YAZI DİZİSİ | VEYSEL AYHAN |
Erdoğan’ın son 5 yıldır kırmadığı, üzmediği, bir dediğini iki etmediği tek bir şahıs var: Doğu Perinçek.
AKP tabanı bile yargıyı savunamaz halde iken Perinçek “Bu mu kötü yargı? Bundan daha iyi yargıyı nereden bulacaksınız. Türk yargısı son 50 yılın altın çağını yaşıyor!” demiş bir politikacıdır.
Perinçek kadrolaşma ve tasfiyelerde fevkalade memnuniyetini hiçbir zaman saklamadı. Büyük bir sevinçle “Ordudaki tasfiye listelerini biz hazırladık, verdiğimiz isimlerin tamamı uzaklaştırıldı…” demişti.
Ergenekon, Balyoz, hipnozla işkence gibi suçlardan hapis yatan Emekli Askeri Savcı Ahmet Zeki Üçok’un mutluluğu ise 2017 şura sonrasında zirve yaptı. “Son 10 yılın en isabetli terfilerinin yapıldığı şura oldu.”
Dolayısıyla aşağıdaki zulüm (Erdoğan – Perinçek – Ergenekon) ortaklığının bir ürünü.
Zulmün bahanesi 15 Temmuz darbe girişimi idi. Bununla ilgili 19 ilde toplam 40 dava açıldı. Bu davalardaki toplam sanık sayısı 2.064.
Ama bu bahane ile sanıklar ve yakınlarıyla birlikte milyonlarca masum insan mağdur edildi. Erdoğan, bunu açıkça itiraf de etti: “OHAL ile normal zamanlarda yapamayacağımız şeyleri yapabilme gücüne sahip olduk!” dedi.
Dünya darbeler tarihinin şahit olmadığı zulüm ve tasfiye ‘darbeyi önleme’ bahanesiyle yapıldı.
İŞTE KORKUNÇ LİSTE
Meslekten atılan kamu çalışanı: 145.711
Gözaltına alınan: 123.558
Tutuklu: 57.885
Erkek: 39.623
Kadın: 18.262
Koğuş ve hücrede kalan çocuk ve bebek: 668
0 – 12 Aylık 149
1 Yaş 140
2, 3 Yaş 241
4, 5, 6 Yaş 127
Yaşı belirtilmemiş: 11
TOPLAM 668
Adli kontrol şartı ile yargılaması süren: 43.439
Tutuklu gazeteci ve yazar: 274
Tutuklu vali: 24, vali yardımcısı: 74, kaymakam: 100
Hapishane ve gözaltında vuku bulan şüpheli ölüm ve intihar sayısı: 85
Üniversiteden atılan toplam akademisyen: 8.573
312’si barış bildirisi imzacısı olmak üzere ihraç edilen akademisyen: 4.811
Kapatılan üniversiteler nedeniyle işsiz kalan akademisyen: 2.808
Meslekten atılan yargıç: 4.424
Tutuklu Yargıtay üyesi: 104
Tutuklu Danıştay üyesi: 41
Tutuklu AYM üyesi: 2
Tutuklu HSYK üyesi: 5
Tutuklu avukat: 513
Tutuklu siyasi parti başkanı: HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ
Tutuklu milletvekili sayısı: 12 (1’i CHP, 11’i HDP)
Seçimle kazanılmış belediyelere atanan AKP’li kayyım sayısı: 89
Tutuklu belediye başkanı: 74
Tutuklu HDP il-ilçe başkanı: 117
Tutuklu HDP il-ilçe yöneticisi: 780
Kapatılan medya kurumu (gazete, tv, internet sitesi): 195
Kapatılan televizyon kanalı: 30, haber ajansı: 6
Radyo istasyonu: 32, Dergi: 19, Yayınevi: 30
Kapatılan vakıf üniversitesi : 15
Vakıf üniversiteleri kapatılınca işsiz kalan öğretim üyesi : 2.808
Vakıf üniversiteleri kapatılınca işsiz kalan personel : 3.192
Kapatılan özel okul : 1.060
Kapatılan özel öğrenci yurdu : 848
Kapatılan özel öğretim kurumu : 345
Kapatılan eğitim kurumu toplam: 2.249
Özel öğretim kurumlarında çalışma izinleri iptal edilen öğretmen: 20.292
Kapatılan dernek sayısı: 1.411
Kapatılan vakıf sayısı: 141
Gasp edilen dernek ve vakıfların taşınmazlarının değeri: 15 milyar TL.
