Olağanüstü Hal uygulaması kapsamında cezaevlerindeki mahkumları yönelik kötü muamele ve yönetimin her gün yeni bir örneği ortaya çıkıyor. Karabük T Tipi Cezaevi’nde tutuklu Avukat Şükriye Erden’in bir gazeteciye gönderdiği mektubun tamamı sansürlendi.
‘DHKP/C’nin avukat yapılanması’nda yer aldığı iddiasıyla ’silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 15 meslektaşıyla birlikte eylül ayında tutuklanan Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatlarından Şükriye Erden’in gazeteci Gökçer Tahincioğlu’na gönderdiği mektubun tamamı cezaevi yönetimi tarafından sansürlendi.
Kızı Merve Önem’in de İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliği’nce, 2014 yılında açılan soruşturma nedeniyle “Terör örgütü üyesi olduğu” iddiasıyla tutuklanmasının ardından dün 1 haftalık açlık grevine başlayan Erden’in, tutuklu bulunduğu Karabük T Tipi Cezaevi’nden gönderdiği mektubun fotoğrafını Twitter’da paylaşan Tahincioğlu, “Sansür komisyonuna göre sakıncasız kelimesi yok” ifadelerini kullandı.
Tutuklu avukat Şükriye Erden’in Karabük T Tipi Cezaevi’nden gönderdiği mektup. Sansür komisyonuna göre sakıncasız kelimesi yok.
6 aydan uzun süredir tutuklu bulunan Erden’in kızı Merve Önem de, 9 gün gözaltında kalmasının ardından geçen hafta Gezi eylemleri sırasında telefonla avukat Evrim Deniz Karatana ile görüştüğü gerekçesiyle tutuklanmıştı. Erden, kızının tutuklanmasının ardından 1 haftalık açlık grevine başlamış ve Cumhuriyet gazetesine gönderdiği mektupta, “Kızlarımın tek suçu HHB avukatı olan Şükriye Erden’in evladı olmak. Annelerini sevmek. Annen bile olsa sahiplerinirsen cezalandırırız diyorlar” diye yazmıştı.
Tutuklu avukat Şükriye Erden'in Karabük T Tipi Cezaevi'nden gönderdiği mektup. Sansür komisyonuna göre sakıncasız kelimesi yok. pic.twitter.com/Ux1pvvXYFc
— Gökçer Tahincioğlu (@gtahincioglu) April 12, 2018