Alman Die Welt gazetesi , Trump’ın Türkiye’ye dair yaptırımlarına ilişkin bir yazı yayınladı. Yazıda iki bakanın mal varlıklarına el koyma kararına dair ‘ekonomik bir anlamı olmadığı’ yorumu yapılırken, buna rağmen liranın hızlı değer kaybına dikkat çekilerek, yaptırımların çapının büyümesi halinde devletin iflas edebileceği yorumuna yer verildi.
Die Welt , Trump yönetiminin Türkiye dair yaptırım açıklamalarını ve hemen ardından gelen iki bakanın mal varlıklarına el konulması yaptırımına dair “Aslında açıklanan yaptırımların ekonomik açıdan anlamı yok, ama büyük bir felaketin yaklaşmakta olduğunun sinyalini veriyorlar” yorumunda bulundu.
‘Yaptırım krizi’ sonrası neler yaşanabilir?
İki ülkenin NATO partneri olmasına rağmen ABD tarafının ihtilafı tırmandırdığı görüşünü dillendiren gazete, “Cumhurbaşkanı Erdoğan taviz vermez ve ek yaptırımlar yürürlüğe girerse sonuçları daha vahim olur ve devletin iflasına kadar varabilir” yorumunda bulundu.
Papaz Brunson konusuyla gerilimin tırmandığını hatırlatan gazete, Erdoğan’ın “ver papazı al papazı” politikası güttüğü yorumunda bulundu
DZ Bank‘ın döviz uzmanı Sören Hettler’in “Yatırımcılar yeni yaptırımların geleceğinden korkuyor, çünkü her iki taraf da taviz vermeye hazır gibi durmuyor” yorumuna da yazıda aktaran Die Welt , Türkiye’nin geçen yıl Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan 1.8 milyar dolarlık bir kredi miktarıyla en çok borç alan ülke olduğunu, Türkiye’nin uluslararası mali kuruluşlardan borç almasının engellenmesine dönük yaptırım tasarının ABD Senatosu’na sunulduğunu ve bunun kabul edilmesi durumunda Türkiye’ye ağır darbe olacağı yorumunda bulundu.
Mevcut durumdaki liranın değer kaybını “kredi balonu” tanımıyla şöyle yorumladı: “Nedeni, başarısız darbe girişiminden sonra, hükümet ve Merkez Bankası’nın durgunluğu önlemek için ekonomiye yoğun şekilde para dökmesi. Bu sayede krizin önlenmesinin ardından teşvik önlemleri geri çekilmedi. Ekonomik büyüme oranı yüzde 7’yi geçti, ama aynı zamanda kredi balonu oluştu ve enflasyon gemi azıya aldı. Halihazırda resmi kurumlar bile böyle bir sorunun olduğu kabul ediyor”
YABANCI SERMAYE KAÇTI
Gazete, Temmuz ayı enflasyon rakamının yüzde 16’yı geçmesine rağmen faizin yüzde 17.75’te kaldığını ve Erdoğan’ın faizin yükselmesine engel olduğunu, bu yüzden enflasyon düştükten sonra değerli kağıtlardan geriye elinde asgari gelir kalan yabancı yatırımcıların Türkiye’den çekildiğini, yabancı sermayenin kaçtığını yazdı.
‘Dünyada Türkiye kadar yabancı sermayeye bağımlı başka ülke olmadığı’ yorumunda bulunan Die Welt , bu durumu “Erdoğan’ın iktidarında bu bağımlılık git gide büyüdü. Çünkü ülke sürekli olarak ihraç ettiğinden çok ithal ediyor. Bu yüzden sürekli artan cari açığın GSYİH’ya (Milli Gelir) göre oranı 2016’da yüzde 3.8’ken, 2017’de yüzde 5.5’e yükseldi. Bu cari işlemler açığı ancak ülkeye sürekli akan yabancı sermaye varsa —şu sıra günde 200 milyon dolar civarında- telafi edilebilir.” şeklinde yazdı.
TÜRKİYE’NİN EN ZAYIF, EN SAVUNMASIZ NOKTASINI ABD YÖNETİMİ KASTEN KULLANIYOR
Alman gazete yorumlarını iflas hatırlatmasıyla şu şekilde sonlandırdı: “Türkiye’nin bu en zayıf, en savunmasız noktasını ABD yönetimi kasten bariz şekilde kullanıyor. Senato’daki yaptırımlar kabul edilirse tam da ülkeye yabancı sermaye akışını hedef alacak. Bu akış durursa Sören Hettler’in öngörüsüne göre basit şekilde liranın değer kaybıyla sınırlı kalmaz, ödemeler dengesi krizi riski artar. O zaman iflaslara ve ödemelerin yapılamaması noktasına gelinir ki devlet de kendisini bu durumda bulabilir, bankalar türbülansa girer ve insanlar birikimlerini kaybedebilir.”