FARUK MERCAN
Pakistan’ın Lahor şehrindeki Rumi Forum‘un başında bulunan Mesut Kaçmaz, eşi ve iki kızı bir gece yarısı kaçırıldılar.
Saraydaki şahsın fesat şebekesinin Hizmet mensuplarına yönelik faaliyetlerini yoğunlaştırdığı ülkelerden biri Pakistan… Defalarca gitti Pakistan’a bunun için, ama 30’dan fazla Hizmet okulunu gasp etmeyi başaramadı. Pakistan’ın yüksek mahkemeleri, onbinlerce Pakistanlı gence eğitim veren bu okulların “Maarif Vakfı” adı verilmiş bir gasp şebekesine verilmesini engellediler.
Medya olaya “kaçırma” diyor ama, fesat şebekesinin ifsat etmesiyle, Mesut Kaçmaz ve ailesinin bir devlet birimi tarafından evlerinden alınması sözkonusu… Hadisenin meydana geldiği ilk günden itibaren Pakistan’ın önde gelen gazeteleri ve televizyonları sadece haber yapmadılar, olayın garipliğine ve yanlışlığına dikkat çektiler.
İslam ve insanlık tarihine bakın, inşa edici hareketler çağları aşmış ve devam etmiş. Ama yıkıcı hareketler ortaya çıktıkları dönemde boğulup kalmışlar. Sarayın fesat şebekesi de böyle yıkıcı bir hareket ve tahrip ettiği Türkiye’nin küllerinde boğulup kalacak… Ama Hizmet, bu badireyi atlatıp yoluna devam edecek…
Pakistan’ın önde gelen insan hakları avukatı Asma Jihangir, davayı üstlendi. Asma Jihangir, aynı zamanda Pakistan İnsan Hakları Komisyonu kurucusu ve başkanlarından. Lahor Yüksek Mahkemesi, Kaçmaz ailesinin sınır dışı edilemeyeceğine karar verdi. Pakistan’ın önde gelen aydınları. Pakistan’daki okullarda okuyan öğrenciler, olayı protesto ettiler. Pak-Türk okullarındaki öğretmenler ve aileleri, basın toplantısını Lahor Basın Kulübü‘nde yaptılar.
Hizmet mensupları, Pakistan’da tamamen yasal statüdeler. Fesat şebekesinin ifsat girişimleri, bazen siyasi konjonktürden dolayı etkili olabiliyor. Ama Pakistan’da görüldüğü gibi eninde sonunda gelip hukuka ve toplum vicdanına tosluyor.
Pakistan’ın önde gelen gazetecileri, entellektüelleri, üniversite rektörleri ve akademisyenleri Mesut Kaçmaz‘ı çok yakından tanırlar. Geçtiğimiz yıl mayıs ayında Lahor’a gittiğimde bazı gazete ve televizyonları Mesut Kaçmaz‘la birlikte ziyaret ettik. Üniversite rektörleriyle, Muhammed İkbal‘in torunu Mian İqbal Salahuddin’le beraber görüştük, Muhammed İkbal‘in kabrini birlikte ziyaret ettik. Kısacası Lahor’un ileri geden aydınlarının bildiği bir isim Mesut Kaçmaz…
Saraydaki şahıs ve fesat ekibinin faaliyetlerinin hepsi, Türkiye’yi her geçen gün “haydut devlet” kategorisine dahil eden eylemler… Daha önce Pakistan’a Hizmet mensuplarını kaçırmak için özel ekipler gönderdi, bu ekipler yakalanıp sınır dışı edildiler. Bu olay, Pakistan devletinin resmi kayıtlarına girdi. Diğer bir çok ülkedeki kaçırma teşebbüslerinin, uluslararası kuruluşların kayıtlarına ve raporlarına girmesi gibi…
Pakistan’ın hemen yanı başındaki Afganistan’ı da ifsat etmek için var gücüyle çalışıyor Saray’ın fesat şebekesi… Saraydaki şahıs şimdiye kadar Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani ile defalarca görüştü buradaki Hizmet okullarını kapattırmak için… Başaramadı. Afganistan bu okullarda görev yapan Hizmet mensuplarının görevden alınması ve iade edilmesi taleplerini kesin bir şekilde reddetti.
Yıllardır dünyanın en sancılı bölgelerinden biri olan Afganistan’da 20’den fazla Hizmet okulu var. Şimdiye kadar binlerce Afgan çocuğunu eğittiler. Geçtiğimiz yıl Afganistan’a gittiğimde başkent Kabil’de görüştüğümüz Afganistan eski Cumhurbaşkanı Hamid Karzai de, bir bilim adamı olan Eşref Gani gibi bu okulların Afganistan’ın geleceği için önemini bilen bir isim. Karzai’nin yeğenleri Kandahar’daki Hizmet okulunda okuyorlardı.
Cumhurbaşkanı Danışmanı ve Afganistan Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı Abdussukur Dadres, okulları karalamaya çalışan bir Saray elemanına basın toplantısıyla cevap verdi ve “Akıl sağlığın yerinde mi?” dedi. Afganistan Parlamentosu Maarif ve Yüksek Eğitim Komisyonu Başkanı Kemal Nasır Usuli, “Bu okullardan mezun öğrenciler dünyanın farklı ülkelerinde üniversite bitiriyor, dönüp Afganistan’a hizmet ediyorlar” diyor.
