Nuriye Gülmen’in babası Şaban Gülmen “Evime gelerek emniyet güçleri yakınlarıma kardeşlerime mantık dışı, insanlık dışı söylemlerde bulundu. Tehdit edildik. Evlerin yakılacağını ve taşlanacağını söylediler” dedi.
Açlık grevinde 236 günü geride bırakan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın aileleri çocuklarının son durumuyla ilgili açıklama yaptı.
SES Ankara Şubesi’nde yapılan açıklamada tutuklu yargılanan ve açlık grevinde olan Nuriye Gülmen’in babası Şaban Gülmen Kütahya’daki Emniyet güçlerinin kendisini ve akrabalarını tehdit ettiğini söyledi. Gazete Yolculuk‘un bildirdiğine göre, emniyet yetkililerinin açlık grevini sonlandırmak için kendisini kullanmaya çalıştığını söyleyen Şaban Gülmen,” Evime gelerek çocuğumun açlık grevini sonlandırması için beni ve ailemi öne sürdüler. Emniyet güçleri yakınlarıma kardeşlerime mantık dışı, insanlık dışı söylemlerde bulundu. Tehdit edildik. Evlerin yakılacağını ve taşlanacağını söylediler” dedi.
‘ÇOCUKLARIMIZIN İŞİNİ VERİN’
Kızı Nuriye Gülmen’in eylemiyle ilgili ilk kez konuşan Şaban Gülmen şunları söyledi:
“Biz devlet düşmanı olmak istemiyoruz. Siyasetin uygulamaları bizi devlet düşmanı yaptırmasın. Zorla devlet düşmanı olmamız için ellerinden gelen tüm gayreti göstermektedirler. Aileler olarak barışın sağlanması adına çocuklarımızın görevine iade edilmesini istiyoruz. Yönetenler barışı sağlamak birleştirici olmak zorundalar. Biz devlet düşmanı olmak istemiyoruz. Çocuklarımızın işini geri vermeleri bizim de yaşam tarzımızın normale dönmesini sağlayacak.”
‘ÇOCUKLARIMIZ ORGANLARINDAN YEMEYE BAŞLADI’
Açlık grevi eylemini sürdüren ve tahliye edilen Semih Özakça’nın annesi Sultan Özakça OHAL Komisyonunun karar vermemesine tepki gösterdi:
“Çocuklarımız organlarını yiyor öldükten sonra mı komisyon kuracaklar” diyen Özakça şöyle devam etti: “Çocuklarımız organlarından yemeye başladı. Yetkililere sesleniyorum. Bizim çocuklarımız hiçbir suçları yokken işlerinden atıldılar. Çocuklarımızın hayatı daha fazla riske girmeden işine geri dönüp eylemin bitmesini istiyorum. Dayanacak gücümüz kalmadı artık.”
