CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yunanistan ziyareti sırasında, “Lozan güncellenebilir” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu Erdoğan’a, “Yunanistan’ın işgal ettiği 18 adadan niye söz etmiyorsun. Lozan Antlaşması’nın 12’nci ve 18’inci maddeleri açıkça ihlal edildi. Lozan’ı tartışıyorsun ama işine gelmediği için ağzına adalar konusunda bant çekiyorsun” dedi.
İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan CHP Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi hakkında da yorum getiren Kılıçdaroğlu, “Hiçbir tereddüdümüz yok. Bir belediye başkanının ağzından haram lokma inerse, o belediye başkanını yaşatmam” ifadesini kullandı.
Eski Halkbankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın, ABD’nin İran’a yönelik ambargosunu deldiği iddiasıyla tek sanık olarak yargılandığı davada, tanık statüsüne geçen Reza Zarrab’a ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde MİT tarafından uyarıldığın belirten Kılıçdaroğlu, “Tekrarlıyorum, Zarrab’ın bakanlarla ilişkisi konusunda Erdoğan’ı uyardı MİT” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu ayrıca Erdoğan’ı Reza Zarrab hakkında hiç yorumda bulunmamasını eleştirerek, “Merak ediyorum, hâlâ hayırsever bir iş adamı olarak mı görüyor?” diye sordu.TBMM’de Bütçe Kanunu Tasarısı Görüşmeleri oturumunda konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklaması şöyle:
Orada niye 18 adadan söz etmedin, işgal edilmiş 18 adadan niye söz etmedin? Lozan Antlaşması’nın 12’nci ve 18’nci maddeleri açıkça ihlal edildi. 13 askeri birlik var, 5 bine yakın Yunan askeri var. Sen oraya gidiyorsun, Lozan’ı tartışıyorsun ama işine gelmediği için ağzına adalar konusunda bant çekiyorsun. Ya bu ayıp değil mi arkadaşlar? İlk kez bu hükümetler döneminde Türkiye Cumhuriyeti toprak kaybetmiştir. Aynı Süleyman Şah’ı taşıdıkları gibi.
“Boğazından haram lokma geçerse onu yaşatmam!”
Havuz medyasında olan haberleri ben de okudum. Ataşehir Belediye Başkanımıza söyledim, bak bunlardan aklanmak istiyorsan savcılığa suç duyurusunda bulun kendin hakkında diye. 13 Ağustos 2017’de karar çıktı, hiçbir şey yok. Denetimli şikayet var, denetlenmiş. Haksız mal edinme ve gizleme suçu yok diyor. Bakanlık müfettişleri gönderdi, gayet güzel. İncelendi, “Soruşturma açılmasına gerek yoktur” diyorlar. Olay nereye intikal ediyor? Bakanlığa. Bakan da diyor soruşturmaya gerek yoktur diye. Ama AKP’li belediye üyeleri, bakanın kararına itiraz ediyorlar. Hakları var tabii, kimse niye itiraz ediyorsun diyemez. Danıştay soruşturmaya gerek yoktur diye. Gecekonduyu gecekondudun başına yıkmak için soruşturma açacaksın 16/9 olunca ağzına bant çekeceksin. Sonra çok eskilerden olan gecekonduya dava açacaksın. E ne oldu, yine beraat etti. Şimdi siz kalkıyorsunuz bununla ilgili belediye başkanımızı açığa alıyorsunuz. Bunları görmeseydim sizler gibi “ne oluyor” derdim. Arzu eden herkese bu mahkeme kararlarını verebiliriz. Hiçbir tereddüdümüz yok. Bir belediye başkanının ağzından haram lokma inerse, o belediye başkanını yaşatmam.
Zarab davası
ABD’de Zarrab davası görülüyor. Türkiye ile İran arasındaki ticari ilişkiye hiçbir lafımız yok. Enerji ürünü almak zorundayız zaten. Ambargo uygulandı mı, evet uygulandı. Zarrab denen bir sahtekar geldi, ben bu işin dümenini nasıl kırarım dedi. Zarrab’a o dönem en büyük, en sert eleştirileri ben yaptım. Ne dediysem dava açtı. Hakkımda en çok dava açanlardan biri de Reza Zarrab’dır. Bu şarlatan rüşvetçi, dönemin üç bakanını ve bir kamu bankası genel müdürünü parayla satın aldı. 700 bin liralık saatler, ayakkabı kutuları, para sayma makineleri… Bunların hepsi gündemdeydi. Ve bu dosya kapandı. ABD’de görüşülen davadan rahatsızım. Türkiye’de işlenen bir olayın kirlilik ABD’de temizlenmemeli. Burada, biz temizlemeliyiz.
