıntı, zorluk vardır lakin çaresi de vardır. Mutlak kolaylığı da kendi içinde saklıdır.
Her zorluk kendi içinde ilacını saklayan hekim misalidir. En aşılmaz dediğimiz sorunlar bile bir gün bitmiştir. Zaman her şeyin ilacı olmuştur. Sabır zor dediklerimizin kolaylığını önümüze sermiştir.
*ADVU’nun düzenlediği ‘pandemide insan ve toplum’ konulu yarışmada, yetişkinler dalında birinci olan Derya Hekim’e ait yazı.
Yazıda kullanılan resim Ayşe Bozbayır’a aittir. Daha fazlası için instagram hesabını takip edebilirsiniz.