Sahte Kabadayı

YORUM | NACİ KARADAĞ

Biliyorum kelimenin kendisi itici ama en kötü profilin bile belli bir etik değerler silsilesi vardır.
Hatta eşkıyalığın bile.
Risalelerden okumuşsunuzdur illa ki, yol kesip “Kaymakam namaz kılmıyor” diye şikayet eden eşkıyaları.
Misal en aşağılık düşman, en zalim hasım bile kadınlara dokunmaz savaşta.
Hele hele çocuklara asla.
Ahmet Altan vaktiyle son derece beliğ ifade etmişti:
“Başbakan gibi kavga etmek istiyorsan başbakana yakışır bir olgunlukla, delikanlı gibi kavga etmek istiyorsan delikanlıya yakışan bir raconla kavga edeceksin.”
Ancak kabadayının sahtesi böyle değildir.
Hele bir de façası bozulmuşsa, gözü tamamen döner, ne ahlakın zerresi kalır ne de erdemin.
Galiba cemaat Tayyip Erdoğan ve çetesinin façasını sağlam bozmuş uluslararası düzlemde.
Façası bozuk sahte kabadayının yapamayacağı kötülük yoktur.
Elinden gelse gezegeni yakar yani.
Kabadayının sahtesi afra tafra yapar ama kendisinden daha güçlü birini gördüğü anda dünyanın en zavallı yaratığına dönüşür, en iğrenç yalaka moduna girer.
Meydanlarda bangır bangır bağırırken, suçüstü yakalandığında oğluyla bile fısır fısır konuşur mesela.
Acımasız olur.
Merhamet ve vicdanın yerini inanılmaz bir kin ve nefret alır.
Façası bozulduğu için gözü dönmüştür çünkü.
Kadın ve çocuklara gücü yeter.
Onları korkutur.
Onları derdest eder, zindana atar.
Güçlüye bir iki atar yapar adam ensesine tokadı yediği an, emrine girer.
Kimi zaman bir ayıyla kalkar dansa, kimi zaman bir sırtlanla ava çıkar.
Bazen Putin ile kanka olur, bazen fabrikatör Perinçek ile.
Onlar kalibrasyonunu çok iyi bildikleri için gıkını çıkaramaz bu kesime.
Tam tersini yapar, başkasından fırça yer, karizması yerle bir olur acısını masumlardan çıkarır.
Kadınlara işkence yapar, bebekleri öldürür, boğdurur.
Sonra da utanmazca bununla övünür bir de!

Seçim gecesi Muharrem İnce’nin saçmalıkları olmasa korkudan sokağa bile çıkamayan bir dünya lideri profilinden bahsediyoruz.
Kamera önünde atıp tuttuktan sonra kameralar kapalı iken iki büklüm olan bir zavallı karakter.
Milletin önünde şarlamayı, atar yapmayı, gidere gider çekmeyi marifet sanıyor ama baş başa kalınca yalanmadık ayak tabanı bırakılmıyor.
Utanmadan sıkılmadan mikrofona gelip gariban öğretmenlere milyonlarca lira rüşvet, yüzde verdirip operasyon çekmeyi marifet olarak sunar bu sahte kabadayılar.
Hem façasını bozdukları için nefret duyar onlara, hem de eğitimli oldukları için.
“Ben kitap okumam, arkadaşlar özet çıkartır” diye marifetmiş gibi konuşan bir kenar mahalle bitiriminden erdem beklemek elbette haksızlık olacaktır.
Moldova’daki hayatlarında karınca incitmemiş eğitimcilere operasyon çekmek ve bununla afra tafra yapmak elbette kolay.
Sıkıysa PKK’nın elindeki Mit üst düzey görevlilerini getirebilmek için operasyon çeksenize sahte kabadayı ve uşakları?
Gencecik Mehmetçiği yakarak şehit eden İŞİD’e karşı süt dökmüş kediye dönenler, eli kalemden başka bir şey tutmayan zavallı eğitimciler üzerinden gider yapıyor.
Ahlaksızlığın dibi bu değil de nedir?
Bakınız bu videoda konuşan üst düzey MİT görevlisi. İleride sizi yargılayacak ve ömür boyu delikte tutacak bilgileri veriyor üstelik.

Ne oldu peki?
Bunlara gücünüz yetebildi mi?
Haysiyetsiz medya da bunu görmek yerine eğitimcilerin rüşvet ve her türlü pislikle tuzağa düşürülmesini uluslararası başarı gibi sunmaları ahlaksızlığın başka boyutu.
“MİT’ten nefes kesen operasyonmuş!”
Bakın size söylüyorum bu beyinsizler takımı ve korkaklar güruhu üç vakte kadar Türkiye’nin dışına dahi adım atamayacaklar.
Ancak beşinci sınıf ülkelerde rüşvetle iş gören bu çapulcular güruhu, demokrasisi güçlü herhangi bir ülkeye girmeye kalktığı an, başlarına gelecekleri biliyorlar çünkü!
Türkiye’nin dış işlerini bitiren aptal irade, neredeyse her Türk vatandaşını istihbarat elemanı olarak kullanmayı denemenin bedelini bu milletin insanlarına ağır ödetecek.
Avrupa’da başta cami imamları olmak üzere iktidar ile ilişkisi olan herkes potansiyel ajan ve provokatör muamelesi görüyor.
THY ofislerine ajan merkezleri gibi bakılıyor, konsolosluklar MİT’İn gayrı resmi merkezi gibi kullanıldığı için burada çalışanların hepsinin kariyerini bitirmiş durumdalar zaten.
Hostesten gazeteci kimlikli beşinci sınıf haberciyi bile istihbarat elemanı olarak kullanan bu çapsız ve korkak irade nasıl bir derin çukur kazdığını içine düştüğünde görecek!
Yurt dışındaki her basın kartı kullanan kişi gazeteci değil artık çok iyi biliniyor. Hepsi espiyonaj ajanı.
THY memurları muhbir, imamlar nüfuz ajanı, konsoloslar doğrudan MİT’e bağlı…
Yurt dışında yaşayanlara tavsiyem, bu kişilerin hepsini bulunduğunuz yerin adli mercilerine ve emniyetine bildirin. Şu insan kaçırmaları, kendi dilinizde bir metne dönüştürüp belgeleriyle sunun.
Sahta kabadayının çapulcu sürüsünün çil yavrusu gibi kaçacak delik aradığını göreceksiniz.
Cemaat terör örgütü olsa, kendisini almaya gelen MİT’in geri zekalı personelini derdest eder PKK’lılar gibi itiraflar ettirirdi.
Bu bile camianın masumiyetinin kanıtıdır!
Sahte Kabadayı’nın son operasyonları bunlar.
Başta içerde Perinçek, dışarda Putin olmak üzere hepsi zamanlamayı kovalıyor. Esas öldürücü darbeyi ise Esad vuracak sanırım. O zaman ağlayarak “yaşananları unutalım” diyecek olanlara geçmişte kadın, çoluk çocuk demeden yaptıkları zulümleri suratlarına vurarak cevap verin.
Şunu da unutmamalısınız, tarih sizi bir siyasetçi, bir başbakan filan olarak değil, beşinci sınıf bir sahte kabadayı olarak hatırlayacak hep!
(TR724)