Kılıçdaroğlu’ndan Başbakan’a çağrı: Gelin Zarrab dosyasını yeniden açalım
Bakın Binali Yıldırım’a açık ve net çağrı yapıyorum, gelin bu dosyayı yeniden açalım. Zarrab havuz medyasına çıkarıldı. Arkasına bu milletin namusu olan bayrağı, fon olarak koydular. A Haber koydu. Onu da eleştirdik. Boynunuza ne takacağız biliyoruz dedim. Yok kardeşim, ne idamı. Ben sizi rezil edeceğim rezil. Onların patronlarını da yeneceğim. Bayrak sevgisi hepimizin ortak sevgisi. Siyaseten farklı düşünebiliriz, ama bayrak hepimizin ortak değeridir. Bayrağı korumak hepimizin görevidir. Şeref madalyası takmalıydık diye tweet attılar.. O sahtekar kanala söylüyorum, şeref madalyası mı takacaksın yoksa ben senin boynuna hain madalyası mı takacağım.
“MİT Erdoğan’ı uyardı”
Bakın MİT, dönemin Başbakanı’nı uyardı diyorum. Tekrarlıyorum, Zarrab’ın bakanlarla ilişkisi konusunda Erdoğan’ı uyardı MİT. 2013 yılında. Diyorlar ki, öyle bir rapor yok. Ben zaten rapor demiyorum, bilgilendirme notu diyorum. 3 sayfalık. Bakanlar bu devletin gizli bilgilerini üç kuruş para karşılığında Zarrab’a sattı.
“Rüşvete faiz ödeyen tek ülke biziz”
Bakın rüşvete faiz ödeyen tek ülke biziz. Tek ülke. Dünyada örneği yok bunun, hem rüşveti alacak, hem aktaracak hem de faiz alacak. Böyle bir adama şeref madalyası takmak lazım vallahi. A Haber’e, Sabah’a söyleyelim. Öyle ağrıma gidiyor ki, bu genel müdürü aldık Ziraat Bankası’nın yönetim kuruluna tayin ettik. Akıl alır gibi değil.
“292 kilo altını kim çaldı?”
80 milyonun önünde soruyorum, 292 kilo altını kim çaldı, kim götürdü? Bunu bulmak bizim namus borcumuz. Böyle şey olur mu? Gıda ihracatı yapıyorlar, buğdayı Dubai’den alıyorlar. Nasıl yani? Sayın Erdoğan’ın ağzından Reza Zarrab aleyhine çıkmış tek cümle yok, neden? Bu şarlatanı, bu rüşvetçiyi hangi gerekçeyle korumaya aldı. Ben merak ediyorum, hâlâ hayırsever bir iş adamı olarak mı görüyor?
Sınav sistemini bilmem, anaokulunda lisede ders veremem. Devlette liyakat denen bir şey var. Bunun kararını verecek olan eğitimciler. Siyasetçiler çıkıyor “Hayır böyle olacak” diyor. Milli Eğitim Bakanlığı allak bullak oluyor. Devlet iyi yönetilmiyor arkadaşlar.
Benimle ilgili iddialarda bulundular. Kızım bir daire almış. Benim çocuğum, damadım, kızım ve hatta dünürüm için araştırma önergesi verin.
“Boğazından haram lokma geçerse onu yaşatmam!”
Havuz medyasında olan haberleri ben de okudum. Ataşehir Belediye Başkanımıza söyledim, bak bunlardan aklanmak istiyorsan savcılığa suç duyurusunda bulun kendin hakkında diye. 13 Ağustos 2017’de karar çıktı, hiçbir şey yok. Denetimli şikayet var, denetlenmiş. Haksız mal edinme ve gizleme suçu yok diyor. Bakanlık müfettişleri gönderdi, gayet güzel. İncelendi, “Soruşturma açılmasına gerek yoktur” diyorlar. Olay nereye intikal ediyor? Bakanlığa. Bakan da diyor soruşturmaya gerek yoktur diye. Ama AKP’li belediye üyeleri, bakanın kararına itiraz ediyorlar. Hakları var tabii, kimse niye itiraz ediyorsun diyemez. Danıştay soruşturmaya gerek yoktur diye. Gecekonduyu gecekondudun başına yıkmak için soruşturma açacaksın 16/9 olunca ağzına bant çekeceksin. Sonra çok eskilerden olan gecekonduya dava açacaksın. E ne oldu, yine beraat etti. Şimdi siz kalkıyorsunuz bununla ilgili belediye başkanımızı açığa alıyorsunuz. Bunları görmeseydim sizler gibi “ne oluyor” derdim. Arzu eden herkese bu mahkeme kararlarını verebiliriz. Hiçbir tereddüdümüz yok. Bir belediye başkanının ağzından haram lokma inerse, o belediye başkanını yaşatmam.
