Diploması ile ilgili tartışmalar devam eden AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 586 gün sonra ikinci kez Marmara Üniversitesi’ndeydi. Erdoğan 4 Haziran 2016 tarihinde konuşmasında Marmara Üniversitesi Rektörüne yönelik, “Bugünlerde diploması var mı, yok mu diye tartışma başlattılar. Arşivden çıkart şunları yayınlayacak mısın? Ne yapacaksanız yapın da… Zaten benim söylediklerime inanmıyorlar belki rektör açıklarsa inanırlar” açıklamalarına atıfta bulunmuştu. Fakat o günden bu yana Erdoğan’ın diploması konusunda kamuoyunu aydınlatıcı bir belge ortaya konulamadı.
Erdoğan bugün Marmara Üniversitesi 135. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda tekrar konuştu. Diploma meselesine girmeyen Erdoğan, “Şahsımın mezuniyetinden bir yıl sonra bugünkü adını alan Marmara Üniversitesimiz 84 binin üzerindeki öğrenci ve 3277 öğretim üyesi ile ülkemizin önde gelen yüksek öğretim kurumları arasında mümtaz bir yere sahiptir. Bir mezunu ve Cumhurbaşkanı olarak üniversitemize her zaman destek verdim, veriyorum. Üniversitemizin hedeflerine ulaşmak için çok daha gayret göstermeliyiz. Türkiye’nin dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına onlarca kurumla girmek zorundadır.” dedi.
“Doktoradan sonra yardımcı doçentlik olmayacak”
Cemaate yönelik açıklamalarına da devam eden Erdoğan akademik ünvanlara ilişkin olarak da konuştu.Erdoğan, “Yardımcı doçenlik unvanıyla ilgili çeşitli şikayetler vardı. Birçok arkadaşım, ahbabım var. Dinlediğimde ben de tatmin olmazdım. Bunun bir aldatmaca olduğunu da bilirdim. Yardımcı doçentliğin bir siyasi karar olduğunu bilirdim.Dedik bir öyle bir adım atalım ki, ara unvanı ortadan kaldırıp doktoradan doğrudan doçentliğe geçilmesini temin edecek çalışma yapalım. Büyük ihtimalle önümüzdeki hafta parlamentoya gönderilecek. Doktoradan sonra bir de yardımcı doçentlik olmayacak. Doktoradan sonra kazanan doçentliğe gidecek. Her iş gibi akademi de adanmışlık gerektirir. Ben hocalarımızda artık bu azmi ve kararlılığı görüyorum. Türkiye’de imkan, para, kaynak sorunu yoktur. Bunların hepsine artık sahibiz. Çünkü israf ekonomisini bir kenara koyan iktidar var.”
Bilimin gelişmesiyle en yakından ilgilenen şahsımdır
“YÖK, kalite kurulu, misyon farklılaşması programları ile bu konularda ilk adımları atmıştır. Üniversitelerimizden de benzer anlayışla kendi projelerini hayata geçirmelerini planlıyoruz. Türkiye her alanda milletimizin değerlerinden, halka rağmen halk için anlayışı ile hareket eden, söylemi sosyalist, zihniyeti faşist kadroların tasallutu altında kalmıştır. Üniversitemiz de bu alanda kalmıştır. Beni oyumla çobanın oyu bir olabilir mi diyen bir zihniyetin olduğu yerde demokrasiden söz edilemez. Hezeyanlar saçan bir zihniyetin olduğu yerde millilikten söz edilemez.”