Özellikle 15 Temmuz sonrası Türkiye’de yargının geldiği nokta mahkeme kararlarına yansıdı. Ankara’da 2 farklı ağır ceza mahkemesinin verdiği hükümler yargının nasıl çalıştığını gösterdi.
İlk kararda, Ankara’daki 27. Ağır Ceza Mahkemesi aynı kişiye hem tutuklama hem tahliye hem de adli kontrol kararını aynı metin içinde verdi. Mahkeme kararında, “Sanığın gözaltında ve bu güne kadar tutuklulukta geçen günlerinin cezasında TCK’nın 63/1 maddesi uyarınca tahliyesine… Sanık hakkında CMK 109/3-a mad. uyarıca adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına…Sanığa verilen ceza miktarı, eylemin CMK.nın 100. maddesinde sayılan katalog suçlardan olması. adli kontrol yetersiz kalacağından sanığın tutukluluk halinin devamına…” ifadelerini kullanması dikkat çekti.
***
Katibin hazırladığı şabloh metne hakimler bakmadan imza atmış
Yine Ankara’da 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 3 kişilik üye ekibi, zabıt katibinin hazırladığı şablon karar metnine yargılanan kişinin ismini yazmayı unuttukları ortaya çıktı. Bu şekilde mahkeme kararı Başkan Mustafa Çorumlu, üyeler Murat Türkmen ve Osman Berber tarafından imzalandı. Sonrasında karar UYAP’ta bu şekilde yayınlandı. Kararda sadece sanığın isminin değil, bir sonraki duruşmanın tarihi ve karara gerekçe olabilecek yasa maddeleri de eklenmediği ortaya çıktı.