Gasp edilen özel şirket sayısı: 966
Gasp edilen küçük kuruluş: (Eczane, bakkal, lokanta…) 4.887
Gasp edilen özel şirketlerin gayrimenkul ve şirket varlığı: 48,5 milyar TL
Hakkında adli soruşturma olan kişilere ait bloke edilen taşınmaz adedi: 190.000.
Toplam 40,5 milyar liralık aktif büyüklüğe sahip bu şirketlerde 44.868 kişinin istihdam ediliyordu.
İptal edilen pasaport sayısı: 140.728
Sarı basın kartı iptal edilen gazeteci : 715
ERDOĞAN’IN İŞKENCEHANELERİ
15 Temmuz sonrası Türkiye’deki tüm hapishaneler, bir anda 1980 darbesinin işkenceleriyle ünlü Diyarbakır cezaevine döndü. İşkenceler 15 Temmuz akşamı başladı. Ve görüntüleri Anadolu Ajansı tarafından servis edildi. Hükümet ilk günler bunu saklama gereği duymadı.
İlk işkence görenler askerler oldu. Fotoğraflarda görülen işkencelere maruz kalanlardan biri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar’ı, kurtarıldıktan sonra Akıncı Üssü’nden Çankaya Köşkü’ne götüren sanık eski pilot albay Uğur Kapan’dı. Emniyette tutuldukları süre boyunca ağır işkencelere maruz kaldığını anlatan pilot Uğur Kapan Mahkemede şu sözleri söylemişti: “Yıllarca iç güvenlikte, terör örgütüne karşı çalıştım. Eğer Kuzey Irak’ta düşseydim, PKK’lılar bana böyle davranmazdı”
‘ELİF’ İSİMLİ KADIN İŞKENCECİ
“artigerçek.com” yazarı Ahmet Nesin’in programına konuk olan askerler şunları anlatıyordu: “Kimin kimi dövdüğünü kimse bilmiyor. Döverek götürüyorlar. Bir tanesi diyor ki, Muğla’dan sizin için geldik, diyor. İşkence yapmak üzere Muğla’dan getirilmiş.
Eski Hava Kuvvetleri Komutanı ve YAŞ üyesi Orgeneral Akın Öztürk geliyor. Yüzlerce insanın ortasına getirip çırılçıplak dövüyorlar saatlerce. Artık işkence o kadar artıyor ki, polislerden biri durduruyor, ‘yapma Elif’ diye.”
En ağır işkence Genelkurmay Başkanı Akar’ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan’a yapılmıştı. Vücuduna defalarca şiş sokulması nedeniyle bağırsakları dışarı çıkmıştı. İfadesi bu işkencelerle imzalatılmıştı. Bu ned
enle bütün vücudu sarılı idi.
Komutanların emniyetteki görüntüleri (Anadolu Ajansı videosu)
Sonraki günler hükümet bunun stratejik olarak yanlış olduğunu görmüş olmalı ki yapılan işkenceler servis edilmedi ama şiddetini artırarak devam etti.
ERDOĞAN’IN ‘BAŞÖRTÜSÜ’ ZULMÜ!