Evet bütün dünyada Hizmet ürettiği değerlerle, okullarıyla ve Sarayın fesat şebekesinin gammazlamaları sonucu uğradığı mağduriyetlerle haber konusu oluyor. Sarayın fesat şebekesi ise hukuk dışı ve illegal eylemleriyle… Daha geçtiğimiz hafta Nijerya yine Türkiye’den giden silahları yakaladı. “Daily Dispatch” gazetesi, Türkiye’den gelen konteynırda 475 uzun namlulu silah yakalandığını belirtiyor. Bu sene Türkiye’den Nijerya’ya gönderilen 2 bin 671 uzun namlulu silah yakalanmış. Türkiye’nin büyükelçisini çağırıp yeniden uyardı Nijerya devleti… Gazete, Nijerya Devlet Bakanı Muhammed Buhari‘nin de Saraydaki şahsı uyardığını belirtiyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün devlet imkanlarını kullanarak, milletin emanet parası olan örtülü ödeneklerden milyarlarca dolar rüşvetler dağıtarak elde edebildiği nedir Saraydaki şahsın?.. Bazı fakir Afrika ülkelerinde bir kaç okulu kapattırmayı “maarif” ve “marifet” zanneden bir zihniyet başarılı olabilir mi? Hayır… Mali’deki okulu sahtekarlıkla devraldıkları ortaya çıkınca kovuldular mesela…
Casus imamları, Almanya’dan kaçıyor. En yakın adamı Rıza Sarraf Amerika’da hapiste… Rıza’yı kurtarmak için masaya milyarlarca dolarlık anlaşmalar koydu, ama başaramadı.
Göreceksiniz, Hizmet hareketini Saraydaki fesat şebekesinden kalın çizgilerle ayıracak bütün dünya… Saraydaki şahsın terör, nefret ve fesat üreten selefi ideolojisi mi, yoksa iyilik, barış, eğitim ve bütün insanlığa hizmet diyen Hizmet hareketi mi? Bu aynı zamanda günümüzde savaşlarla ve çatışmalarla büyük problemler yaşayan dünyanın sormakta olduğu “Hangi İslam?” sorusunun da cevabını oluşturuyor.
Bu yüzden Hizmet artık Türkiye’nin meselesi olmaktan çıktı. Bütün dünyanın taraf olduğu bir mesele artık Türkiye’de olup bitenler ve fesat şebekesinin Hizmet aleyhine yürüttüğü eylemler…
Saraydaki şahıs yalanları, dolanları ve fitneleriyle ne kadar yol gidebilir? Kirli siyasetçilerin kurdukları kirli imparatorluklar, bir kıvılcıma, bir çözülmeye bakar. Bir kıvılcım, bir çözülme, o kirli imparatorluğun sonunu getirir.
Dünyanın en büyük israf sarayında kendisini ebedi zannediyor Saraydaki şahıs… Külliye adını verdiği saray kaçak, üniversite diploması şaibeli…. Dünyanın bir çok yerlerinde sakladığı milyarlarca dolar serveti var. Bunları ilelebet saklamasına imkan yok… Patlayacak bir gün dünyanın bu en kirli kanalizasyonu ve israf sarayından taşacak bir gün bütün o pislikler…
Ve bu dönem sadece Türkiye’de değil, dünyada lanetle, ibretle anılacak… Dünya siyaset tarihine ibretlik bir dönem olarak girecek bu bu pespaye despotluk… Siyasi tarih kitapları, bu üçüncü sınıf despotizmi, bu entrikacı ve fesatçı saray rejimini, diktatörlügün en pespaye şekli olarak örnek verecekler.
Siyasi tarihte ismi Rıza Sarraf ile yanyana anılacak hep Saraydaki şahsın… Ve İslam dünyasında, ülkesinin hazinesini soyan devlet başkanları sıralaması yapıldığında yüz milyarlarca dolar kirli servetiyle listenin hep en başında olacak…
Hizmet, İslam tarihinin en kuşatıcı, inşa edici ve yenilikçi hareketlerinden biridir. Dünyada bu kadar farklı renkten, dilden, dinden insanı entegre eden ikinci bir sistem ve hareket yok… Böyle olduğu için, dünyanın her coğrafyasından insanlar Hizmet‘e sahip çıkıyorlar. 175 ülkede binlerce okul, üniversite, hastane, kültür merkezi her milletten insanın bulaşma mekanları…
”Mossad ajanı” dediği Mesut Barzani, Saraydaki şahsı mı dinleyecek, yoksa yıllardan beri Irak coğrafyasındaki okullarda binlerce Kürt gencini dünyaya entegre eden Hizmet’in mesajına mı kulak verecek? Bütün düşmanlarına İsrail ajanı diyen, ama her Amerika’ya gidişinde Musevi lobisiyle görüşmeler yapan, İsrail ile ticarete hiç ara vermeyen bir ikiyüzlü siyasetin temsilcisi Saraydaki şahıs…
Sadece Türkiye’yi değil Irak’ı, Suriye’yi Mısır’ı, Filistin’i karıştırdı Saraydaki şahıs. Bir hiç uğruna, boş bir halifelik sevdası uğruna… Hizmet’i yıkayım derken Türkiye’yi yıktı…
İslam ve insanlık tarihine bakın, inşa edici hareketler çağları aşmış ve devam etmiş. Ama yıkıcı hareketler ortaya çıktıkları dönemde boğulup kalmışlar. Sarayın fesat şebekesi de böyle yıkıcı bir hareket ve tahrip ettiği Türkiye’nin küllerinde boğulup kalacak… Ama Hizmet, bu badireyi atlatıp yoluna devam edecek…