Zarab davası
ABD’de Zarrab davası görülüyor. Türkiye ile İran arasındaki ticari ilişkiye hiçbir lafımız yok. Enerji ürünü almak zorundayız zaten. Ambargo uygulandı mı, evet uygulandı. Zarrab denen bir sahtekar geldi, ben bu işin dümenini nasıl kırarım dedi. Zarrab’a o dönem en büyük, en sert eleştirileri ben yaptım. Ne dediysem dava açtı. Hakkımda en çok dava açanlardan biri de Reza Zarrab’dır. Bu şarlatan rüşvetçi, dönemin üç bakanını ve bir kamu bankası genel müdürünü parayla satın aldı. 700 bin liralık saatler, ayakkabı kutuları, para sayma makineleri… Bunların hepsi gündemdeydi. Ve bu dosya kapandı. ABD’de görüşülen davadan rahatsızım. Türkiye’de işlenen bir olayın kirlilik ABD’de temizlenmemeli. Burada, biz temizlemeliyiz.
Kılıçdaroğlu’ndan Başbakan’a çağrı: Gelin Zarrab dosyasını yeniden açalım
Bakın Binali Yıldırım’a açık ve net çağrı yapıyorum, gelin bu dosyayı yeniden açalım. Zarrab havuz medyasına çıkarıldı. Arkasına bu milletin namusu olan bayrağı, fon olarak koydular. A Haber koydu. Onu da eleştirdik. Boynunuza ne takacağız biliyoruz dedim. Yok kardeşim, ne idamı. Ben sizi rezil edeceğim rezil. Onların patronlarını da yeneceğim. Bayrak sevgisi hepimizin ortak sevgisi. Siyaseten farklı düşünebiliriz, ama bayrak hepimizin ortak değeridir. Bayrağı korumak hepimizin görevidir. Şeref madalyası takmalıydık diye tweet attılar.. O sahtekar kanala söylüyorum, şeref madalyası mı takacaksın yoksa ben senin boynuna hain madalyası mı takacağım.
“MİT Erdoğan’ı uyardı”
Bakın MİT, dönemin Başbakanı’nı uyardı diyorum. Tekrarlıyorum, Zarrab’ın bakanlarla ilişkisi konusunda Erdoğan’ı uyardı MİT. 2013 yılında. Diyorlar ki, öyle bir rapor yok. Ben zaten rapor demiyorum, bilgilendirme notu diyorum. 3 sayfalık. Bakanlar bu devletin gizli bilgilerini üç kuruş para karşılığında Zarrab’a sattı.
“Rüşvete faiz ödeyen tek ülke biziz”
Bakın rüşvete faiz ödeyen tek ülke biziz. Tek ülke. Dünyada örneği yok bunun, hem rüşveti alacak, hem aktaracak hem de faiz alacak. Böyle bir adama şeref madalyası takmak lazım vallahi. A Haber’e, Sabah’a söyleyelim. Öyle ağrıma gidiyor ki, bu genel müdürü aldık Ziraat Bankası’nın yönetim kuruluna tayin ettik. Akıl alır gibi değil.
“292 kilo altını kim çaldı?”
80 milyonun önünde soruyorum, 292 kilo altını kim çaldı, kim götürdü? Bunu bulmak bizim namus borcumuz. Böyle şey olur mu? Gıda ihracatı yapıyorlar, buğdayı Dubai’den alıyorlar. Nasıl yani? Sayın Erdoğan’ın ağzından Reza Zarrab aleyhine çıkmış tek cümle yok, neden? Bu şarlatanı, bu rüşvetçiyi hangi gerekçeyle korumaya aldı. Ben merak ediyorum, hâlâ hayırsever bir iş adamı olarak mı görüyor?
Sınav sistemini bilmem, anaokulunda lisede ders veremem. Devlette liyakat denen bir şey var. Bunun kararını verecek olan eğitimciler. Siyasetçiler çıkıyor “Hayır böyle olacak” diyor. Milli Eğitim Bakanlığı allak bullak oluyor. Devlet iyi yönetilmiyor arkadaşlar.
Benimle ilgili iddialarda bulundular. Kızım bir daire almış. Benim çocuğum, damadım, kızım ve hatta dünürüm için araştırma önergesi verin.