Burkina Faso’nun başkenti Ougadougou’da Aziz İstanbul isimli Türk restoranına yapılan terör saldırısında birisi Türk olmak üzere, şu ana kadar 18 kişi yaşamını yitirdi.
Restoranın sahibinin Türk ve Hizmet hareketine yakın birisi olması doğal olarak bazı şüpheleri de beraberinde getiriyor. Bu saldırının ardında kimler var mutlaka araştırılmalı.
Yakın zamanda ülkenin Milli İstahbarat Teskilatı’na (MİT) yurt dışında operasyon yetkisi verildi. Bu yetkinin öncelikle Hizmet hareketine yönelik olduğunu tahmin etmek zor değil. Bu yetkinin verilmesinden sonra MİT’e baglı yurt dışındaki ajanların, Hizmet gönüllülerine yönelik adam kaçırma, şantaj, işyeri kundaklama gibi eylemleri devam ediyor. Burkina Faso’nun başkenti Ougadougou’daki saldırıyı bu eylemlerin bir devamı olarak düşünmek çok yanlış bir değerlendirme olmayacaktır.
Nitekim T.C. hükümetinin medyadaki sözcüsü olarak bilinen Cem Küçük, Haziran ayında bir TV programında yaptığı “MİT’in yurt dışımda operasyon yetkisi var. Bu Hareketin yurt dışındaki gönüllülerini ortadan kaldırma hakkı varıir. Bunlar gizli akılla yönetilir, açıktan söylenecek şeyler değil” ifadeleriyle bunu kameralar önünde söylemekten kaçınmamıştı.
15 Temmuz 2016’da gerçeklesen hain darbe girişimini Hizmet hareketine yonelik bir linç kampanyasına dönüştüren Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan, daha 2 gün önce kendisine müzahir kesimlere ikinci 15 Temmuzlara hazırlıklı olması yönünde çağrı da bulunması, gerek T.C. sınırları içerisinde gerekse diğer ülkelerde Hizmet hareketine yönelik terör eylemlerinin artarak devam edeceğinin en önemli göstergesidir.
Diğer ülkeler ve özellikle ABD ve Avrupa Birliği, Türkiye’de Hizmet hareketine yönelik soykırım uygulamalarını hala ülkenin iç güvenliği olarak görüp etkin tedbirler almaktan imtina etseler de, yaklaşık 4 milyon Türk’ün yaşadığı Avrupa ülkeleri başta olmak uzere, T.C. vatandaslarının yaşadığı tüm diğer ülkeler Erdoğan’ın kendisine müzahir vatandaşları provoke, hatta terörize edebileceği gerçeğine gözlerini kapatmaya devam etmektedirler.
Erdoğan’ın Türkiye’de demokrasi ve insan haklarına aykırı uygulamaları T.C.nin bir iç sorunu olmaktan çıkmış, artık tüm dünya için bir güvenlik problemi haline gelmiştir. Başta BM olmak üzere tüm uluslararası kuruluslar bir an önce herekete gecmeli ve etkin tedirler almalıdır.
(Osman Eroğlu – TR724)
Restoranın sahibinin Türk ve Hizmet hareketine yakın birisi olması doğal olarak bazı şüpheleri de beraberinde getiriyor. Bu saldırının ardında kimler var mutlaka araştırılmalı.
Yakın zamanda ülkenin Milli İstahbarat Teskilatı’na (MİT) yurt dışında operasyon yetkisi verildi. Bu yetkinin öncelikle Hizmet hareketine yönelik olduğunu tahmin etmek zor değil. Bu yetkinin verilmesinden sonra MİT’e baglı yurt dışındaki ajanların, Hizmet gönüllülerine yönelik adam kaçırma, şantaj, işyeri kundaklama gibi eylemleri devam ediyor. Burkina Faso’nun başkenti Ougadougou’daki saldırıyı bu eylemlerin bir devamı olarak düşünmek çok yanlış bir değerlendirme olmayacaktır.
Nitekim T.C. hükümetinin medyadaki sözcüsü olarak bilinen Cem Küçük, Haziran ayında bir TV programında yaptığı “MİT’in yurt dışımda operasyon yetkisi var. Bu Hareketin yurt dışındaki gönüllülerini ortadan kaldırma hakkı varıir. Bunlar gizli akılla yönetilir, açıktan söylenecek şeyler değil” ifadeleriyle bunu kameralar önünde söylemekten kaçınmamıştı.
15 Temmuz 2016’da gerçeklesen hain darbe girişimini Hizmet hareketine yonelik bir linç kampanyasına dönüştüren Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan, daha 2 gün önce kendisine müzahir kesimlere ikinci 15 Temmuzlara hazırlıklı olması yönünde çağrı da bulunması, gerek T.C. sınırları içerisinde gerekse diğer ülkelerde Hizmet hareketine yönelik terör eylemlerinin artarak devam edeceğinin en önemli göstergesidir.
Diğer ülkeler ve özellikle ABD ve Avrupa Birliği, Türkiye’de Hizmet hareketine yönelik soykırım uygulamalarını hala ülkenin iç güvenliği olarak görüp etkin tedbirler almaktan imtina etseler de, yaklaşık 4 milyon Türk’ün yaşadığı Avrupa ülkeleri başta olmak uzere, T.C. vatandaslarının yaşadığı tüm diğer ülkeler Erdoğan’ın kendisine müzahir vatandaşları provoke, hatta terörize edebileceği gerçeğine gözlerini kapatmaya devam etmektedirler.
Erdoğan’ın Türkiye’de demokrasi ve insan haklarına aykırı uygulamaları T.C.nin bir iç sorunu olmaktan çıkmış, artık tüm dünya için bir güvenlik problemi haline gelmiştir. Başta BM olmak üzere tüm uluslararası kuruluslar bir an önce herekete gecmeli ve etkin tedirler almalıdır.
(Osman Eroğlu – TR724)