Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin çoğunun ortak para birimi Euro 1 Ocak 2019 itibarıyla 20’nci yaşını kutlayacak. 19 AB ülkesinin kullandığı Euro bugün 340 milyon Avrupalının cebinde. ABD Dolarının ardından dünyada en çok rezerv edilen ikinci para birimi konumunda.
1 Ocak 1999’da hayata geçen Euro başlangıçta sadece bankacılık ve finansal yatırım işlemlerinde kullanıldı. Ancak üç yıl sonra, 1 Ocak 2002’den itibaren Avrupa vatandaşlarının ceplerine girmeye başladı ve Almanya’da Mark’ın, Fransa’da Frank’ın, İtalya’da Liret’in ve İspanya’da Peseta’nın yerini aldı. Avusturya, Belçika, Finlandiya, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda ve Portekiz de Euro’yu kullanmaya başlayan ilk 11 ülke arasında. Bugünse 28 üyeli AB’de toplam 19 ülke Euro’yu resmi para birimi olarak kullanıyor. AB üyelerinden İsveç, Danimarka ve İngiltere Euro’ya geçmeyi reddetti.
Deutsche Welle Türkçe’nin aktardığın göre, Andorra, Monako, San Marino ve Vatikan ise AB üyesi olmayıp Euro’yu kullanan ülkeler. Ortak para biriminin geçerli olduğu ülkelere Euro Bölgesi deniyor.
BANKNOTLARDA ULUSAL SİMGE YOK
Euro’nun geçerli para birimi olmasıyla 15 milyar civarı banknot ile 50 milyardan fazla madeni para piyasaya sürüldü. Ulusal para birimlerinin aksine Euro banknotlarının ve madeni paralarının üzerinden herhangi bir ulusal simge bulunmuyor.
Euro başlangıçta, o zaman belirlenen kur değerlerinin neden olduğu kayıplar ve fiyat artışları nedeniyle Avrupalılar arasında pek de hoş karşılanmamıştı. Hatta Almanya’da, Almanca’da pahalı anlamına gelen “teuer” kelimesine atıfla “teuro” olarak anılmıştı.
Ancak seyahatlerde sağladığı rahatlık ve sınır ötesi ticarette yarattığı kolaylıklar nedeniyle kısa Euro hakkındaki serzenişler kısa sürede azaldı. Bugün Euro, kıtadaki farklı ülkelerdeki AB karşıtlığına ve milliyetçi popülizme rağmen Avrupalılar arasında itibarını koruyor. Avrupa Merkez Bankası’nın Kasım ayında yaptığı bir araştırmaya göre Euro Bölgesi vatandaşlarının yüzde 74’ü ortak para biriminin AB için iyi bir adım olduğunu düşünüyor. Araştırmada yer alanların yüzde 64’ü ise Euro’nun ülkeleri için yararlı olduğunu düşünüyor.
2009’da borç kriziyle sarsıldı
Tüm dünyada olduğu gibi Euro Bölgesi’ni de olumsuz etkileyen en büyük olay 2008’deki küresel finansal kriz oldu. Küresel krizin tetiklemesiyle patlak veren Avrupa borç krizinde başta Yunanistan olmak üzere, Portekiz, İrlanda, İspanya ve Kıbrıs gibi ülkeler borçlarını ödeyemedi. Diğer Euro Bölgesi ülkeleri, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) sağlanan kaynaklarla kurtarma paketleri devreye sokuldu. Ortak para birimini tehlikeye atan bu krizde Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, Euro’nun korunması için her ne olursa olsun yapılacağını açıklamıştı.
Kriz ortak para biriminin yarattığı risklerin ortaya çıkması açısında Avrupa ülkeleri için önemli bir sınav oldu. Aynı zamanda sıkı mali politika yürüten Birliğin kuzey ülkeleri ile borç yükündeki güney ülkeleri arasındaki ekonomik farklılıkları gün yüzüne çıkardı.