Erdoğan, terörle mücadeleyi kendi eliyle itibarsızlaştırıyor

Romanya yargısının Büşra Şen’in Ankara’ya iadesini reddetmesi, Romen basınında konuşulmaya devam ediyor. Fransız Radyosu Romanya masası şefi Ovidiu Nahoi, Eurocronica programında bu konuyu işledi. ‘Terörist’ suçlamasının Erdoğan’ın gerçek ve hayali düşmanları için sıkça kullandığı bir argüman olduğunu vurgulayan Nahoi, ‘’Türkiye, terörle mücadeledeki meşru mücadelesini tam olarak onu siyasallaştırarak itibarsızlaştırıyor.’’ tespitinde bulundu.

Dış haberlerde tecrübeli Romen gazetecinin perşembe sabahki yayınında ele aldığı değrlendirmenin Türkçesi şöyle:

Dün (çarşamba günü), Bükreş’teki Uluslararası Bilgisayar Lisesi’nden genç bir Türk öğretmenin iade talebiyle ilgili olarak gözaltına alındığı haberi, bütün yazı işlerinin ortak konusuydu.

Akşama, durum daha da belirginleşmişti. Bușra Zeynep Șen, Ankara otoritelerince Bükreş’e gönderilen talebi derhal reddeden mahkemeye geldi.

Hukuk jargonunda söylendiği gibi, kahve içme rahatlığında reddetti mahkeme; durumlar açıkça belli olduğunda, artık kimin ne görüş ortaya atacağını kestirmek zor olmuyor.

AVUKAT, SAVCI, HAKİM AYNI FİKİRDE

Dahası, duruşmaya katılan tüm tarafların görüşleri – avukat, savcı ve yargıç – aynı çizgideydi: Bir Romen vatandaşıyla evli olan ve Romanya’da kalma konusunda yasal bir hakkı olan öğretmen korunmalı ve doğduğu ülkeye iade edilmemeli.

Bir terör örgütünün parçası olmak, bugünün Türkiye’sinde yaygın karşılaşılan bir suçlama, otoriter lider Recep Tayip Erdoğan’ın gerçek veya hayali rakipleriyle çarpışmaya alışkın olduğu bir argüman.

ERDOĞAN TÜRKİYE’SİNDE TERÖRİST OLMAK

Türk adli sisteminde, bir terör örgütüne ait olmak suçlaması, gözleri hakim görmeden, uzun bir süreyi hapishanede geçirmeyi gerekli kılabilir. Yarın hakim karşısına çıksa da kaderi önceden belirlenmiştir zaten.

Son yıllarda, özellikle 2016 darbe girişiminin engellenmesinden sonra, kendisini tehdit altında hissedenlerin çoğu, Türkiye’den ayrıldı. Ancak nerede olurlarsa olsun, Erdoğan’un uzun kolları, iade talepnameleri göndererek onlara uzanmaya çalışıyor. Çünkü Erdoğan’a karşı çıkan herkes, prensipte terörist.

Plahotniuc oligark hükümeti döneminde, bir sabah Türk lisesinden bir grup öğretmenin paketlenip yargılanmadan Türkiye’ye gönderildiği Moldova Cumhuriyeti’nde olduğu gibi, bazı ülkelerde bu işliyor.

O talihsizler, ne zaman serbest bırakılacaklarını bilmedikleri hapishanelere atıldı. Bükreş’teki öğretmenin babası da o okullarda öğretmendi ve kurtulduğu için şanslıydı. Ancak şimdi bütün dünyada rejimin hedefi olmaya devam edliyor.

ZAYIF ÜLKELER BASKIYA BOYUN EĞİYOR

Zayıf hukuk sistemine, siyasi kontrol altındaki mahkemelere sahip ve Türkiye’nin parasına bağımlı politikacıların olduğu ülkeler, Ankara’nın baskılarına teslim oluyor. Bölgeden örnek verirsek, Kosova’yı, Sırbistan’ı ya da Moldova’yı sayabiliriz. Buralarda Türkiye etkili bir güç ve yerel politikacılar için son derece cazip projelere sponsorluk ediyor.

Romanya bu kategoride yer almıyor. Dünkü (çarşamba günkü) karar – bu yöndeki kararın ikincisi- Romanya’nın insan haklarına saygıya değer verdiğini gösteriyor. Bu, ülkenin kendi vatandaşları için de iyi haber.

Mahkemenin, insan haklarını ihlal eden siyasi ve sosyal sebeplerden dolayı iade talebi yapıldığı tespitini yaptığını unutmayalım.

BÜKREŞ’TEN ANKARA’YA MESAJ

Mesaj açık: Türkiye NATO içinde dost ve müttefik bir ülke olmaya devam ediyor, ancak Romanya Avrupa değerlerine bağlı kalıyor. Aslında, hiçbir AB üyesi devlet, Ankara’dan gelen bu tür taleplere cevap vermedi.

Ve nihayetinde, söylenecek iki şey daha var. Birincisi: İslami terörizmle ilgili gerçek bir sorunu olan Türkiye, kendi meşru mücadelesini tam olarak onu siyasallaştırarak itibarsızlaştırıyor.

İkincisi: Olayı izleyen ve insan hakları meselelerine özen gösterdiğini ispat eden Romen basınının takındığı hızlı tepki takdire şayan.

Erdoğan’ın uzun kolu Romanya’ya yetişmedi