Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticileri dahil 20 kişinin yargılandığı davada karar çıktı. Gazetecilerin çoğu hapis cezasına çarptırılırken, tutuklu İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın tahliyesine karar verildi.
Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay hakkında “örgüte yardım” suçlamasından 7 yıl 3 ay 15 gün; Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Başkanı Orhan Erinç hakkında 6 yıl 3 ay; Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ve muhabir Ahmet Şık hakkında 7 yıl 6 ay; eski Cumhuriyet Gazetesi Yayın Danışmanı Kadri Gürsel hakkında 2 yıl 6 ay; yazar Aydın Engin hakkında 7 yıl 6 ay; Hikmet Çetinkaya hakkında 6 yıl 3 ay; Önder Çelik, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör hakkında 3 yıl 9’ar ay hapis cezası verildi.
Mahkeme 7 yıl 3 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdığı Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın tahliyesine de karar verdi. Mahkumiyet alan tüm tutuksuz sanıklara adlî kontrol uygulanmasına hükmedildi.
Mahkeme heyeti Kadri Gürsel için oy çokluğuyla karar aldı. Diğer tüm sanıkların cezaları oy birliğiyle verildi.
Sanıklar hakkında 7 buçuk ila 43 yıl arasında değişen hapis cezaları talep ediliyordu. Sanıklar için ‘terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek’ten hapis cezası isteniyordu.
Akın Atalay 541 gün sonra cezaevinden çıktı: İçeride yüzlerce gazeteci, akademisyen, memur, hukukçu bir sürü mağdur insan var. Onları çıkarmak herkesin boynunun borcudur
541 gün sonra özgürlüğüne kavuşan Akın Atalay, çıkışta şöyle konuştu: “Çok uzun şeyler söylemeyeceğim. Söyleyeceklerim öfkeli şeyler değil. Şunu bilsinler bu sözümüzün arkasındayız. Korkunun olduğu yerde adalet yok. Türkiye’de adalet yok. Bizim işimiz kişilerle değil sistemle. Önemli olan Türkiye’de adaletli yargılama olmadığını herkesin görmesin. Artık korkutamıyorlar. Cumhuriyet gazetesini korkutamazlar. Gerçeklerini okurlarını aktarmaya devam edecek. Tehdit ettiler, ambargo uyguladılar, bizi rehin tuttular. Bundan sonra nasıl habercilik yapıldığını gösterecek arkadaşlarımız. Kinci olmayacağız. Çok sevinçliyim ama yüzlerce gazeteci, akademisyen , memur, hukukçu var içeride. Onları çıkarmak herkesin boynunun borcudur. Her gecenin sabahı olduğu gibi sabaha çok yaklaştık.”