Yorum | Erhan Başyurt
Bazen kısacık cümleler o kadar çok şeyler anlatıyor ki, onlarca satır yazsanız ve sayfalarca itirafta bulunsanız bu kadar etkili olmaz…
***
‘Acırsanız acınacak hale gelirsiniz…’
Bu cümle, söylenmeyen o kadar çok şeyi anlatıyor ki…
Zulüm zirveye çıktı ama zulüm ettiklerimizin acınacak hallerine acımayın!
Hamile kadınları, yeni doğum yapmış bebekli anneleri, bakıma muhtaç yaşlıları, ev hanımlarını hapse atıyoruz, işkence ediyoruz, mallarını gasp ediyoruz…
Ancak merhamet ederseniz, hukukun üstünlüğüne dönerseniz, adaletin elinden kurtulmanız mümkün olmaz…
Siz şimdi gücü elinde bulunduruyor olmanıza karşın o zaman hesap veremezsiniz ve acınacak hallere düşersiniz…
***
‘Biz meydanlarda çocuklarınızı bunların okullarından alın, paranızı bunların bankalarına yatırmayın diye haykırdığımız zaman bunları boşuna yapmadık… Bak akıllı olanlar terk edip gitti, aklı yetmeyenler burada tuzağa düştü…’
Bu cümlenin satır aralarına saklanan ama söylenmeyen şeyler o kadar çok ki…
Hukukun ne dediği değil, bizim dediğimiz kanundur.
‘Biz çocuklarınızı yasal faaliyet gösteren okullara göndermeyin, yasal izin ve denetime tabi bankaya para yatırmayın’ diyorsak, sözlerimiz hukuktan üstündür.
Bunların hiçbirisi suç değil, işlendiği sırada suç olmayan eylemler sonradan suç da ilan edilemez ama biz bunları suç ilan ettik. Kanun da biziz, mahkeme de…
Vatandaşa bal gibi tuzak kurduk.
Devlete ve hukukun üstünlüğüne güvenenleri öyle bir tuzağa düşürdük ki, tarihte emsallerine çok nadir rastlanır.
Keşke tuzak işlemeye başlamadan bir kısım insanlar da yurt dışına çıkmamış olsalardı, ne güzel onları da hapse atacaktık!
Kimse de bu zulümleri dünyaya duyuramayacaktı!
***
Kısacık cümleler o kadar çok söylenmeyen sözü bağrında gizliyor ki, insanın bu itirafları tarihe not düşmekten başka bir şey yazası gelmiyor…
Tarihe zalimin ağzından şu cümle not düşülsün:
KURDUĞUMUZ TUZAĞA DÜŞEN MASUM İNSANLARA SAKIN ACIMAYIN!