Raporun yazarları, 172 ülkede, 2006-2016 yılları arasında, medyanın yanlı yayınları, yolsuzluk, internet sansürü, adalet, gazetecilere yönelik taciz, toplumsal sınıflar ve cinsiyetler arası eşitlik gibi göstergelerle ölçümleme yaptı.
BBC’nin haberine göre, raporu aktaran Guardian Gazetesi’nde Türkiye’yle ilgili şu ifadeler yer aldı:
“Muhaliflere göre, bu yılın Nisan ayına kadar 152 gazeteci hapisteydi. Geçen yılki darbe girişiminden bu yana gazeteler, internet siteleri, televizyon kanalları ve haber ajansları dâhil 170’ten fazla medya kuruluşu kapatıldı. 2500 gazeteci işten çıkarıldı.”
Gazeteye konuşan Cumhuriyet gazetesi yazarı Aydın Engin de Türk medyasının daha önce görülmeyen yoğunlukta hükümet baskısı altında olduğunu söyledi. Engin, “Otosansür olduğunu düşünebilirsiniz ama yanılırsınız çünkü sansür uygulanacak medya kalmadı. Hükümetlerin, büyük şirketlerin ve bankaların dünya genelinde gazetecileri satın almaya çalıştığına tanık oluyoruz. Ama AKP daha akıllıca davranıp gazeteciler yerine, gazeteleri, televizyon kanallarını satın aldı” diye konuştu.
Guardian gazetesine konuşan Article 19 Yöneticisi Thomas Hughes, “Maalesef, bulgularımız ifade özgürlüğünün otoriter rejimler kadar demokratik rejimlerde de saldırıya uğradığını gösteriyor” dedi.
Gazeteciler tehdit ediliyor
Hughes gazetecilerin, korkutularak, dava açılarak ve hatta bazı ülkelerde cinayet işlenerek tehdit edildiklerini söyledi. Yalnızca Meksika’da 2016 yılında 426 gazeteci saldırıya uğradı.
Hughes, İngiltere’de 2016’da parlamentonun onayından geçen ve güvenlik güçlerinin de kişilerin internetteki aktivitelerini takip etmelerini yasal hale getiren ‘Araştırma Yetkileri’ yasası için de ‘otoriter rejimler için bir örnek oluşturuyor ve vatandaşlarının gizlilik ve ifade özgürlüğü haklarını baltalıyor’ dedi.
Rapora göre takip ve izleme süreçleri ‘şeffaf olmayan’ bazı internet şirketlerinin sanal ortamdaki içerikleri denetlemesiyle, internet medyası ve ifade özgürlüğü de daha büyük tehdit altına giriyor.
Raporun verileri, geçen yıl 259 gazetecinin hapse atıldığını, 79 gazetecinin öldürüldüğünü ortaya koydu.
Filipinlerde, Meksika’da, Honduras’ta ‘uyuşturucuyla mücadeleyi’ eleştiren haberler yapan gazeteciler ve Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren seslere yönelik ‘suçlamalar’ ve ‘gözdağı’, raporda kaygı duyulan konular olarak gösterilerdi.
Çin ‘nüfuz artırıyor’
Article 19’un araştırması, Tunus, Sri Lanka ve Nepal’de ise ifade özgürlüğünde ilerleme kaydedildiğini belirtiyor.
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) de, “gazeteci olmak hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı” uyarısı yaptı.
CPJ, ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkedeki yayın kuruluşlarını ‘yalan haber’ yapmakla suçlamasının, basın üzerinde baskı oluşturulabileceği algısıyla otoriter liderlere olumsuz mesaj verdiğini söyledi.
CPJ Başkan Yardımcısı Robert Mahoney, “ABD geleneksel olarak basın özgürlüğünün feneri olmuştur ama Başkan Trump’ın basın karşıtı bir dil kullanması, demokrasilerde basının önemini baltalarken, gazetecileri de tehlikeye atıyor” diye konuştu.
BBC Dünya Servisi Müdürü Francesca Unsworth de, ifade özgürlüğünü desteklemeyen yeni ekonomik güçlerin 21’inci yüzyılda medya özgürlüğün için tehdit oluşturduğunu söyledi.
Unsworth, “Uzak Doğu’da Çin, Vietnam gibi ifade özgürlüğü değerleri gelişimleriyle paralel olmayan ülkelerin yükselişini görüyoruz. Bu bence ciddi bir sorun çünkü 21’inci yüzyıl bu ekonomilere ait ve dünyayı bunlar şekillendirecek” dedi.
Unsworth, Çin’in nüfuzunu Afrika’da ve Karayipler’de artırmak için altyapı yatırımları kadar yerel medyaya da yatırım yaptığını ifade etti.