Cezaevlerinde tutuklulara işkence ve kötü muameleye bir yenisi daha eklendi. Silivri Cezaevi’nde mektupları yönetim tarafından teslim edilmeyen tutuklular eylem yapınca falakalı işkenceye maruz kaldı.
Mezopotamya Haber Ajansı’nda yer alan habere göre, 7 Ocak’ta keleme alınan mektupta özetle şöyle dendi: “Son dönemlerde özellikle kitap, yayın ve mektuplarımıza yönelik sansürleme, el koyma politikası ile neredeyse haklarımız tamamen alınmaya çalışılıyor. Kitapların sayısı 10 ile sınırlıyken, şimdi kültür sanat dergileri de kitaptan sayılarak 10 sınırı fiili olarak ortadan kaldırılıyor. Mektuplar konusunda sansürleme ve el koymanın geldiği nokta nedeniyle doğru dürüst ne mektup gönderebiliyoruz ne de alabiliyoruz. Bu uygulamaları protesto ettiğimiz için saldırılara uğruyor, işkence görüyoruz. Son saldırılarda arkadaşlarımıza falaka işkencesi yapılmıştır.”
Mektupta, hak ihlalleri başlık başlık sıralanırken, çok sayıda tutukluya ‘aramaya karşı çıkmak’, ‘kapı dövmek ve gereksiz slogan atmak’, ‘kamerayı kapatmak’, ‘açlık grevi yapmak’, ‘idarenin vermiş olduğu eşyayı kötü kullanmak’, ‘havalandırmada eylem yapmak’, ‘görevlileredirenmek’, duvarlara ‘Nuriye-Semih yalnız değildir’ yazmak gibi gerekçelerle ziyaretçi yasağı, hücre cezaları, etkinliklerden alı koyma cezaları verildiği belirtildi.
Geçen 22 Aralık’ta tutuklulara gönderilen kitapların verilmemesi ve mektupların sansürlenmesini protesto etmek için kapı dövme eylemi gerçekleştirenlere saldırı olduğu belirtilen mektupta şöyle dendi: “C-26,27 ve 31 nolu hücre içinde Fatih Özgür Aydın, Hüseyin Kaşkır, Hasan Öztürk, Gökhan Kespin, Doğan Taştan, Mehmet Yücetepe, Şerif Turunç, Hasan Farsak ve Umut Gündüz Altun’a süpürge sopası kırılana kadar falaka işkencesi yapıldı. Aydın, Turunç, Farsak ve Altun ters kelepçelenerek, işkenceyle süngerli odaya götürüldü. Burada tutsakların boğazları sıkıldı, ağızları kapatılarak nefessiz bırakıldı. Süngerli hücrelerden Aydın, Farsak, Altun işkenceyle hücrelerine götürülürken, kısmi belirtiler oluşan Turunç revire oradan Silivri Hapishanesi Kampüs Hastanesi’ne ve son olarak da Silivri Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Sonrasında raporları temiz denilerek, geri getirildi. Diğer tutsakların taleplerine rağmen revire götürülmediler, darp raporu almaları engellendi. Yücetepe’nin yüzünde kanamalı yaralar oluştu.”