15 Temmuz sonrası tutuklanan 17 bin kadınla birlikte cezaevine konan 560 bebek Alman medyasında haber oldu. Almanya’da yayın yapan ‘Die Rheinpfalz Gazetesi , Türkiye’de anneleriyle birlikte tutukluluk koşullarında kalan bebekleri haberleştirdi. ‘Cennete çok uzak’başlığıyla haberleştirilen anne ve bebeklerin yaşadıkların dramlar kaleme alındı. Bebek ve çocukların beslenme, sağlık sorunları yaşamasına rağmen, annelerinin ispatlanmamış suçlamaları nedeniyle hapis şartlarında büyük zorunda kaldıkları dile getirildi.
On ay önce tutuklandığında 5 aylık olar Mehmet Emin bebekin Tekirdağ Cezaevi’nde annesiyle birlikte mahpus hayatı yaşadığı ağabeyinin ise dedeleriyle yaşamak zorunda kaldığı anlatılan haberde Mehmet Meni bebeğin beslenme ve sağlık sorunları da değinildi. Hizmet Hareketi’ne yönelik sistematik bir şekilde tutuklama yapan Erdoğan rejiminin Nisan ayı itibariyle 560 bebeği de hapsettiğini anlatan gazete, bunun için delil aranmadığını, ihbar ve polis şikayetleriyle aylarca hapis yatan insanlar olduğuna vurgu yaptı.
Gazetede bebek sayısının CHP Milletvekili Gamze İlgezdi’nin soru önergesi üzerine resmi rakamlarla Adalet Bakanlığı’nca açıklanmak zorunda kalındığı da belirtildi.
Haberde çocukların yaşadıkları şöyle kaleme alınmış: “Hapishanelerde çocukların gelişme imkanı yok. Bilhassa bebeklerin emekleme imkanı bile yok. Koğuşlar olması gerekenden çok fazla dolu. Dışarıdan oyuncak getirmek yasak. Kötü koşullar sebebiyle çocuklar sık sık hastalanıyor. Mehmet Emin bebek eğer tedavi edilmezse kör olma riskiyle karşı karşıya. Çocuklara özel ve uygun yemek verilmiyor. 1 öğün yemek hem anne hem bebek için. Nurhayat Yıldız 28 yaşında. Hamileyken tutuklandı. İkiz bebeklerini cezaevinde kaybetti. Cenazeler bile ailelerine hala verilmedi. Başka bir sorun ise bebekli annelerin koğuşlardaki diğer kadınları rahatsız etmesi. Anneler ve çocuklar bir de bu baskıyla karşı karşıya. Çocuk ve annelere bazı tutuklular sürekli ‘sus’ diyor.”
Cezaevi koşullarının çocuklar için uygun olmadığı belirtilen haberde, ailelerin ve annelerin yaşadığı parçalanmışlık ve zorluklar dile getiriliyor.