Yorum | Erhan Başyurt
ABD Başkanı Trump’ın ilk Ulusal Güvenlik Danışmanı emekli General Michael Flynn ile ilgili iddia ve skandalların ardı arkası kesilmiyor.
Flynn, ABD başkanlık seçimlerinde Rusya’nın Trump lehine müdahale etmesi için aracılık yapmakla ve gizli görüşmeler yürütmekle suçlanıyor.
Hakkında bu konuda yürüyen önemli bir soruşturma ve ciddi deliller var.
***
Soruşturma derinleştikçe Flynn’in ikinci bir skandal zincirini Türkiye ile de yaşadığı ortaya çıkıyor.
Flynn, Türkiye lehine lobicilik yapmak için para aldığı halde bunu resmi olarak bildirmemiş.
Flynn’in şirketi aldığı bu parayı ABD’de gönüllü sürgün hayatı yaşayan Fethullah Gülen Hocaefendi aleyhine bir belgesel çekimi ve aleyhine yazılar yazmak için kullanmış.
Flynn’e bu çabaları karşılığında 560 bin dolar ödendiği ortaya çıkmıştı.
***
33 yıl ABD ordusunda görev yapan Flynn, bu başarılı çalışmalarının ardından iki Türk bakanın (Mevlüt Çavuşoğlu ve Berat Albayrak) katıldığı Washington’daki özel bir toplantıda şok edici bir şekilde Fethullah Gülen’i ABD’den kaçırmak konusunu ele almış.
Olayın tanığı olan ve bu görüşmeye katılan CIA eski direktörü Robert James Woolsey bunu bizzat açıklamıştı.
****
Flynn sonrasında da bulunduğu çok önemli makamı istismar etmeye devam etmiş.
FBI’dan Gülen’in sınır dışı edilmesi konusunu yeniden incelemesini istemiş. FBI, delil olmadığı için Gülen’in Türkiye’ye iadesinin mümkün olmadığı şeklinde bir kez daha olumsuz cevap vermiş.
***
Aldığı ‘lobicilik’ parasını hak etmek için Gülen’i kaçırma konusunda Türk yetkililer ile New York’ta Harbard Club’da bir kez daha masaya oturmuş.
The Wall Street Journal’ın patlattığı skandala göre, Türk yetkililerin de katıldığı bu görüşmede ‘’Gülen’in kaçırılıp özel bir uçakla İmralı’ya teslim edilmesi’’ karşılığında Flynn’e 15 milyon dolar teklif edilmiş…
Habere göre bu görüşmenin de bir tanığı Flynn hakkındaki soruşturmayı yöneten Savcı’ya itiraflarda bulunmuş…
***
Türkiye şayet Ulusal Güvenlik Danışmanı seviyesinde bu kadar üst düzey bir irtibat kurduysa ve bunu ülkenin ulusal ve uluslararası çıkarlarını takip etmek yerine, suç işlemek için kullandıysa ne yazık!
Casusluk da, adam kaçırma da gerçekten çok büyük suçlar. Dost bir ülkeden adam kaçırmayı düşünmek veya planlamak ise, ‘stratejik ortak’ bir ülkeyi bırakın uluslararası hukuka saygılı bir ‘dost’ ülke için bile düşünülemez…
Acı olan bir diğer husus da, hakkında suç delili bulamadıkları 80 yaşına yaklaşan bir din alimini, daha önce kamuoyu önünde övgüler dizip ve ziyaret kuyruğuna girdikleri bir insanı, kaçırmak için rüşvet verip uluslararası suç işlemeyi göze alan ‘siyasal islamcı’ bir iktidar…
***
Flynn konusunda dikkat çekici irtibat noktası ‘Rusya’ ve ‘Avrasyacılar’ yani ‘Ergenekon’ tarzı derin yapılar…
Flynn, Rusya ile gizli görüşmeler yapan ve irtibatları olan bir isim.