Kadın kadındır, başörtülü olması veya olmaması ona yapılan tavır ve davranışı etkilemez ve etkilememeli. Ama yılarca her mitingde “Benim başörtülü bacım…” diye haykıran “28 Şubat’ta başörtülülere yapılan zulmün” ekmeğini yiyen, oy devşiren Erdoğan ve partisi, gücü ele geçirince 28 Şubat’çılara rahmet okuttu. Hamile kadınlardan, yeni doğum yapmışlara, ondan yaşlı kadınlara…
IŞİD’li teröristlere takılmayan ters kelepçe ve kelepçe masum ev kadınlarına takıldı.
Erdoğan zulmünün hiçbir kutsalı yoktu ve tüm kutsallar iktidarda kalmak için paspas edildi.
İŞTE 28 ŞUBAT’TA YÜZDE BİRİ BİLE YAPILMAYAN
ZULÜMDEN BİR KAÇ ENSTANTANE…
90’LARA DÖNÜŞ: KAÇIRILMALAR…
15 Temmuz sonrası ardı ardına pek çok kayıp ve kaçırılma vakası yaşandı. Kaçırılanların yakınları seslerini sadece Twitter aracılığıyla duyurabiliyor. Resmi yetkililer bu olayları görmezden geliyor. Aileler ve avukatların oldukça zor şartlarda elde ettikleri kamera görüntülerini Emniyet alıp incelemek bile istemiyor. Mobese görüntüleri avukatların ısrarlarına rağmen toplanmadı.
Kaçırılan kişi sayısı: 10
Ayhan Oran, 1 Kasım 2016’den beri kayıp
Özgür Gültekin, 21 Aralık 2016’den beri kayıp
Hüseyin Kötüce, 28 Şubat 2017’den beri kayıp
Mesut Geçer, 26 Mart 2017’den beri kayıp
Turgut Çapan, 31 Mart 2017’den beri kayıp
Fatih Kılıç, 31 Mart 2017’den beri kayıp
Önder Asan, 1 Nisan 2017’de kayboldu. 42 gün ağır işkence yapılmış olarak bulundu.
Cengiz Usta, 4 Nisan 2017’den beri kayıp
Mustafa Özben, 9 Mayıs 2017’den beri kayıp
Murat Okumuş, 16 Haziran 2017’den beri kayıp
İŞKENCECİLERİN AKIBETİ
İşkence evrensel hukukta insanlığa karşı işlenmiş bir suç kabul ediliyor. Cezai yargılamasında zaman aşımı bulunmuyor. Bu nedenle tüm işkence emrini verenler ve yapanlar günü geldiğinde en ağır cezalara çarptırılacaktır.
İşkence mağdurlarının yaptıkları suç duyurularına hukuki destek sunan avukatlarca kurulan “iskenceraporu.com” hukuk sitesi işkence mağdurları için ulusal ve uluslararası şikâyet ve başvuru mekanizmalarına iletiyor.
Bunun yanında yapılan şikayetleri göz önüne alıp işkence suçu işleyen kamu görevlilerini teşhir ederek savcıları göreve çağırıyor.
İŞKENCE ŞÜPHELİLERİ
İşkenceye karıştığı iddia edilen devlet görevlilerine aşağıdaki linkten ulaşılabilir :
https://iskenceraporu.com/iskence-suphelileri/
İşkence Türk Ceza Kanunu’nun 94. ve 95. maddelerinde açık şekilde insanlık suçu olarak düzenlenmiş durumda. 3 yıldan 12 yıla kadar ceza öngörülüyor. Suç çocuğa, gebe kadına, avukata ya da başka bir kamu görevlisine karşı işlenirse ceza 8-15 yıl, cinsel yönden taciz şeklinde olduğunda 10 yıldan 15 yıla ceza hükmolunuyor. Kanun, “Suçun işlenişine iştirak edenler de yapan gibi cezalandırılır” diyor.
Pazartesi son bölüm: İŞKENCELER ULUSLARARASI ÖRGÜTLERİN GÜNDEMİNDE ve
15 TEMMUZ HAKKINDA DÜNYA NE DÜŞÜNÜYOR?
(TR724)