Hollanda devlet televizyonu Nos, Türkiye’deki cadı avından kaçarak Hollanda’ya sığınan mültecilerin hikayesini ekranlarına taşıdı. Ülkenin en çok izlenen haber programlarından NPO2 Nieuwsuur’da Adem Korkut ve Emrah Büyükbaş’ın yanısıra öğrenci ve akademisyenlerle ile söyleşi yapıldı.
İki ayrı mülteci kampında çekimler yapan Nieuwsuur, “Türkler ülkelerini terk ediyor: Özgür olmak Türkiye’de mümkün değil’’ başlıklı dosyada Türkiye’den Hollanda’ya gelen mülteci sayısında ciddi artış olduğu grafiklerle seyirciye yansıtıldı.
Göç ve Yabancılar Bürosu IND’nin rakamlarına göre, 2016’da 235 olan iltica başvuru sayısı 2017’de 481’e, 2018’de ise 1.180’e ulaştı.
ADEM KORKUT: HER ŞEYİ GERİDE BIRAKIP GELMEK KOLAY DEĞİL
29 yaşındaki öğretmen Adem Korkut, NPO2 Nieuwsuur’a, babasının ihbarıyla tutuklanıp 18 ay cezaevinde kaldığını, tahliye olduktan sonra ülkesinin terk ederek Hollanda’ya geldiğini ve beş aydır oturum almak için beklediğini anlattı. Her şeyi geride bırakıp gelmenin kolay olmadığının altını çizen Korkut, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından fitnenin evlere kadar sirayet ettiğini vurguladı. Yaşadıklarını şöyle aktardı: “Hatta birçok eş-dost-akraba birbirleri ile bazı tatsızlıklar yaşadı. Bizim aile ile yaşanan sıkıntı 15 Temmuz öncesine 17/25 Aralık’a dayanıyor. Bu arada evde gerilim arttı. En sonunda 15 Temmuz kırılma oldu. Ben aileme böyle darbe olamaz. Buna inanmayın. 15 Temmuz bahane edilerek bir takım olaylar planlanıyor dedim. Babam ise yok olmaz siz şöyle böyle derken, iş en sonunda şikayet etmeye kadar geldi. 15 Temmuz günü babamla tartışmam sert oldu. Bu süreçte ben evi terk ettim. Bu durum babamın zoruna gitmiş olacak ki beni şikayet etmiş. Sonrasında beni telefon ile arayarak, ‘Seni şikayet ettim. Git polise ifadeni ver’ dedi. Bir arkadaşımın yanında kalıyordum. Sonra ona da benden zarar gelmesin diye dedemin yanına köye gittim. Benim dosyam Karabük’ten açılmıştı. Dedemin evinden gelip beni aldılar. Sonra uzun bir yolculuktan sonra Hollanda’ya geldi. Başvurumun neticelenmesini bekliyorum. Ondan sonra burada birşeyler yapmak istiyorum.”
EMRAH BÜYÜKTAŞ: BOZULAN SAATİMİ HATIRA OLARAK KOLUMDAN ÇIKARMIYORUM
NPO2 Nieuwsuur’da konuşan Komiser yardımcısı 26 yaşındaki Emrah Büyüktaş ise Türkiye’de yaşamak imkanı kalmadığı için ülkesini terk ettiğinin söyledi. Büyüktaş, sınırdaki askerlere yakalanmamak için ölümü göze alıp suya elbiseleriyle atladığını, karşıya geçtiğinde çamur içinde kaldığını kolundaki saatinin durduğunu ancak o günün hatırası olarak kolundan çıkarmadığını anlattı.
AVUKAT EİKELBOOM: HEPSİ YAŞANMIŞ GERÇEK HİKAYELER
Görüşlerine başvurulan iltica avukatı Wil Eikelboom, Hollanda’ya kaçan insanların hikâyelerinin gerçekliğine dikkat çekti. Eikelboom, “Sadece darbeyle ilişkili insanlar değil, Gülen hareketine mensup, okullarında öğretmenlik yapanlar da cadı avına maruz kalıyor. Gittikçe Türkiye’de farklı gruplara yönelik de baskı var.’’ dedi.
‘BİLİM ADAMI ÖZGÜR OLMALI AMA BU TÜRKİYEDE MÜMKÜN DEĞİL’
Haber programında Ahmet Hallaceli’nin ifadelerine de yer verildi: Hallaceli mart ayından bu yana Hollanda’da bulunuyor. 2011-2015 yılları arasında Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birinde Kimya okudu. Bilim adamı olmak istedi ama birçok akademisyenin görevden alındığını ya da tutuklandığını gördü. Hollanda’ya iltica etti. Ona göre, “Bir bilim adamı olarak kafanızda özgür olmalısınız, ancak bu Türkiye’de mümkün değil.”
(BASRİ DOĞAN |Tr724)