Flynn ile Türkiye adına görüşme trafiğini organize eden kişinin babasının Avrasyacı Perinçek’in yakın yoldaşı olduğu ortaya çıkmıştı.
Aynı kişinin Rus ortaklarıyla çok sayıda ‘karanlık işler’ yaptığı da biliniyor ve ABD’de savcılar tarafından soruşturma yürütülüyor.
Flynn’in Gülen aleyhine belgesel çekimine katılan biri ‘gazeteci’ diğeri emekli general iki ismin de Ergenekon ve Perinçek ile yakın temasları var.
Flynn hakkında patlak veren skandallar zinciri, derin yapılar ile iktidarın nasıl bir ortak paydada birleştiklerini ve ortak suç işlediklerini de ortaya koyuyor.
Daha önce ‘derin yapıların’ ifade ettiği ve çok eleştirildiği AB ve ABD’den uzaklaşıp, Rusya ve Çin eksenli ‘Avrasyacı’ bir diplomasi izlenmesi görüşü de, son dönemde iktidar tarafından uygulanmaya başladığını da not etmekte fayda var.
***
Her resmi ziyarette ABD vatandaşlarına dayak atan ve koruma terörü ile gövde gösterisi yapan Türk yönetilerin, ABD’den adam kaçırma planı yapmış olması Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip edenler açısından aslında şaşırtıcı değil.
Pakistan’da, Kazakistan’da, Gürcistan’da, Malezya’da Türk vatandaşlarını ‘başlarına çuval geçirtip’ eşleri ve küçük kız çocuklarıyla birlikte özel uçakla kaçıran ve bu uluslararası suçu MİT’in operasyonel başarısı gibi sunan iktidarın, Gülen’i kaçırmak için plan yapmış olmasında şaşılacak bir şey yok.
İktidara ve Yeni Mahalle’ye yakın besleme kalemşörlerin yandaş medyada iki de bir açıktan, yurt dışındaki ‘Gülen mensuplarının kaçırılması veya katledilmesi’ için çağrı yaptıkları, böyle bir uluslararası suç çağrısının bugüne kadar tek bir kez bile soruşturulmadığı bir Türkiye’de, rüşvet skandalları tavan yapmış bir iktidarın Gülen’i kaçırmak için milyonlar dolar ödemeyi göze almış olması da şaşırtıcı değil…
Gülen’e yönelik daha önce suikast planı yaptıkları ortaya çıkan derin yapıların, bugün yolsuzluk girdabında sıkışmış iktidarı maşa olarak kullanıp, onlar üzerinden yarım kalmış eski hesaplarını kendilerini ustaca gizleyip icra ettikleri göz önüne alınırsa, Gülen’e yönelik bu korkunç plan da şaşırtıcı değil…
***
Ne var ki, dünya Türkiye değil. Hukuk her yerde askıya alınmış da değil.
Bizim için şaşırtıcı olmayan, sıradanlaşan rüşvet ve suç planları, hukukun olduğu her ülke ve halklar için haklı olarak oldukça şaşırtıcı.
Onun için Gülen’i kaçırma planının ortaya çıkması, skandalın tüm dünyada ve uluslararası saygınlığı olan medyada genişçe yer almasına neden oldu.
Öfkesi ve hasediyle körleşen vicdanının esiri olarak, bulaştığı kirli işleri örtmek adına derin yapılarla girdiği bu suç ortaklığından şüphe yok ki iktidar, canı çok fena yanmış olarak ayrılacak.
Neticede ‘gönüllü maşa’ iktidar ve onu tutan el kendisini perde arkasında başarıyla gizliyor. Ve hem iktidarı hem de geçmişte yok etmeyi planladığı ama icra edemedikleri planlarının bugün ‘siyasal İslamcılar’ eliyle çok daha kapsamlı ve acımasız şekilde icra edilmesinin ‘paşa paşa’ keyfini sürüyor…
(TR724)