Avrupa Parlamentosu’nun Alman milletvekili Helmut Scholz, Erdoğan rejiminin Kosova, Ukrayna, Gürcistan ve Moldova’daki adam kaçırma eylemlerine dikkat çeken bir makale kaleme aldı.
Helmut Scholz, Vocal Europe’ta yayımlanan makalesinde AB’yle muhatap olup AB kapısında bekleyen, söz verip ahlaksızca sözlerinde durmayan ülkelerden bu davranışlarının hesabı sorulması gerektiğini söyledi.
Moldova’da yaşanan adam kaçırma ve iade sürecini en ince detayına kadar anlatan Alman Parlamenter, Moldova’nın AB uyum sürecinde imzaladığı anlaşmaya, Avrupa Konseyi üyeliği anlaşmasına, İnsan Hakları Cenevre sözlesmesine, taraf olduğu göç ve mülteci anlaşmalarına çok aykırı ve hukuksuz şekilde, 7 öğretmeni sınır dışı ettiğine dikkat çekti. Kosova, Ukrayna ve Gürcistan’ın da benzer bir tutum sergilediğine işaret etti. İsmi geçen ülkelerin liderlerinin, AB’ye söz verip anlaşmalara taraf olduklarını deklare eden metinlere imza atmış olmalarına rağmen, Erdoğan’ın Karadeniz ve Balkanlardaki yayılmacı politikasına müsaade ettiklerini vurgulayan Helmut Scholz, ”Son dönemde ise aynı liderler hukuksuz biçimde Erdoğan muhalifi Türkleri Ankara’ya teslim etmişlerdir.” dedi.
Moldova’da Erdoğan rejiminin giriştiği inşaat işleri ve TİKA’nın Gagavuzya’da yaptırdığı yatırımlara dikkat çeken Scholz, makalesini şöyle sonlandırdı: ”Görülüyorki, 7 öğretmen Erdoğan’ın Moldova ziyareti öncesi ona minnettarlık gösterisi için hediye olarak gönderildi. Moldova çok net hem uluslararası hukuku hem kendi yasalarını çiğnemiştir. Bu düpe düz adam kaçırmadır. Biz Kosova, Moldova, Ukrayna, Gürcistan derken kendi içimizde de içişleri, göç ve mülteci gelişmelerinde çok daha dikkatli olmalıyız. Temel insan hakları, iltica başvurusu, korunma talepleri, hiç bir siyasî veya ekonomik menfaat karşılığı pazarlık unsuru değildir, olamaz. AB ülkeleri kendi değer ve dinamiklerine (hukuk standartlarına) sahip çıkmak zorundadır.”