Yangından Mal Kaçırma Yasası

Yorum | Bülent Korucu

16 Nisan’da değişen anayasaya göre devleti şekillendirme yetkisi tamamen AKP Genel Başkanı (Cumhurbaşkanı) Tayyip Erdoğan’a devredildi. Tabir yerindeyse devletin tabusunu Erdoğan’ın üzerine yaptılar. Teknik adı epey uzun ve karmaşık. Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Çeşitli Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılması Konusunda Yetki Kanunu…
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin gerektirdiği düzenlemelerin yapılabilmesi için Bakanlar Kuruluna KHK çıkarma yetkisi veriyor. Kanun ve KHK’lerde yer alan; bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların bağlılık ve ilgilerine ilişkin hükümler, bakanlıkların, kamu kurum ve kuruluşlarının kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri, personeli ve teşkilat yapısı ile üst kademe kamu yöneticilerinin atanmaları ile görevlerine son verilmesine ilişkin düzenlemeler…” Bu kadar uzun ve anlaşılmaz alıntıya Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kararlarına atıf yapmak için katlandım. Anayasa Mahkemesi, benzer KHK yetkilendirmesiyle gerçekleştirilen pek çok düzenlemeyi iptal etti.
Mesela 12 Temmuz 2013 tarihli kararında Gümrük Bakanlığı’nın denetmen kadrosuna atanacak kişilerin atanma, görevlendirme ve seçilme usul ve esaslarının KHK ile düzenlenmesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna karar verdi. Bir bakanlığın bir biriminde KHK ile bunları yapmak mümkün değilse bütün bakanlıkların dahil olduğu topyekün bir yeniden yapılanmanın kanunsuzluğu çok açık.
Erdoğan oldu bittiye getirmek istiyor
Kanunsuzluğun diğer boyutu ise zaman kısıtına uyulmaması. Yeni anayasa yürürlüğe girdiğinde altı ay içinde uyum yasalarının çıkarılması gerekiyordu. Bir yıl önce bitmesi kanunun emri olan yasama faaliyeti nedensiz biçimde yapılmadı. Aslında nedensiz demek doğru değil, mazeretsiz olmalıydı. Gecikmenin nedeni çok açık: Erdoğan oldu bittiye getirmek istiyor. Bakanlar Kurulu denilen şeyin Saray’daki dar bir kadro ve tek adam Erdoğan olduğunu söylemeye gerek yok. Anayasanın 3 Kasım 2019’a kadar öngördüğü adaptasyon ve uyum süreci bir kenara itildi. Sokak arası market devralsanız boya badana ve yeniden açılış için bundan daha fazla zamana ihtiyaç duyarsınız. Koskoca devlet tepeden tırnağa bir kaç hafta içinde yenilenecek. Üstüne bürokrasi de uyum sağlayacak…
Bir parlamento devleti yeniden yapılandıran yasalarda söz sahibi olmayacaksa hiç kurulmasın daha iyi. Erdoğan’ın müdahalelerle yetkilerini iyice kuşa döndürdüğü Meclis’e bile tahammülü yok. Anayasa ve Plan Bütçe Komisyonları yanında ihtisas komisyonlarında görüşüldükten sonra genel kurul onayından geçmesi gereken kanunlar şimdi mabeyni hümayunun keyfine kaldı. Hazine Müsteşarlığı hakkındaki kanun üç komisyon ve genel kurul yerine Yiğit Bulut’un eseri olacak. Başka söze hacet var mı?
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, uyum yasaları KHK ile yapılırsa Meclis’ten çekilmeyi düşünebileceklerini açıklamıştı. AKP onu da bu sözünün altında kalmaktan kurtarmış oldu. Ama sorumluluktan kurtulduğu söylenemez. Uyum yasalarını çıkarmak için parlamentoyu zorlayıcı bir tavırlarını görmedik. Şimdi seçim karambolü içinde Erdoğan fırsat kolladığı bütün değişiklikleri hayata geçirecek.
7 Haziran seçimlerinde AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile sonuçsuz, hatta teklifsiz ‘istikşafi’ görüşmeler yaparak Erdoğan’a zaman kazandıran CHP yine kaleyi boş bırakıp Erdoğan’a gol imkanı sundu. 2014’teki seçim sonuçlarını 13 gün yayınlatmadı ve seçilmiş cumhurbaşkanı olarak AKP kongresine bizzat müdahale etti.
Erdoğan’ın kaybetmesi halinde 24 Haziran seçimlerinden sonraki tavrı merak ediliyordu. Parlamentoyu işlevsiz kılmayı amaçlayan bu kanun fikir veriyor. Parlamento seçimini kaybederse B planının ne olacağı biraz netleşti. Cumhurbaşkanlığını kaybederse yapacaklarını kestirmek kolay değil. Ama hem o hem biz bu gerçekle yüzleşmek zorundayız. Bakalım sürprizlerle başlayan sürecin sonu da sürprizlere gebe mi?
(TR724)