SİZ NE BİÇİM MAFYASINIZ?

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Nemo Bandeira bir işadamı olarak görünse de, paravan şirketinin arkasında uyuşturucu ticareti yapan bir barondur. Gözünü kırpmadan adam öldüren ve öldürten Bandeira bu suçları da devlet içinde kurduğu büyük rüşvet çarkı sayesinde örtbas etmektedir. Bütün işlerini mafya usulünce halleden Bandeira günün birinde Alzheimer olduğunu öğrenir.

Netflix’de oynayan ‘Yetkisiz Bir Hayat’ dizisi işlenen cinayetleri, devlet içinde dönen rüşvet çarkını, yozlaşmış polis ve yargı teşkilatını, uyuşturucudan kazanılan büyük paraları konu alan bir mafya dizisi. Filmin baş kahramanı Nemo Bandeira her yönüyle bir suç makinasıdır.


En acımasız gangasterler bile en acımasız kavgalarda aileye dokunmuyor onu kutsal biliyor. Savaşın ahlakıdır kadına, çocuğa, yaşlıya, aileye dokunmamak. En aşağılık katiller bile söz konusu aile olduğunda kılları kıpırdamıyor.

Ama film boyunca rakipleriyle ettiği kavgalarda söylediği en önemli şey ailenin dokunulmazlığıdır. Bizim kavgada der ‘aile dokunulmazdır. Rakibinin ailesine dokunamazsın bu işin kitabı böyledir’.

Yani her türlü suçu kolaylıkla işleyen bir adam, bir mafya babası konu aile olunca dokunmuyor.

En acımasız gangasterler bile en acımasız kavgalarda aileye dokunmuyor onu kutsal biliyor. Savaşın ahlakıdır kadına, çocuğa, yaşlıya, aileye dokunmamak. En aşağılık katiller bile söz konusu aile olduğunda kılları kıpırdamıyor.

Bunları görünce insan sormadan edemiyor. Siz nasıl bir mafyasınız? Mafya olsanız sizin de bir raconunuz, kendi içinizde bir ahlakınız, kuralınız olur. Sizdeki nasıl bir ahlaksızlık, nasıl bir mide, nasıl bir onur, nasıl bir haysiyet? Nasıl bir ödlekliktir ki ailelere, kadınlara musallat oluyorsunuz. Nasıl bir gözü dönmüşlük, nasil bir şeref yoksunluğudur? On binlerce kadını Türkiye cumhuriyeti yasalarına göre hiçbir gerekçe olmadan nasıl tutuklarsınız? Bir bankaya para yatırmak diye bir suç olabilir mi? Zorda kalmışlara yardım etmek için sarma sarmak diye bir suç olabilir mi? En vahşi barbarlar bile lohusa kadına dokunmazken siz hangi kinin intikamını alıyorsunuz?

Hem babayı tutukluyorsunuz hem anneyi, hem neneyi hem dedeyi. Bebekleri babadan, çocukları anadan, her birini birbirinden ayırıp soykırıma tabi tutuyorsunuz. Bir toplumun en temel yapısını yani aileyi bozuyorsunuz. Her dinde, her inançta, her kimlikte dokunulmaz olan, lohusa kadınları, yeni doğmuş bebekleri nasıl bir ahlaksızlıkla zindanlara atıyorsunuz. Eli kanlı mafya babalarının bile sakındığı şeye el uzatırken hangi ahlaka, hangi inanca sığınıyor, hangi metinden yetki alıyorsunuz?

Şunu kesin anladık ki; yıllarca ahlak, din, inanç, ilke, dava üzerine kocaman kocaman laf etmişlerden bir ses çıkmayacak. Kadın derneklerinden, anneliği yaşamış yazarlardan, Sezai Karakoç’tan, Rasim Özdenören’den, İsmet Özel’den, Deniz Ülke Arıboğan’dan ve daha nicelerinden bir itiraz gelmeyecek. Ülkede bunca hak ihlali varken, zalimler kadınlara, aileye musallat olurken, hak adına çıkıp iki söz söylemeyecekler. Bari azıcık kendine saygısı olan bir mafya babası çıkıp desin, savaşta kadına, aileye el uzatılmaz.

Yok mudur bu kadarcık yüreği olan bir mafya babası, yok mudur kavgayı şerefinizle yapın diyecek bir ses.  Bari Nemo Bandeira gelip dese ‘bizim raconumuzda bile aileye dokunulmaz.‘

(TR724)